Grevlerin ve işçi direnişlerinin sürdüğü Düzce'de 29 Nisan Cuma günü verilen hutbede, "iş yavaşlatmanın ağır bir dini mesuliyet olduğu" dile getirildi. bianet'e konuşan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'na (DİSK) bağlı Birleşik Metal İşçileri Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Hami Baltacı ile yazar İhsan Eliaçık, hutbeye tepki gösterdi.
Baltacı, "Hangi inanç haksızlığa karşı sessiz kalmayı önerir?" derken, Eliaçık da Kuran'da "hak aramayı emreden birçok ayet olduğunu" söyledi.
Kentte Kuyudüzü Mahalle Camii İmamı Nevzat Özalp'ın hazırladığı ve Düzce Müftülüğü tarafından ildeki tüm camilerde 29 Nisan Cuma günü okutulan "İşçi ve işverenin sorumlulukları" başlıklı hutbede, "iş yavaşlatmanın ağır bir dini mesuliyet olduğu" dile getirildi.
Düzce Beyköy beldesinde Birinci Organize Sanayi Bölgesi'nde su pompaları üretimi yapan Mas-Daf Pompa A.Ş.'de çalışan 120 işçi Birleşik Metal-İş'e üye olduktan sonra işten çıkarılmıştı. Nisan başında tazminatsız olarak işten çıkarılan işçiler, fabrikayı işgal etti. İşçiler, eylemlerini yürüyüşlerle sürdürüyor ve direnişe devam edeceklerini ifade ediyor.
"Karı azaltmak, ağır dini mesuliyet"
Cuma hutbesinde ise, konuyla ilgili şu ifadeler kullanıldı:
"Yüce dinimiz İslâm'a göre dünya ve âhiret mutluluğunun temeli çalışmak, alın teri dökmek ve helalinden kazanmaktan geçer. Çalışmak, insanı güzel düşünmeye, insana mutluluk yollarını bulmaya sevk eder. Bir insanın elinin emeğinden daha güzel bir kazancı olamaz...
Dinimizde işçi ve işverenin karşılıklı olarak hak ve hukukları vardır. İşçinin sorumluluğu işini dürüst bir şekilde yapmaktır. İşini icra ederken bütün iyi niyet ve maharetini kullanmaktır. Bunun aksi, kul hakkı almak olur. Kul hakkı ise sahibiyle helalleşmeden Allah'ın affetmediği haklar arasındadır. İşverenin sorumluluğu ise işçisine ancak gücünün yeteceği işi yüklemek olmalıdır. Ona zulüm etmemelidir...
Yüce dinimiz işverenle işçi arasında her zaman adaletli bir bağ kurmuştur. Her ikisinin de karşılıklı olarak uymaları gereken prensipler koymuştur. İşyeri, işçi için ekmek kapısı demektir. Çalışanın geçimi bu ekmek kapısına bağlıdır, işi gereğinden fazla yavaşlatmak veya işyerine zarar vermek, kârı ve kârlılığı azaltıcı davranışlarda bulunmak çalışanı ağır dini mesuliyet altına sokar."
"Sendikanın caiz olmadığı doğru değil"
Yazar Eliaçık, hutbede söylenenlerin gerçeği yansıtmadığını söyledi ve "Tam tersi işçi sendikalı olmalı, Kuran'da da hak aramayı emreden birçok ayet var" dedi.
Eliaçık şöyle konuştu:
Hutbenin tersine, İslam'da insanların hakkını alması söz konusudur. Haksızlığa uğrayanlar, haklarını geri almak için mücadele ederler. Kuran'da da hak aramayı savunan birçok ayet var. İşçiler sendikalı olmalı ve haklarını savunmalılar. Hutbeler de işçilerin haklarını savunmalarına yönelik olmalıyken, bunun tersi yapılıyor.
İslam'da "Sendika caiz değildir" diye bir şey yok. İslam'da en kutsal değer, emektir. Peygamber de "İşçinin alınteri kurumadan hakkını verin" der. İslam bu konuda hassastır. Camilerde emekçi karşıtı hutbe verilmesi son derece yanlış.
"Mücadele veren emekçilere saygı göstermeliler"
Birleşik Metal-İş Kocaeli Şube Başkanı Baltacı da, hutbeye tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
Burada bir haksızlık var, hangi inanç haksızlığa sessiz kalmayı önerir? Bütün inançlar, haksızlığa karşı çıkılması gerektiğini söyler. Bir adaletsizlik varsa, bütün inançların öğretisi o adaletsizliğin ortadan kalkması yönündedir.
Biz bu yapılanlara alışkınız. Diğer fabrikalardaki grev ve direniş süreçlerinde de aynılarını yaşadık. Bu inanç, herkesin inancıdır, imamın düşüncesi bizi ilgilendirmez. Mücadele veren insanlara saygı göstermeliler. Biz inançlara saygılıyız, kendi değerlerimizi yapılan saygısızlığı da hoşgöremeyiz. İnsanlara hizmet için görevlendirilen memurların iki kez düşünüp bir kez konuşması lazım. (AS)