Çocuğun ve toplumun gelişimi için 12 yıldır eğitimde yapısal dönüşümü hedefleyen Eğitim Reformu Girişimi'nin (ERG) Eğitim İzleme Raporu 2019'un ilk dosyası, "Eğitimin Yönetişimi ve Finansmanı" bugün kamuoyuyla paylaşıldı.
Eğitim alanında yaşanan gelişmeleri izleyip analizlerle buluşturulduğu Eğitim İzleme Raporları yeni bir sürece girerek bundan sonra her yıl beş dosya halinde yayımlanacak.
ERG Eğitim Gözlemevi Araştırmacısı Özgenur Korlu'nun hazırladığı raporun ilk dosyası, yönetişim ve finans alanında yaşanan önemli gelişmeleri belirli göstergeler çerçevesinde izleyip değerlendiriyor.
Raporda, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) bütçesi, basın açıklamaları, 2023 Eğitim Vizyonu incelendi ve bu belgelerin bilgi, medya ve veri okuryazarlığı ile ilişkilerine bakıldı.
Raporun sunumunun ardından Veri Okuryazarlığı Derneği Kurucusu Pınar Dağ ve Uluslararası Şeffaflık Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Oya Özarslan'ın da katılıdğı bir panel düzenlendi.
ERG Eğitim Gözlemevi Koordinatörü Meltem Arık, açılış konuşmasını yaptığı sunumda, yönetişim ve finansman alanını iki temel soruyu önlerine koyarak sorduklarını belirtti.
"İlki eğitimin yönetişimi. Katılımcı, saydam, etkin, hesap verebilir, adil ve hukuka bağlı mı? İkinci soru ise eğitim finansmanında eğitim hedeflerine ulaşmak için yeterli kaynak ayrılıyor mu, bu kaynaklar sosyal adalet ve eşitlikçi bir çerçevede paylaşılıyor, dağıtılıyor mu?"
"Eğitim bütçesinin yüzde 83,4'ü personele ayrılıyor"
Raporda MEB'in bütçesinin 2018-2019 ile son 10 yıllık karşılaştırmasının yapıldığını belirten Korlu, MEB'in 2019'da bütçesinin 113 milyar TL olduğunu ve bütçenin yüzde 83,4'ünün personele ayrıldığın aktardı.
"Bilgi okuryazarlığı açısından öğretmen, veli ve okul yöneticileriyle yaptığımız toplantılarda 2023 Eğitim Vizyonu belgesinden haberdar olduklarını ancak okumadıklarıın gördük.
"Çocuklar katılımcı değil"
Korlu yaşanan gelişmeleri izlerken en önemli aktörlerden birinin de çocuklar olduğunu söyledi.
"Çocuk katılımını önemsiyoruz. Öğrencilerin eğitimi izleyebilmesi, değerlendirebilmesi ve fikirlerinin alınması gerekir çünkü eğitim sisteminden en çok etkilenen önemli bir grup da onlar.
"Çocuk katılımı açısından da boşluklar var. MEB belgesinde 'Bütün eğitim paydaşlarının çocuk ortak paydasında bir araya getirmeye davet ediyoruz' deniliyor ancak belgenin içinde kendileriyle ilgili kararların çocukların nasıl dahil olacağı belirtilmemiş."
"Öte yandan medya okuryazarlığında gördük ki eğitim, politikadan sonra internette en çok şüphe duyulan ikinci konu olmuş."
"100 çocuktan ikisi eğitimin dışında"
Okullulaşma ile ilgili olarak ise şunları aktardı Korlu:
"6-9 yaş okullulaşma oranı yaklaşık yüzde 98,4. Bu oran ilk baktığımızda yüksek görünüyor. Diğer taraftan bu, yüzde 1,6 çocuğun eğitimin dışında kalması anlamına da geliyor. Bu, 100 çocuktan ikisi eğitimin dışında kalıyor demek.
"Altını çizmemiz gereken bir konu da, biliyoruz ki tek bir çocuk bile eğitime erişemiyorsa burada problem var demektir."
"Katılımcılığa ağırlık verilip şeffaflık ihmal edilmiş"
Şeffaflığın yeni dünyanın dinamiklerine çok uygun bir kavram olduğunu belirten Uluslararası Şeffaflık Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Oya Özarslan ise şunları aktardı:
"Katılımcılık önemli bir konu. MEB bu vizyon belgesini oluştururken ne kadar kişiyi içine kattığı önemli. Bu belgede katılımcılık konusu yer alıyor ama aynı şekilde şeffaflık ve hesap verebilirlik kelimeleri hiç geçmiyor. Katılımcılığa ağırlık verip şeffaflık ihmal edilmiş gibi. Öte yandan çocukların nasıl katılacağı bilgisi yok. Çocukların pek fazla o sürece katılmadığını anlıyoruz."
"Güven konusunda eksiklik var"
"MEB'in şeffaflık açısından iyi bir algıya sahip olduğunu düşünmüyorum. Politikalar belirlenirken keyfiyetin hakim olduğu, tepeden inen bir şekilde yapıldığına ilişkin gözlemler var. Mesela son anda sınav tarihi değiştirildi geçen yıl. Burada şeffaflık açısından önemli olan bir unsur olan güven konusunda eksiklik var."
Pınar Dağ ise veriyi aktarmada özellikle kamu kuruluşlarında sorunlar yaşandığını aktardı.
"Veri okurayazarlığını anlatabilmek için önce onu konuşabilmemiz gerekiyor. Veri dönüşümüyle, veriye dayalı eğitimle neyi kastediyoruz, onu bilmeliyiz. Her kurumda mutlaka ulaştığı veriyi iyi anlayan bir veri uzmanı olmalı."
Rapordaki bazı önemli bulgular:
- MEB personeli için bütçenini yüzde 83,4'ü ayrılıyor. MEB'in yüzde 880.673'ü öğretmen toplam 1 milyon 90 personeli var.
- MEB bütçesinde yatırımlara ayrılan pay yüzde 28,2 oranında azaldı.
- 2016'da toplam eğitimi harcamasının yüzde 18,8'i hanehalkları tarafından yapılırken, bu oran 2017'de yüzde 19'a yükseldi.
- Çocuğu devlet okuluna devam eden veliliern yüzde 44,2'si ile çocuğu özel okula devam eden velilerin yüzde 60,4'ü eğitiminde yaşanan sorunlardan biri olarak eğitim masaraflarıın görüyor. (AÖ)
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.