Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), üniversitelerdeki öğretim elemanları, memur ve diğer personeline uygulanabilecek disiplin cezalarına dair düzenlemeye dair rapor yayınladı.
Sendika, suç olarak değerlendirilen fiil sayısının artması, vakıf üniversiteleri öğretim elamanları üzerinde baskının artması, zamanaşımı düzenlemesi ile soruşturma baskısının artması, “terör suçu” maddesi, YÖK başkanına doğrudan soruşturma açabilme yetkisi verilmesi ve sendikal haklara zarar verdiği gerekçesiyle düzenlemeye tepki gösterdi.
Düzenlemenin 12 Eylül askeri darbesi sonrası yayınlanan “Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği”ni geride bıraktığını belirtti.
TIKLAYIN: ÜNİVERSİTE ÇALIŞANLARINA DİSİPLİN CEZALARINI DÜZENLEYEN DEĞİŞİKLİK YÜRÜRLÜKTE
“Zamanaşımı düzenlemesi soruşturma baskısını arttırdı”
Düzenleme, soruşturmaların başlatılmasına fiilden itibaren bir aydan altı aya değişen süreler içinde başlatılma gerekliliği öngörüyor. Cezanın yargı kararıyla iptal edilmesi halinde ise zamanaşımı süresi dolmadan tekrar ceza verilebileceğini belirtiyor.
Eğitim Sen düzenlemenin” yargı kararlarıyla zamanaşımı süresini geçersizleştiren ve kişilerin üzerinde sürekli disiplin soruşturmasına maruz kalma baskısı yaratan bir içerikte” olduğunu söylüyor.
“Eleştiren düşünce beyanlarına ceza"
“Terör niteliğinde eylemlerde bulunmak veya bu eylemleri desteklemek” kamu görevinden çıkarma cezası gerektiren fiiller arasında yer aldı.
Sendika, Barış bildirisi imzacısı akademisyenlerin “terörist” ilan edildiğini hatırlatarak “cezalandırmanın doğrudan eleştirel ve muhalif düşünce beyanlarını içine alacağını” söylüyor.
Savcılıkların ve mahkemelerin yetki alanında özel olarak tanımlanan bir suçun, disiplin hükümleri içerisinde muğlak ifadelerle yer bulmuş olması oldukça kaygı verici olduğunu belirtiyor.
YÖK başkanına yetki
Düzenleme ile YÖK başkanına uyarma ve kınama suçlarını gerektirenler dışındaki fiiller için Yükseköğretim Kurulu Başkanına disiplin amiri sıfatıyla doğrudan soruşturma açma yetkisi veriyor.
Eğitim Sen’in bu madde ile ilgili itirazı şöyle:
“YÖK’ün merkezi iktidarını pekiştirmeye ve AKP’nin YÖK eliyle üniversiteler üzerindeki kontrolünü artırmak istemesine hizmet edeceği açık.”
“Sendikal haklara engel”
Düzenleme “Boykot ve işgale katılmak”, “Ders, seminer, konferans, laboratuvar, grafik çalışma ve sınav gibi öğretim çalışmalarının yapılmasına engel olmak”, “greve katılmak” gibi fiillere de cezalar öngörüyor.
Eğitim Sen bu düzenlemenin sendikal hak ve özgürlükleri engellediğini söylüyor. Sendikal hakların uluslararası sözleşmeler ile güvence altına alındığını hatırlatıyor.
"Vakıf üniversite çalışanlarına baskı artıyor"
Vakıf üniversitesi çalışanlarına uygulanacak kademe ilerlemesinin durdurulması veya birden fazla ücretten kesme cezasıbrüt ücretten 1/4 ila 1/2 arasında kesintiye gidilmesi şeklinde düzenleniyor.
Eğitim Sen, düzenlemenin vakıf üniversitesi çalışanları üzerindeki baskıyı arttırdığına dikkat çekiyor.
“Güvencesiz istihdamın en ağır sonuçlarının yaşandığı vakıf üniversitelerindeki akademisyenlerin ve akademik özgürlüğün, söz konusu tasarının içerdiği hükümler nedeniyle çok daha ağır ve yıkıcı sonuçlarla karşılaşması sağlanmak isteniyor.” (BK)
* Düzenlemeye buradan, Eğitim Sen raporuna buradan ulaşabilirsiniz.