Rus nükleer enerji şirketi Rosatom'un yapacağı Akkuyu NGS Nükleer Santrali Projesi kapsamında 4 adet VVER reaktörü yapılması planlanıyor.
Mersin'in Gülnar ilçesindeki Akkuyu'da yapılması planlanan nükleer güç santraliyle ilgili Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türkiye Barolar Birliği (TBB)'nin itirazı üzerine Danıştay'da açılan davanın ilk duruşması bugün Danıştay 14'üncü Daire'de görülmeye başlandı.
Duruşma salonundan son gelişmeleri Türkiye Barolar Birliği (TBB) adına davayı takip eden Arif Ali Cangı, nükleer santral projesinin risklerini ise Greenpeace Akdeniz Kampanyalar Sorumlusu Özgür Gürbüz bianet'e değerlendirdi.
TIKLAYIN - Akkuyu Nükleer Santrali Davası Ankara'da Başladı
Avukat ve Çevre Savunucusu Arif Ali Cangı, duruşmada öncelikle kamu yararı tartışması açısından nükleer santral projesinin yaratacağı risklerin anlatıldığını kaydeden Cangı, bilirkişi raporunda Prof. Dr. Hayrettin Kılıç'ın ve hatta Danıştay Dairesi'nin sorularının yanıtlanmadığını söyledi ve ekledi:
"VVER reaktöründe Eylül'de kaza oldu"
"Hayrettin hocanın raporunda bir tanesi şu: 1200 tipi bir reaktör kurulacak. Bu reaktörün sınanmış değil. Bilirkişi raporunda onaylanmış bir reaktör olduğunu söylüyorlar ama bu doğru değil.
"Bu VVER reaktörünün Rusya'daki bir nükleer santralde deneme üretimi yapılıyor. Burada geçtiğimiz Eylül ayında bir kaza meydana geldi, Rus hükümeti 6 gün boyunca kazayı sakladı.
"Kazanın jenaratör arızası olduğu kaydedildi. Yani reaktörün sınanmışlığı dahi yok...
"Rusya'nın nükleer teknoloji konusundaki sicili de tartışmalı. Çünkü Fukuşima kazasından sonra bir risk analizi raporu Rus hükümeti tarafından gizlendi. Norveç medyasına yansıyan haberlerden öğrendik ki kaza riskinin yüksekliği konusunda raporlar var.
Sovyetler Birliği ve Rusya yapımı su soğutmalı ve yönetmeli basınçlı su reaktörler serisi VVER.
"Rosatom şirketinin sicili tartışmalı"
"Duruşmada ayrıca nükleer santrali inşa edecek olan Rusya'nın Rosatom şirketinin sicilinden bahsettik.
"Rosatom çok yerde nükleer santral yapıyor ama yolsuzluk sicili de oldukça kabarık. En son Güney Afrika'da adının karşıtığı yolsuzluktan bahsettik.
TIKLAYIN - Ural Dağları'nda Nükleer Alarmı: Radyoaktif Seviye Bin Kart Arttı
"Mahkeme Başkanı Levent Artuk, yolsuzluk kısmına itiraz etti. Ben de şunu ifade ettim: ÇED değerlendirmesi bir taahhütler manzumesidir. Sonuçta taahhütte bulunan bir şirket söz konusu ve bunun güvenilirliğini tartışmak tam da bu davanın konusudur.
"Sular altında kalacak ilk yer olacak"
"Barolar Birliği'nden İsmail Hakkı Atal'da ayrıntılı olarak küresel iklim değişikliğinin nükleer santrale olası etkilerini sundu mahkemeye.
"Akkuyu Santrali denize oldukça yakın mesafede dolayısıyla suların yükselmesiyle ilk sular altında kalacak yer orası olacak.
Akkuyu Projesinde Son DurumTürkiye'nin ilk nükleer santralini kuracak Akkuyu Nükleer A.Ş., Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'ndan (TAEK) İnşaat Lisansının ilk aşaması olan Sınırlı Çalışma İznini geçtiğimiz ay aldı. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Akkuyu Nükleer A.Ş. Genel Müdürü Yuri Galanchuk, "Bundan sonraki hedefimiz İnşaat Lisansı'nı almaktır" dedi. Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) için çalışmalar, 12 Mayıs 2010 tarihinde Türkiye ile Rusya Federasyonu arasında imzalanan Hükümetlerarası Anlaşma'ya istinaden başlatıldı. Tartışmalı ÇED onayının alınmasından sonra 3 Mart 2017 tarihinde TAEK'e İnşaat Lisansı için başvuru yapıldı. Akkuyu Nükleer A.Ş.'nin resmi sitesine göre NGS insasının baslaması için gerekli tüm izinlerin verilmesinden itibaren yedi yıl içinde 1. Ünite'nin işletmeye alınması öngörülüyor. |
"Raporda işten atılan Rus uzmanın imzası var"
"TMMOB'un avukatlarından Nurten Çağlar ise bilirkişi raporundaki sahtecilikten bahsetti. Rapordaki Rus nükleer uzmanın imzası, kendisi işten çıkarılmış olmasına rağmen halen durmakta. Bu da ÇED raporunun bu anlamda güvenilmez olduğunu ortaya koyuyor.
"Biz kıyameti engellemeye çalışıyoruz"
Cangı, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün duruşmadan hemen önce yaptığı "Rahatsız olsanız da olmasanız da biz nükleer enerjiyi yapacağız" sözlerini duruşmada hatırlattığını kaydederek "Siyasetçilerin bu davaya müdahale etmemesi gerektiğini ifade ettim" dedi ve ekledi:
"Mahkeme Başkanı buna da itiraz etti. Ancak ben dahil davacılar bunun öncelikle yargılamanın tarafsızlığı açısından ve kendileri üzerindeki baskıyı azaltmak için önelmi olduğunu dile getirdik. Hatta 'Bindik bir alamete, gedeyoz kıyamete' şarkı sözünü anımsatarak 'Biz kıyameti engellemeye çalışıyoruz' dedik." (PT)
"Atıklar Yüzlerce Yıl Akkuyu'da Kalacak"Greenpeace Akdeniz Kampanyalar Sorumlusu Özgür Gürbüz ise, "Akkuyu'da nükleer santral kurma fikri ölü doğmuş bir fikir ve bugünkü mahkemenin sonucu bunu değiştirmeyece" dedi ve şunları kaydetti: "Nükleer santralin pahalı ve çok tehlikeli olduğunu, doğaya telafisi mümkün olmayan zararlar vereceğini biliyoruz. Bugün davada konuşulan nükleer atık meselesi bunlardan sadece biri. "Nükleer santralden 244 bin yıl boyunca radyoaktif kalan Plutonyum 239 gibi çok tehlikeli nükleer atıklar çıkıyor. "Bu atıkların bazılarının Rusya'ya gönderileceği söylense de, santralde kullanılan yakıt çubukların uzun bir süre soğutma havuzlarında, Akkuyu'da bekletileceğini biliyoruz. "Sorun sadece yüksek seviyeli atıklardan ibaret de değil. Akkuyu NGS A.Ş.'nin eski Genel Müdür Yardımcısı Rauf Kasumov'un da belirttiği gibi orta ve düşük seviyeli nükleer atıklar yüzlerce yıl Akkuyu'da depolanacak. Orası bir nükleer çöplük olacak. Bu atıkları yerin altına gömme fikri de kabul edilebilir bir öneri değil. Bu atıkların toprağa, suya, havaya karışmaması gerek. "Nükleer endüstri bunu garanti edecek bir tecrübeye sahip değil. Yaklaşık 70 yıllık bir tarihe sahip nükleer endüstri, binlerce yıl radyoaktif kalacak radyoaktif atıkların güvenle saklanacağını iddia edemez. Böyle bir tecrübeleri yok. Akkuyu'da kurulması planlanan nükleer santrali işletecek şirketler 60 yıl sonra Mersin'i terk edecek. Nükleer atıklar ise Akkuyu'da kalacak. "Rüzgar ve güneşten enerji üretimi çok daha ucuz""Nükleer santralın pahalı olması da Akkuyu ve Sinop'taki projelere karşı çıkmamız için önemli bir gerekçe. Rus devlet şirketine verilen alım garantisi nedeniyle Akkuyu'da üretilecek elektriğin kilovatsaatine 12.35 dolar sent ödeyeceğiz. "Halbuki rüzgar ve güneşten aynı elektriği iletmek çok ama çok daha ucuz. Örneğin YEKA kapsamında yapılan rüzgar ihalesinde ortaya çıkan fiyat 3,48 dolar sent. Nükleer enerji elektrik fiyatını artırmak, halkın omuzundaki yükü biraz daha artırmaktan başka bir şeye yaramaz. "Olası bir kaza veya sızıntı durumunda karşı karşıya kalacağımız can kaybı ve ekonomik kaybın tarifini bile yapamayız. Elektriği başka kaynaklardan daha ucuza ve risk almadan üretmek varken, böyle bir maceraya girmenin mantıksal bir açıklaması yok." |