Yardıma ihtiyacım var.
İhtiyacımız var.
Sadece "acıyı" izlemek, bir şey yapamamak çok koyuyor insana.
Ne ülkem diyesim var ne de ülkemizle başlayan cümleleri dinleyesim var.
Adalete olan inancımı çoktan kaybetmiştim.
O herkesin yeri gelince sırtını dayadığı halkın sağduyusuna güvendiğim, inandığım da yok. İçler acısı her şey. Yaşayanlara zulüm yaşatılan bir ülkede öldürülenler için adalet aramak umarsız bir çabaymış geliyor. Böyle düşündüğüm için suçlu hissediyorum kendimi.
Herkesi de suçlu görüyorum. Bu dava böyle bitmez deniyor.
Ya biterse?
Ya katillerle yaşamaya mecbur bırakılırsak. O zaman ne yapacağız? Şimdi ne yapabiliyoruz?
Olanlar karşısında aciz kaldığımı, kabullenmeye doğru evrildiğimi hissediyorum.
Ya siz?
Benim herkesten çok size ihtiyacım var. Bir ses verin. Deyin ki "Çıldırıyorum. Sizlere ihtiyacım var." Sorumluluğu binlere bırakın. "Utanın" deyin. Kimsenin çıtı çıkmasın. Kimse kafasını kaldıramasın. Yerden yere vurun sözlerimizi, beklentilerimizi, sabrımızı, umudumuzu. Artık bir görevimiz olduğunu bilelim.
Affedin, mağdur olmamakta direndiğiniz sürece öfkeleniyorum size. Sanki öyle olduğunuz sürece tek başınıza bırakılacak kadar güçlü sanılacaksınız. Güçlüsünüz de ama bildiğiniz gibi değil. Büyük bir örgüt bu ve onlar çoklar.
Sadece size değil öfkem. Hala kaybedecek konumlarımızın, kariyerlerimizin, özgürlüğümüzün olmasına öfkem. Eğer bu kavgaysa kaybedecek bir şeylerimizin olmasına öfkem.
Yarın bana güç vermeyin. Bize güç vermeyin. Bırakın bakalım başımızın çaresine. (FG/HK)