Avrupa'nın ikinci büyük ormanı olan Longoz Ormanlarının bulunduğu, Sit Alanı kapsamında olan İğneada'ya nükleer ve termik santral yapılmasına karşı imza kampanyası başlatıldı.
İğneada'ya nükleer ve termik santral yapılmasına karşı başlatılan imza metninde, nükleer ve termik santrallerin yapılmasının Longoz Ormanları'ndaki yaşam alanını ve ekoturizmi tehdit edeceği belirtiliyor.
23 Ekim'de başlatılan ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın bu konuda gereğini yapmasının istendiği imza metnine şimdiye dek 5 binden fazla kişi destek vermiş durumda.
Akarsuların ve longoz sularının denizle karıştığı alanlar, balıkların üremesi, beslenmesi ve balıkçılık verimi açısından önem taşıyor. 2500 hektar alanı kaplayan Longoz Ormanları ise bir çok türde canlının yaşam alanını oluşturmakla birlikte balıkçılığı ve bölge halkına yeni bir geçim kaynağı sağlayacak olan ekoturizmin gelişmesine olanak sağlıyor.
Tarım, sanayi ve kentleşme plansızlığı yüzünden Trakya'da akarsular ve yer altı rezervlerinin tükenmek üzere olduğunun ifade edildiği imza metninde santrallerin yerine yapılması gerekenler açıklanıyor:
"Doğayla dost geçim kaynaklarının, kum ve güneşi dışlamayan ekoturizm faaliyetlerinin teşvik edilerek geliştirilmesi ve doğal kaynakların korunması hem yöre ekonomisinin canlanması hem de gelecek kuşaklara bu değerli mirasın devredilmesi açısından önemlidir." (BK/HK)
* Longoz ormanı: Denize doğru akan derelerin getirdiği kumların birikerek kıyıda set oluşturması sonucu oluşan su birikintisinde oluşan bir özel ekosistem; subasar ormanı.
Muğla'nın Milas ilçesindeki Herakleia Antik Kenti'ndeki kazılarda gün ışığına çıkarılan eserlerden bazılarının üzerinde pati izlerine rastlandı.
Kapıkırı Mahallesi'ndeki antik kentte dört yıl önce başlayan kazı çalışması, Prof. Dr. Zeliha Gider Büyüközer'in bilimsel danışmanlığında sürüyor.
Günümüze ulaşan tarihi yapılarıyla turistlerin yeni rotası haline gelen Herakleia Antik Kenti, bulunan eserlerle yüzlerce yıl öncesi yaşama dair ipuçları veriyor.
Kazılarda gün ışığına çıkarılan figürlü mozaik, kandil, pati izi olan tuğlalar ve insan yanına gömülü hayvan iskeletlerinin olduğu mezarlar, 2 bin yıl önce Herakleia'da yaşayanların hayvan ve doğa sevgisine dair gösterge olarak değerlendiriliyor.
Herakleialılar, antik dönemde Anadolu’da ve Akdeniz çevresinde kurulan Herakleia şehirlerinde yaşayan halk. "Herakleia" adı, antik Yunan mitolojisinin yarı-tanrısı Herakles’ten (Roma mitolojisinde Herkül) gelir ve bu isimle anılan birden fazla şehir bulunur.
"Köpekleri ile yan yana gömülmüşler"
Herakleia'da 2022 yılındaki kazılarda, güney Helenistik kule yanındaki mezarlıkta insan yanına gömülü köpeğe rastladıklarını anlatan Latmos ve Herakleia Kazısı Başkanı Prof. Dr. Zeliha Gider Büyüközer, Anadolu Ajansı muhabirine şöyle dedi:
"Bu, Herakleialıların evcil hayvanlarına verdiği önemin bir yansıması. Bireylerin öbür dünyada da köpekleriyle birlikte olmayı tercih etmeleri, köpeklerin ne kadar değerli olduğunu ve onlarla kurdukları bağın ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Yine kazılarda Roma hamamındaki pek çok kiremit tuğlanın üzerinde köpeklere ait pati izlerine rastladık.
"Kazılarda ele geçirilen görseller, Herakleialıların çevrelerindeki hayvanları ne kadar iyi tanıdığını ve onlara olan ilgilerini bir kez daha ön plana çıkardığını görüyoruz. Bitkisel bezekler ve hayvan figürlerinin sıkça yer aldığı seramikler ve kandiller de bu halkın doğaya ve hayvanlara olan sevgisini gösteren bir diğer önemli buluntu. Herakleialıların, yaşadıkları doğayı ve hayvanları sadece yaşam alanlarının bir parçası olarak görmekle kalmayıp, doğayı ve hayvanları sanatla da taçlandırdıkları görülüyor." (TY)
Ermeni Kilisesi ve toplumu, bugün İsa peygamberin doğuşunu kutluyor.
6 Ocak tarihine denk gelen kutlama, hem İsa'nın doğumu (Noel) hem de vaftizi (Epifani) anısına yapılır ve "Surp Dzınunt" (Kutsal Doğuş ve Beliriş) olarak adlandırılır. Bu tarih, Batı kiliselerinin 25 Aralık'ta kutladığı Noel'den farklı ve Ermeni Apostolik Kilisesi'ne özgüdür.
“Kutsal Doğuş Yortusu” olarak da anılan gün ile ilgili Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan, bir mesaj yayımladı.
“Mesih doğdu ve belirdi”
Agos Gazetesi’nin aktardığına göre, Maşalyan’ın mesajı kısaca şöyle:
“Meleklerin Beytlehem’in dağlık vadilerinde söyledikleri ilahiler hala yankılanıyor. Fakat bu kez, onların ilahilerini dünyanın her bir yanına dağılmış olan Kilise’nin Evlatları seslendiriyor: ‘En yücelerde Tanrı'ya yücelik olsun, yeryüzünde O'nun hoşnut kaldığı insanlara esenlik olsun!’
"Çobanlar gibi, bizlerin de bu anın heyecanı ve sevinciyle duygulanmış yüzleri, derin bir huşuyla içindedir: ‘Kurtarıcı Doğdu.’
“İsa'nın doğuşu, bize Tanrı'nın kimliğine ilişkin birçok temel gizemi açıklayan ilahi bir vahiydir. Rab İsa'nın Doğuşu’ndan ışıldayan derin açılımlar Tanrı'nın karakterini tanımamıza ve böylece kime ve nasıl benzememiz gerektiğini yeniden belirlememize büyük ölçüde yardımcı olabilirler. Dolayısıyla Mesih'te açıklanan Tanrı imajı her zaman önümüzde rehberimiz olacaktır.
“Mesih'in doğuşu, yıldızlardan da yüksekte var olduğu halde engin sevgisiyle harekete geçerek çaresiz bir bebek örneğiyle Beytlehem’in yemliğinde beden almaya razı gelmiş sevgi dolu Tanrı’nın muhteşem hikâyesidir. Gelin dostlar, karakterimizi düzeltelim ve Beytlehem'in yemliğinde huzur içinde uyuyan beden almış Öz Oğul’un mütevazı görünümünden ilham alarak Tanrı’ya, Göksel Baba’mıza benzeyelim. Ne harika bir manzara!
“Diaspora’da bulunan İstanbul, Tıbrevank, Getronagan, Esayan, ve Mıhitaryan Okulları Dernekleri’ne, yurtdışında yaşayan ve zor şartlarda gelenek ve göreneklerine sahip çıkmaya çalışan imanlı cemaat üyelerimize en içten sevgilerimizi gönderiyoruz. Kutsal Doğuş Yortusu vesilesi ile başta Ermeni Katolik ve Protestan Kiliseleri olmak üzere tüm kardeş Kiliseler’in ruhani önderlerini, din görevlilerini ve imanlı cemaatlerini de Mesih sevgisi ile kutluyoruz. Tanrı’nın lütuf, sevgi ve kutsayan gücü hepimizle birlikte olsun. Amen.
"Mesih doğdu ve belirdi. Mübarektir onun doğuşu. Pederane sevgilerim ve Mesih’te dualarımla.”
* Şnorhavor Surp Dzınunt (Շնորհավոր Սուրբ Ծնունդ) Ermenice bir ifade ve "Mutlu Kutsal Doğuş" veya "Mutlu Noel" anlamına gelir.
Yortu hakkında
Surp Dzınunt yortusuna hazırlık süreci, Ermeni Kilisesi'nde yedi hafta sürer. Bu hazırlık dönemine Hisnag (50 günlük dönem) denir. Hisnag'in birinci, dördüncü ve yedinci haftalarında kilise üyeleri, vejetaryen bir perhiz uygular. Her cumartesi gün batımında dualar ve ilahiler eşliğinde, mor renkli yeni bir mum yakılır.
Noel yortusuna hazırlık döneminin bir parçası olan yılbaşı gecesi, ailelerle birlikte geçirilir. Bu gece, kiliselerde yıl sonu şükran duası yapılır ve akşam saatlerinde aile üyeleri, akrabalar ve dostlar bir araya gelir. Surp Dzınunt perhizi nedeniyle sofralarda özellikle deniz ürünleri ve vejetaryen yemekler tercih edilir. Topik ve kuruyemiş gibi geleneksel lezzetler de sofrada yer alır.
Yılbaşı gecesi saat 23:58 civarında evdeki tüm ışıklar söndürülür ve hep birlikte dua okunarak yeni yıla girilir. Geleneksel olarak anuşabur (bir tür aşure) yenilir. Bereketi simgeleyen nar, kapı eşiklerinde patlatılarak kutlamaların bir parçası olur.
Noel'in ikinci günü olan 7 Ocak'ta, kabir ziyaretleri gerçekleştirilir. Aileler, ölmüşlerinin ruhlarına dua okur ve yakınlarının mezarlarını ziyaret ederek bu kutsal günün anlamını derinleştirir. (TY)