Doğa Koleji, Özgür Boza Okulları, Kartal Özel Ahmet Şimşek Koleji, Özel Gökjet Havacilik Mesleki̇ Ve Tekni̇k Anadolu Li̇sesi̇…
Özel okullarda yaşanan kriz nedeniyle adı basına yansıyan özel okullardan sadece birkaçı. Liste uzun zira geçtiğimiz yıl 200’e yakın okul ya kapandı ya da devretmek zorunda kaldı.
Ailelerin “çocuğum daha iyi eğitim alsın” düşüncesiyle kapısını çaldığı özel okullardaki bu krize yeni okullar eklenecek gibi görüyor.
Doğa Koleji ile tartışmaya açılan özel okullarda yaşanan sorunlar sadece bu okulun kurtarılmasıyla sona erer mi? Bu krizin önüne nasıl geçilir?
TIKLAYIN-Eğitim-Sen Genel Başkanı: Apartmanlara Tabela Asıp Okul Haline Getirdiler
"2003'ten sonra devlet politikası oldu"
Özel okullarda yaşanan krizi bianet’e değerlendiren Eğitim Reformu Girişimi'nden (ERG) Özgenur Korlu, son dört yılda özel okullarda ve buraları eğitim alan öğrenci sayısında büyük bir artış yaşandığını belirtti ve ekledi:
“Türkiye’de eğitimde 1927’lerden beri varlık gösteren özel eğitim kurumları bugü eğitim sisteminin bir parçası. Ancak, özellikle 2003 itibaren eğitimde özel öğretim kurumlarının payının artırılmasının bir devlet politikası haline geldiği görülüyor.
“Geçtiğimiz yıllarda bu hedef çerçevesinde özel öğretim kurumlarının açılmasının desteklenmesi ve özel öğretim kurumlarına olan talebin artırılması için çeşitli uygulamalar yapıldı ve hem özel öğretim kurumu sayısı, hem de özel öğretim kurumlarındaki öğrenci oranı arttı. Son olarak, Kasım 2019’da yayımlanan MEB 2019-2023 Stratejik Planı’nda da bu hedefe yer verildi.
"Sayıları yüzde 19,2 oranında arttı"
“MEB verilerine göre 2018-19 yılında özel öğretim kurumlarının oranı yüzde 19,2, öğrencilerin ise yüzde 8,2’si özel öğretim kurumlarında eğitim görüyor. Son 5 yılda, özel öğretim kurumlarının oranı yaklaşık 7 yüzde puan, özel öğretim kurumlarındaki öğrencilerin oranı ise yaklaşık 4 yüzde puan arttı.
“Kademelere göre bakıldığında, bu oranların en fazla okul öncesi eğitim ve ortaöğretimde fazla olduğunu görülüyor. Bu oranın özellikle ortaöğretimde fazla olmasında temel liseler ve eğitim ve öğretim desteği gibi uygulamalar etkilidir. Temel liseler 2019 yılında kapatıldı. MEB tarafından, 2019-20’den itibaren mezun olmamış öğrenciler için eğitim ve öğretim desteğinin devam edeceği ancak yeni öğrenciler için uygulamanın kaldırılacağı paylaşıldı. Bu iki uygulama özel öğretimin payının artmasında etkili olsa da, kaldırılmaları ile özel öğretim kurumlarının bugün yaşadığı sorunlar arasında bir ilişki kurmak güç.
TIKLAYIN-"Burası Ticarethane Değil Müdür Bey Okul Okul..."
"Sadece kazanç olarak bakılamaz"
“Özel Öğretim Kurumları Kanunu’na göre, özel öğretim kurumları faaliyetlerini sadece kazanç sağlamak için düzenlemeyemezler. Diğer yandan, bu kurumların faaliyetlerine devam edebilmesi için düzenli kaynağa ihtiyaçları var. Kaynakla ilgili herhangi bir sıkıntı özel öğretim kurumlarının eğitim faaliyetlerinde sorunlara yol açabiliyor.
Bunun yaşanmaması için atılacak en temel adım, MEB tarafından özel öğretim kurumu açan kişi ve kurumlardan mali teminat talep edilmesidir. Bu teminat başta öğretmenler olmak üzere özel öğretim kurumlarında çalışanların ve bu kurumlardaki öğrencilerin yaşayacağı sıkıntıların önüne geçilebilir. Kurumun devamlılığı için de bir kaynak olabilir.
“Bu uygulama 1999 yılında Millî Eğitim Bakanlığı’na Bağlı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’ne eklendi ve yönetmelik gereği özel öğretim kurumlarının eğitime başlayabilmesi için malî teminat göstermesi talep ediliyordu. Ancak bu uygulama 2007’de 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu ile yürürlükten kaldırıldı. Teminatın kaldırılmasının da özel öğretim kurumu sayısının artmasında etken olduğu söylenebilir.
TIKLAYIN-Bir Özel Okul Daha Kapandı, Öğrenciler Ortada Kaldı
"Eşitlik ilkesi temel alınmalı"
“Son dönemde yaşanan sorunlarla ilişkili olarak, ilk aşamada bu kurumlardaki öğretmen, öğrenci ve diğer çalışanların mağduriyetlerinin giderilmesi gerekiyor. MEB kurum açma şartları kaybedildiğinde, okulun faaliyetlerini sınırlandırıp, bu okuldaki öğrencileri resmi ve özel okullara kaydedebiliyor. MEB tarafından, bununla ilgili çalışma başlatıldığı paylaşıldı. Bu gibi durumlarda öğretmenlerin de güvence altına alınması için Öğretmen Meslek Kanunu’nda özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin özlük haklarının korunmasına yönelik düzenlemeler, mevcut Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nda bu amaçla değişiklikler yapılmalıdır.
“Bunlara ek olarak, Özel Öğretim Kurumları Kanunu ve ilgili yönetmelikler bütüncül olarak yeniden değerlendirilmeli ve düzenlenmelidir. Özel öğretim kurumu açmak için mali teminat talep edilmesi ve bu kurumların etkili bir şekilde denetlenmesi önemlidir. Diğer yandan, özel öğretim kurumlarıyla ilgili kamu kaynakları kullanılarak yapılacak her uygulamada, eşitlik ilkesinin temel alınması gerekiyor." (RT)