Çekoslovakya 1968’e Çekoslovakya Komünist Partisi (ÇKP) Merkez Komitesinin (MK) ve Politbürosunun süregelen toplantıları ile girdi ve 5 Ocak 1968’de ÇKP lideri Antonin Novotny istifaya zorlanarak yerine Slovakya’dan Alexander Dubçek ÇKP 1.sekreterliğine seçildi. Prag Baharı’na giden yol açılmıştı.
Haziran 1967’de Çekoslovak Yazarlar Kongresi’nin sansüre ve resmi kültür politikalarına karşı çıkışıyla başlayan süreç Kültür Bakanlığı’nın Yazarlar Birliği dergisini kontrol altına alması, ÇKP Merkez Komite toplantılarında reformcularla muhafazakarların pozisyonlarını belirlemeleri ve Ekim 1967 sonunda Prag’daki Charles Üniversitesi öğrencileri ile polis arasında şiddetli bir çatışma ile sürdü.
Rus Devrimi’nin 50.yılı kutlamaları için Moskova’ya giden Antonin Novotny ‘hastalık’ nedeniyle on gün orada kaldı.
Sovyetler Birliği Komünist Partisi (SBKP) birinci sekreteri Leonid Brezhnev Prag’a arabuluculuk için geldi ve Novotny’e açık destek vermedi.
19-20 Aralık 1967’de yapılan MK toplantısında, muhalefet Novotny’e baskıyı artırdı. Ocak 1968’de Dubçek’in yeni programını hazırlaması, Macaristan ziyareti ve ay sonunda Brezhnev ile görüşmek için Moskova’ya gidişi ile geçerken, partinin en üst seviyedeki toplantı bilgilerinin kamuya açılması, Novotny’nin cumhurbaşkanlığından ayrılmasının gerekliliğinden söz edilmeye başlanması yeni gelişmelerdi.
Ocak 1968 ortasında, Çekoslovakya’daki politik gelişmeler SBKP MK Politbürosunun gündemine ilk kez girdi.
Şubat 1968’de önemli olaylar, komünistlerin iktidara gelişlerinin 20.yılı nedeniyle yapılan kutlamalara Brezhnev ve diğer Doğu Avrupalı liderlerin katılımı, Novotny’nin başkanlığını sürdürme girişimleri ve sansürü kaldırmak için yapılan çalışmalardı.
Novotny’e yakın bir kişi olan general Jan Sejna’nın ABD’ye kaçması, reformcuları güçlendirirken cumhurbaşkanının durumu sarsıldı.
Mart ayı başında ÇKP Politbürosu sansürü kaldırırken, Çek yazarlar serbest seçimler talep etti.
Novotny’e karşı protestolar toplumun her kesiminde artarken, ülkenin kurucularından Jan Masaryk’in 20.ölüm yıldönümünde büyük öğrenci gösterileri, Dubçek’e desteğe dönüştü.
ÇKP’nin kamuya açıkladığı yeni programda ana unsurlar: Basın özgürlüğü, dini özgürlüklerin tanınması, toplantı ve gösteri özgürlüğü ile siyasi tutukluların rehabilitasyonu idi.
Kitle gösterileri sonuç verdi ve Novotny’nin yerine savaş kahramanı general Ludwig Svoboda geçti.
Dresden’de yapılan ve Sovyetler Birliği, Doğu Almanya, Polonya, Macaristan ve Bulgaristan’ın katıldığı toplantıda Dubçek açıkça eleştirildi ve Çekoslovakya’daki durum ‘karşı devrim’ olarak nitelendirildi.
1948’den beri ilk kez ülkede grevler başlamıştı.
Nisan ayı başında ekonomist Oldrich Cernik başbakanlığa atandı. Geçmişteki siyasi kurbanların rehabilitasyonuna başlanırken; birçok sendika lideri değiştirildi.
Novotny’e karşı birlikte hareket eden liberal ve merkezciler, partinin kontrolünü ele geçirmek için mücadeleye başladılar.
Cernik’in hükümet programı ekonomik durumun kötülüğünü gözler önüne sererken; Sovyetler Birliği Çekoslovakya’ya mısır ihracatını durdurdu ama ardından 400 milyon dolarlık ekonomik yardım teklif etti.
1946’dan beri ilk kez zorunlu katılım olmayan Prag’daki 1 Mayıs gösterilerinde Dubçek ve Svoboda'ya destek ön plana çıkarken, 3 Mayıs’ta reformların hızlandırılması talebi ile yapılan öğrenci gösterisinde antikomünist bir atmosfer gelişti.
Moskova’da yapılan ve Çeklerin katılmadığı Varşova Paktı toplantısında, Brezhnev, ekonomik reformların Çekoslovakya’da kapitalizmin yeniden inşa yolunu açacağını öne sürdü.
Üç gün sonra yapılan bir diğer toplantıda ise Çekoslovakya’ya askeri müdahale ilk kez gündeme geldi.
Bu toplantılar dışında Sovyetlerle Moskova’da görüşen Dubçek ve yardımcıları ise Prag’a dönüşlerinde, Sovyet liderliğinin Çekoslovakya’nın demokratikleşme sürecini desteklediğini halka duyurdu.
Mayıs ortalarında Çekoslovakya sınırında Varşova Paktı askeri manevraları başladı. Varşova Paktı ülkelerinde Çekoslovakya’nın reform sürecine karşı eleştirilerin dozu yükselirken Yugoslavya lideri Josip Broz Tito, Çekoslovakya’nın liberalizasyon sürecine desteğini bildirdi.
Haziran ayının ilk yarısında yeni parti kongre delegeleri seçildi. Ay sonunda 70 önemli kişinin imzaladığı 2000 Kelime Manifestosu, demokratik sosyalizm talep etti. 20 Haziran’da ise Varşova Paktı manevraları Çekoslovakya’da başlamıştı.
Temmuz ortasında, Varşova’da yapılan Varşova Paktı toplantısına Çekoslovakya katılmadı. Katılanlar isteklerini formüle eden bir mektup hazırlarken, Polonya’nın askeri müdahale için bastırdığı, sonraki yıllarda ortaya çıktı. Çekoslovak liderliği, reform sürecinin devam edeceğini, mektuba cevap olarak bildirdi.
29 Temmuz ile 1 Ağustos arası Sovyet ve Çek liderler Bratislava’da bir araya gelerek, sorunları görüştü.
Prag’da lehine gösteriler yapılan Dubçek, basını uyararak dikkatli olunmasını istedi. Mareşal Tito destek için Prag’a gelirken, SBKP Politbürosu işgal için askeri hazırlıkların sürdürülmesi talimatını verdi.
Ağustos ayı ortasında ÇKP MK federasyon sorunu üzerinde yoğunlaşırken, SBKP Politbürosu son kararını vermişti. Tito’nun ötesinde, bir hafta içinde Demokratik Almanya Cumhuriyeti'nden Walter Ulbricht, Erich Honecker, Romanya'dan Nikolay Ceausescu, Macaristan'dan Janos Kadar Çekoslovakya’ya geldiler ama gidişata bir etkileri olmadı.
20 Ağustos’u 21 Ağustos’a bağlayan gece Varşova Paktı Çekoslovakya’yı işgale başladı. 300 binin üzerinde askere yapılan harekatta 92 Çek vatandaşı öldü, 300’ü yaralandı.
Dubçek ve yardımcıları tutuklanarak Moskova’ya götürüldüler. Ülke çapında yaygın protesto eylemleri yapıldı. Sovyet tanklarının görüntüleri hafızalardan silinmedi.
Prag’da genel grev sürerken Dubçek ve beraberindekiler geri getirildi. 27 Ağustos’ta televizyona çıkan Dubçek, halka durumu anlattı.
Prag Baharı sona ermişti.
Normale dönülecekti. Bu süreç çeşitli ayak oyunlarından dolayı biraz zaman aldı.
Nisan 1969 ortasında Dubçek görevinden alındı. Çekoslovakya işgali ile Sovyet sistemi, yani ‘reel sosyalizm’ için çanlar çalmaya başlamıştı.
Yine de 20 yıl dayanabildiler. Anlı şanlı Varşova Paktı ülkeleri (Rusya hariç) bugün NATO’nun ileri karakolu haline geldiler.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) çıkarlarının en hararetli savunucusu oldular. Çekoslovakya işgali, Türkiye solunun da en önemli kırılma noktalarından biri oldu.
‘Güleryüzlü Sosyalizm’ söylemi, Türkiye İşçi Partisi'ni (TİP) parçaladı. Devamını ise hepimiz, zaten yaşadığımız için biliyoruz. (TM/EZÖ)