Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın oturma eylemlerinin 362. haftasına Ahmet ve Nedim'in Gazeteci Arkadaşları (ANGA), Cumhuriyet ve Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve Süleyman Çelebi ile Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da katıldı.
Aileler, CHP milletvekillerine, Dargeçit Kayıpları'nın sorumlusu olan Hurşit İmren'in halen Sivas Cepni'de CHP'den belediye başkanı olduğunu hatırlattı ve İmren'in görevden alınması gerektiğini söyledi. Taleplerinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na iletilmesini isteyen ailelere, Sezgin Tanrıkulu cevap verdi.
"Yasınız bitene kadar yanınızdayız"
Tanrıkulu, gereken her türlü şeyin yapılacağına dair söz vererek, "Yasınız bitene kadar yanınızda kalacağız. Her türlü yardıma hazırırz. İmren'le ilgili talebinizi gereken yerlere bizzat ileteceğim" dedi.
Tanrıkulu ayrıca, toplu mezarlar ve kayıplar konusunda zamanaşımı olmaması gerektiğini belirterek mecliste konuyla ilgili bir çalışma yaptıklarını anlattı.
Buluşmada, 27 Ekim 1995 tarihinde kaybedilen 73 yaşındaki Abdülkerim Yurtseven'in torunu Emrah Yurtseven konuştu: "Dedemin bir mezarı olmasını istiyorum. Şimdi 19 yaşındayım. 73 yaşına gelsem de bunun takipçisi olacağım" dedi.
"Soruşturma tekrar başlatılmalı"
Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münir Sarıtaş'la ilgili açıklamayı, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Kayıplar Komisyonu adına Yonca Şık okudu.
Abdülkerim Yurtseven (73), Mikdat Özeken (18) ve Münir Sarıtaş (13), 27 Ekim 1995 tarihinde, Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul'un komutasındaki Yüksekova Komando Taburu'na bağlı askerler tarafından Ağaçlı Köyü'nden gözaltına alındılar.
Üç köylüyü bir daha gören olmadı.
Yüksekova Komanda Taburu'nda görevli bir asker ve sorgulara katılan bir itirafçı, Abdülkerim Yurtseven'in dövülerek, Mikdat Özeken ve Münir Sarıtaş ise Yurdakul'un talimatıyla kurşuna dizilerek ölydürüldüğünü anlattı.
Aileler, ilçe idare kuruluna şikayette bulundu. Dönemin Yüksekova Kaymakamı, bugünün Eskişehir Vali Yardımcısı Aydın Tetikoğlu dosyanın hukuksuz bir şekilde men-i muhakeme kararıyla kapatılmasını sağladı.
13 Haziran 1997 tarihinde Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı, Abdülkerim Yurtseven'in Binbaşı Yurdakul tarafından dövülerek öldürüldüğü, olayı gören Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş'In ise tanık bırakmamak için yine Binbaşı Yurdakul'un emriyle Kahraman Bilgiç, Nihat Yiğiter ile bir yüzbaşı tarafından kurşuna dizilerek öldürüldüğü yönündeki bilgilere dayanarak, adı geçenler hakkında soruşturma başlattı.
12 Kasım 1999'da Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi, delil yetersizliği iddiası ile davada beraat kararı erdi. Ailelerin kararın temsiyi için yaptığı başvuru Yargıtay tarafından 2 Nisan 2001 tarihinde reddedildi. Davayı Türkiye'de kaybeden aileler, AİHM'de kazandı. 2003 yılında AKP hükümeti suçu kabul ederek, tazminat ödedi ancak sorumlular yargılanmadı.
Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münir Sarıtaş için yeniden soruşturma başlatılması istendi, savcıları göreve çağırıldı.
"Çalışmalar bağımsız uzmanlar tarafından yapılmalı"
Şık, 17-22-24 ve 25 Şubat günlerinde Mardin'in Dargeçit ilçesinde yapılan kazı çalışmalarından bahsetti ve şöyle dedi.
"Kazılarda bulunan kemiklere ait DNA testlerinin acilen yapılarak sonuçlarının açıklanmasını istiyoruz. Toplu mezar alanı olarak kullanılan köyde hala çok sayıda şüpheli yer bulunması nedeniyle köyün adli makamlar tarafından koruma altına alınmasını istiyoruz. Diyarbakır'da yapılan kazılarda çıkan kemiklerin, yalnızca kemiklere bakılarak 100 yıllık olduğu yönündeki Adli Tıp Kurumu açıklamasını yetersiz buluyoruz. Toprağın yapısının kemiklerdeki bozulmayı etkilediğini biliyor ve kapsamlı bir incelemenin bağımsız uzmanlarca yapılmasını istiyoruz."
"Toplu mezar kazılarının Minnesota Protokolü'ne uygun yapılmaması suçtur. Adalet Bakanı'nı göreve çağırıyoruz. Bu suç ikliminde ısrar eden Başbakan'ı da unutmayacaklarımız hanesine yazıyoruz." (IC)