BOLU Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Kalaycıoğlu, Türkiye ekonomisi ile birlikte Bolu ekonomisinin de dibe vurduğunu söyledi.
Türkiye ekonomisinin 2002 yılında yavaş da olsa bir düzelme göstereceğini umduğunu belirten Kalaycıoğlu, "Parlementoda; hükümetin isteğinden ziyade, IMF ve Avrupa Birliği isteklerinden kaynaklanan bir gayret ve düzelme gözleniyor. Hükümet de; iki yakasını bir araya getirmek amacıyla da, maliye politikalarında gelirleri fazlalaştırma çalışması var. En önemli olarakta, enflasyon probleminin aşılması gerekiyor. Enflasyon aşılmadan da, ne reel sektör normale döner, ne de istihdam bir çözüme kavuşur" dedi.
Birçok kişi tarafından olumsuz olarak görülen bankaların düzenlenmesi çalışmasına, olumlu olarak baktığını belirten Kalaycıoğlu, "Reel sektörün temel ayaklarından olan bankaların düzenlenmesi, reel sektörü harekete geçirecek olmasından dolayı doğru bir düzenleme. Bu uygulamada yapılan tek yanlışlık da, bazı bankaların dışlanarak eşitlik ilkesinin çiğnenmesi olmuştur" dedi.
BARINAK SORUNU
Depremin getirmiş olduğu barınak sorununun, hala daha çözümlenemediğini belirten Kalaycıoğlu, "Bolu'da barınak işi hala çözülmedi. Bolu'daki barınma sorunu, prefabriklerin kalkmasıyla çözülebilir. Merkezde boş duran iki bin daire, ancak prefabriklerin kaldırılmasıyla dolar. İşte o zaman, Bolu'da yaşam normale dönmüş olur. Aksi halde normale dönüşte zaman kaybı olacaktır. Ayrıca; hergün büyümeye devam eden üniversitemiz için hedeflenen 20 bin öğrenciyi buraya getirmeden önce, yurt probleminin, barınak probleminin Bolu'nun gündeminde kalması gerekir" dedi.
ÖNCE KAMU KURULUŞLARI AYAĞA KALKMALI
Depremden sonra Bolu'nun ayağa kalkabilmesi için, öncelikle kamu kuruluşlarının ayağa kalkması gerektiğini söyleyen Kalaycıoğlu, "Valilik binası hala ortada duruyor. İzzet Baysal Devlet Hastanesi orta hasarlı beklerken, SSK ise prefabriklerde hizmet veriyor. Defterdarlık binasına taşınamazken, Bağ Kur'un temeli yeni atılmış durumda. Emniyet teşkilatımız bile hala daha çadır ve konteynırlarda hizmet veriyor. O nedenle; önce Bolu'daki yapılaşmasını normale döndürsün ki, Bolu ayağa kalkabilsin" dedi.
ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ İÇİN ÇABA SARFETMELİYİZ
Organize Sanayi Bölgeleri'yle ilgili olarak 2000 yılında yayınlanan yasanın 14. maddesinde, özel durumlar halinde Organize Sanayi Bölgelerinin teşvik edilmesinin yer aldığını belirten Kalaycıoğlu, "Bu teşvikler içersinde, Kalkınmada Öncelikli Yöreler ve Olağanüste Hal Bölgesi kapsamlarıyla 4325 sayılı yasının kapsadığı desteklerin tümü yer alıyor. Bunlardan yararlanma kriteri olarak; kişi başına düşen gayri safi milli hasılanın 3500 dolar ve altındaki illerde bulunan Organize Sanayi Bölgeleri gösteriliyor. Bu yasanın yayımlandığı tarihte göstergesi 3758 dolar olan Bolu, bu kapsam dışında kaldı. Ancak; daha sonra DİE tarafından yapılan açıklamada, Bolu'nun yurt içi gayri safi milli hasıladan almış olduğu pay 3050 dolara düşmüş bulunuyor. Maliye Bakanı'nın muhalefetiyle Terkin Yasası kapsamına alınmayarak bir yıl ertelenen bu maddeyle ilgili belirlenecek yeni kriterlerden, Bolu'nun yararlanabilmesi için bu konuda gayret göstermemiz lazım" dedi.
GAYRET GÖSTERMEK LAZIM
Bolu'nun ticaretini besleyen kırsal kesimle, tavukçuluğun yemiş olduğu darbelerin giderilebilmesi için bu bölgeye devletin teşvik vermesi gerektiğini söyleyen Kalaycıoğlu, "Patates üreticisiyle, tavuk sektöründe yaşanan problemlerin çözümlenmesi gerekiyor. Bölgeye devlet desteği sağlanabilmesi halinde Bolu ekonomisinde, Türkiye ekonomisine paralel düzelme olabilir. Bolu'nun işinin çok kolay olmadığı ortada. O nedenle; Bolu'nun insanının, Türkiye'deki insanlardan daha fazla gayret göstermeleri halinde, Bolu ayağa kalkabilir" dedi.