CHP zırhlı araçların neden olduğu ölümleri yerinde araştırmak ve incelemelerde bulunmak için 18 Mayıs 2017’de Şırnak’ta yaptığı görüşmelere ilişkin tespit ve izlenimlerini içeren raporunu açıkladı.
CHP heyeti Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, İstanbul milletvekilleri Selina Doğan ve Onursal Adıgüzel, Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın ve Şırnak İl Başkanı Mehmet Uğur’dan oluşuyordu.
Raporda, 2016 yılı ve 2017 yılının ilk 5 ayını kapsayan dönemde, zırhlı araçların neden olduğu ölümlere ve yaralanmalara ilişkin medyaya yansıyan haberlerde en az yedisi çocuk, toplam 13 kişinin hayatını kaybettiğini belirtildi. 13 sivilin yanısıra zırhlı araçlar nedeniyle yaşanan kazalarda polis ve askerlerin de hayatını kaybettiği ifade edildi.
Tanıklıklar
Rapora göre, zırhlı aracın bir evin duvarını yıkarak ölümlerine yol açtığı 6 yaşındaki Furkan ve 7 yaşındaki Muhammed Yıldırım kardeşlerin babası Mesut Yıldırım sesler üzerine uyandığını, çocukların uyuduğu odaya koştuğunu, çocukların molozların altında kaldığına şahit olduğunu söyledi.
“Komşular yardımcı oldu. Ambulans gelene kadar çıkardık çocukları. Hastaneye biz götürdük, polisler kendi araçlarını korumaya aldılar, savcı o gece gelmedi. Aracı da savcıdan habersiz çekmişler. Görgü tanıkları, savcının aracın kendinden habersiz çekildiğini görünce çok sinirlendiğini söylüyor.”
Mahalle sakinleri de genel olarak zırhlı araçların çok sürat yaptıklarına ilişkin şikâyetlerini ve özellikle de çocukları için duydukları endişeleri dile getirdi.
Kaymakam: Müfettişler görevlendirildi
Silopi Kaymakamı Savaş Konak söz konusu zırhlı aracın MHP İlçe binasını korumak için görevlendirildiğini ve olayın olduğu sırada devriye attığını ifade etti.
TIKLAYIN - SİLOPİ'DE İKİ ÇOCUĞUN ÖLÜMÜNE NEDEN OLAN POLİS TUTUKLANDI
Polis memuru: Frenler çalışmadı
Heyet “olaya karışan polis memuru” ile Şırnak Merkez T TİPİ Ceza İnfaz Kurumu’nda görüştü.
“Olay günü, eve yaklaşık 80 metre mesafedeki MHP binası koruyorduk. Güvenliği sağlamak için 2-3 saatte bir devriye atıyorduk. Ben ilk devriyeyi saat 9 gibi attım. Kaza ikinci devriyeyi atarken oldu. Gece 12- 12 buçuk gibi devriyeyi attım. Sonra aracı yerine park etmeye çalıştım. Araç istop etti. Hidrolik sistemin devre dışı kaldığını fark ettim. Aracı çalıştırmaya çalıştım, ama çalışmadı. Bulunduğumuz yer yokuş olduğu için araç kaymaya başladı. Frenler çalışmadı.
“Farların yanmadığını görünce, ana güç şalterini kapatıp açtım. Farlar yandı. Arabayı çalıştırma düğmesine bastım. Ama çalışmadı. Vitesi park konumuna getirdim, durmadı araç. Tekrar kırmızı çalıştırma düğmesine bastım. Yine çalışmadı. Bu sırada, hidrolikte az bir yağ kaldığı için ilk virajı döndüm. Daha sonra direksiyon hâkimiyetimi tamamen kaybettim.
“Toplamda şalteri kapatıp açmayı 4 defa denedim. Şiddetle bir yere çarptım. Sürat göstergesi çalışmıyordu. Nereye çarptığımı görmedim. Çarpar çarpmaz önümü toz bulutu kapladı. Bağrışmaları duydum.
“Telsizden anons ettim, araç kodunu söyledim. Kaza yaptığımı, binaya çarptığımı, yaralılar olabileceğini, kaza yerine acil ambulans ve takviye gelmesini istedim. Haber merkezi kaza yaptığım yerin konumumu sordu. MHP binasından aşağı doğru yakın bir yerde olduğumu, tam olarak bilmediğimi söyledim. İlk yardım ekipleri acele etsin dedim. Tekrar anons ettim.
“Ön taraftan çıkamayacağımı anlayınca, sol arka kapıdan dışarıya çıktım. Olay yerine gelen ekipler vardı. Arkadaşlarla birlikte binanın ön tarafına geçip yaralıları çıkardık. İki çocuğu da çıkardık. Ambulans gelmemişti. Araçlarla hastaneye sevk ettik. Birinin durumu ağırdı. Diğerinin nabzı atıyordu. Beni de bir araca bindirip hastaneye götürdüler. Başımda yaralar vardı.
“Gece polis merkezinde ifadem alındı. Cuma günü ve o gece ertesi gün nezarette kaldım. Cuma akşam mahkemeye çıktım. Tutuklandım.”
“Zırhlı araç kullanmak için özel bir eğitim almadım”
Polis memuru, kullandığı aracın 1995 model, Dragon tipli 17 tonluk bir araç olduğunu, en son muayenesinin 4 Nisan’da yapıldığını, araçta normalde biri şoför koltuğunda, diğeri kulede olmak üzere iki kişinin olduğunu, olay gecesi ise kendisinin araçta tek olduğunu belirtti.
Bu aracı kullanmak için herhangi bir özel eğitim almadığını, normal B sınıfı ehliyetle aracı kullandığını, 8 ay önce araçta görev yapmaya başladığını, iki hafta öncesine kadar ise kulede görev yaptığını, yalnızca iki haftadır aracı kullandığını söyledi.
Polis memuru ayrıca, MHP binasının önünde güvenlik kayıtları olduğunu, hem bu kayıtların hem de telsiz kayıtlarının incelenebileceğini ifade etti.
İfadeler arasındaki çelişki
Raporda ailenin ifadeleriyle polis memurununkiler arasında bir çelişki olduğu ifade edildi.
“Aile olaya karışan polis memurunun olay yerinden kaçtığını, çocuklarını kendi olanakları ve komşuların yardımıyla çıkardıklarını ve hastaneye götürdüklerini söylerken, polis memuru çocukların çıkarılmasına yardım ettiklerini ve araçlarla hastaneye sevk ettiklerini ifade etmiştir.”
TIKLAYIN - BÖLGEDE 90’LAR HUKUKU
Bayram ve Sarak'ın aileleri |
“Çocuğumu öldürdü, elini kolunu sallayarak geziyor” Heyet Cizre’de 7 Haziran 2016 tarihinde zırhlı aracın çarpması sonucu hayatını kaybeden 6 yaşındaki Bünyamin Bayram’ın ve 24 Ekim 2016’da aynı şekilde zırhlı aracın çarpması sonucu hayatını kaybeden 5 yaşındaki Hakan Sarak’ın aileleri ile de görüştü. Bünyamin Bayram’ın babası Heybet Bayram’ın raporda yer alan sözleri şöyle... “O gün çocuklar zırhlı aracın etrafına toplanıyor. Polisler çocukları dağıtmak yerine, aracı kullanan şoför geri geri gidiyor, çocuğu eziyor. Etrafındaki insanlar durduruyor çocuğu ezdin diye. Oğlumu ezerek öldüren polis memuru elini kolunu sallayarak dışarıda geziyor” dedi. Kimsenin gelip kendilerinden özür dilemediğini belirten baba, “Eğer polis memuru gelse, özür dilese şikâyetçi bile olmazdık.” “Suçumuz Güneydoğu’da yaşamak mı?” Rapora göre Bayram’ın annesi ise, “1 günde en az 4-5 defa geçen zırhlı araçlar olaydan sonra geçmez oldu. Zırhlı araçlar çok hızlı gidiyor. Bizim suçumuz Güneydoğu’da yaşıyor olmak mı? Bizim canımız yok mu?” dedi. “Otopsi sonucu gelmediği için dava açılamadı” 24 Ekim 2016’da kaldırımda kardeşi ile birlikte yürürken zırhlı aracın çarpması sonucu hayatını kaybeden Hakan Sarak’ın amcası Şemsettin Sarak, çocuklarını öldüren kazaya karışan polis memurunun kim olduğunu dahi bilmediklerini, İstanbul Adli Tıp’tan otopsi sonuçları gelmediği için davanın açılamadığını söyledi. |
Tespitler
Raporda yer alan tespitler şöyle...
* “Her ne kadar zırhlı araçların şehir içi aracı olduğu ifade edilse de, bölgedeki yerleşim yerlerindeki altyapı eksiklikleri ve yapılaşmaların çarpıklığı dikkate alındığında, sokakların darlığı, pek çok yerde kaldırım dahi olmayışı ve yaya trafiğinin düzensizliği araçları şehiriçi için ve özellikle de sivil vatandaşlarımız için son derece tehlikeli bir hale getirmektedir.
* “Bölgede yaşayan vatandaşların, zırhlı araçlarla hız yapıldığına dair şikâyetlerde bulunduğu da dikkate alındığında konunun hassasiyeti artmaktadır.
* ”Bölgedeki çocuk nüfusunun yoğunluğu, zırhlı araçlar nedeniyle yaşanan kazalarda da başta çocuk ve yaşlıların hayatlarını kaybettiği düşünüldüğünde, özellikle belirli dezavantajlı gruplar bakımından (yaşlılar, çocuklar ve engelliler gibi) özel önlem alınması gerektiğini ortaya koymaktadır.
* ”Polis memurlarının söz konusu araçları kullanmak için yeterli ve gerekli eğitimden geçtiklerine dair bilgi ve bulguya rastlanmamıştır. Bahsi geçen araçların kullanımının, araçların tonlarca ağırlığı ve bölgenin son derece zor coğrafi ve siyasi şartları düşünüldüğünde bu araçlarla görev yapabilmek için hem teknik hem de psikolojik olarak ciddi formasyon gerektirdiği ortadadır.
* ”Zırhlı araçların ne kadar zamanda bir yenilendiği ve bakımlarının yeterli periyodlarda yapılıp yapılmadığı da yine detaylı bir şekilde ve ciddiyetle araştırılmalıdır. Örneğin; son olayda aracın 1995 model, 22 yıllık bir araç olduğu ifade edilmiştir. 22 yıllık bir araç dünyanın her yerine eski bir araç olarak tanımlanır.
* ”Olayların çoğunda güvenlik görevlilerinin olayın meydana gelmesinde kusurlarının olup olmadığından bağımsız olarak, yaralılara gerekli yardımı sağlamadıkları, sağlık hizmetine ve adli mercilere erişim anlamında ihmalkâr davrandıkları ifade edilmiştir. Bu husus kamu vicdanını da ciddi biçimde zedelemektedir.” (YY)
Raporda belirtilen zırhlı araçların ölümlerine neden olduğu siviller |
7 Haziran 2016 tarihinde Şırnak’ın Cizre ilçesinde 6 yaşındaki Bünyamin Bayram, 24 Temmuz 2016’da Van İpekyolu’nda 4 yaşındaki Taha Kılıç, 24 Ekim 2016’da Cizre’de 5 yaşındaki Hakan Sarak, 9 Şubat 2017’de Mardin’in Dargeçit ilçesinde 7 yaşındaki Berfin Dilek, 24 Nisan’da Diyarbakır Bismil’de 8 yaşındaki Hüseyin Barut, 12 Ocak 2016 tarihinde Hakkâri Yüksekova’da 65 yaşındaki Hasan Akdoğan, 27 Nisan 2016’da Diyarbakır Yenişehir’de 55 yaşındaki Hatun Elhuman, 1 Mayıs 2016’da İstanbul Tarlabaşı’nda 57 yaşındaki Nail Mavuş, 6 Eylül 2016’da Tunceli’de 73 yaşındaki Naciye Özdemir, 4 Mart 2017’de Batman’ın Kozluk ilçesinde 34 yaşındaki Kerem Aslan zırhlı araçların altında kalarak hayatlarını kaybetti. 19 Şubat 2016’da Mardin'in Nusaybin ilçesinde zırhlı araçtan açılan ateş sonucu 59 yaşındaki Dilşah Ak vurularak hayatını kaybetti, yanında bulunan 10 yaşındaki kızı ise yaralandı. 4 Mayıs 2017’de Şırnak’ın Silopi ilçesinde zırhlı bir araç bir evin duvarını yıkarak evde uyuyan 6 yaşındaki Furkan ve 7 yaşındaki Muhammed Yıldırım kardeşlerin ölümüne sebebiyet verdi. |