“Çocuklar öldürülmesin” kimsenin karşı çıkamayacağı bir argüman.
Son bir ayda çatışmalar sonucunda Beytullah Aydın, Hasan Nerse, Mehmet Hıdır Tanboğa, Muhammet Aydemir, Orhan Aslan, Fırat Elma, Baran Çağlı, Emin Yanaş, Adem İrtegün’ün öldürüldüğü gerçeği var ama...
O halde nasıl durdurulacak çocuk ölümleri?
Çocuk hakları aktivisti Avukat Seda Akço mevcut durum karşısında toplumdaki ne yapacağını bilememe halinden hareketle, kendi deyimiyle “Kimseden kimseye yönelmeyen açık bir çağrı”da bulundu.
Ne yapacağız?
Net taleplerin yer aldığı çağrı, yaşananlar karşısında dilimizin tutulduğu şu anda çocuk ölümlerinin durdurulması için herkese açık bir tartışma zemini yaratmayı ve harekete geçilmesini amaçlıyor.
“Ancak ortak bir biçimde üretebileceğimiz bir şey bu” diyor Seda Akço.
“Kendi kendine oluşan bir şey oldu. Kampanyaya dönüşür mü bilmiyorum. Ne yapacağımıza dair yol bulmanın bir aracı olabilir.
“Herkesin aklına geleni konuşuyor olmak önemli, o konuşmanın farkındalığı belki kendi başına çözümümüze giden yol olacak. Herkes kendi bildiği biçimde bile söylerse bir şey olur.”
Çözüm yolu
Çocukların bu durumun “ne teşvikçisi ne engelleyebilecek olanı ne kendini bu durumdan sakınabilecek olanı” olduğunu hatırlatıyor Akço.
“Bu uğurda öldürülüyorlar. Vicdanımızdaki en yüksek yere onları koymamız lazım. Çözüm de oradan geçecek.”
Medya katkı sağlamalı
Çocukların durumunu önplana almayı başarmak zorunda oluşumuzdan söz eden Akço medyanın bu konuyu ele alış biçiminin de çok yetersiz olduğunu belirtiyor.
“Çocukların öldüğü haberi geçiyor ama arkasından bambaşka bir konu üç saat tartışılıyor medyada.
“Bu durum bana bireysel olarak içinden çıkamadığımız halin toplumsal olarak da karşılığı olduğunu düşündürtüyor.
“Muhtemelen, ne denir, ne yapılabilir ki hissi medya mensupları için de geçerli. Herhalde ne denir ki bu durum üzerine diye düşünüyorlar ve üzerine gitmiyorlar diye düşünüyorum.
Gerçek mesele
“Herhangi bir partinin hükümete bakan verip vermemesi gibi bir meseleden -tabii mesele ama- daha önemli bir konu bu. Kim bakan olursa olsun, o bakan bu işi nasıl durduracak, tartışmamız gereken mesele bu. Bu durdurulmadan nasıl bir yere gideceğiz?
“Medya da katılır ve daha çok insan tartışırsa herhalde bir aklıselim çıkacaktır, diye ümit ediyorum.” (YY)
"Savaş İstemiyoruz! Çocukları Öldürmenizi İstemiyoruz!" |
Herkese açık facebook sayfasında yer alan çağrı şöyle… Savaş İstemiyoruz! Onlar çocuktu ve son bir ay içinde öldürüldüler: Beytullah Aydın (11) 26 Temmuz 2015 1) Neden ve nasıl öldürüldüklerini bilmek, 2) Hangi gerekçe ile olursa olsun silahlı çatışmanın olduğu bir ortamda çocuklar bulunmuş ve öldürülmüş ise bunun tekrarının önlenmesi için Devletten önlem alınmasını istemek, Bu toplumun hakkı ve sorumluluğudur. Onlar çocuktu ve teşvik etmeleri de engellemeleri de mümkün olmayan bir savaşın ortasında bırakıldıkları için öldüler. Ne büyük bir acı ve sorumluluk bıraktılar bize. Çocukların öldürülmesine görmezden gelmeyi sürdüremeyiz. Bunun için medya mensuplarından talepte bulunuyoruz: Ölümler arasında ayrım yapmayın, tıpkı şehit cenazelerinde olduğu gibi adı ile, arkasından gözyaşı döken ailesiyle, 7 yıllık yaşam hikayesi ile bize Baran’ı tanıtın. Tanıtın ki, hiç yoksa “Cizre’de 2’si çocuk 4 kişi öldü” cümlesi ile kimliksiz bir şekilde uğurlamayalım onu. Onlara şehit demeye dilimiz varmıyor, istemiyoruz onların şehit olmalarını, ama en yüksek mertebe şehitlik ise bu toplumun nezdinde o mertebeyi en çok çocuklar hakkediyorlar. Bize onları tanıtın ki, insanlığımızdan daha da çok şey kaybetmeden bütün toplumca sorumluluğunu hissedebilelim yıllardır sessiz sedasız oluşumuz yüzünden ölen çocuklarımızın. Başka çocukların ölmesini engellemek zorundayız. Bunun için İçişleri Bakanlığı’ndan, Milli Savunma Bakanlığı’ndan, Başbakanlık’tan talepte bulunuyoruz: Çocuk ölümlerini, çatışma ortamının doğal sonucu olarak görerek sıradanlaştırmayın. Çocuk ölümlerinin nasıl olduğunu araştırın, sorumlularından hesap sorun, ama asıl önemlisi önleyin. Çocuklar öldürülerek ne barış ne de toplumda huzur ve güven tesis edilebilir. Çocukların yaşam, eğitim, gelişme, kendi kaderini tayin haklarını elinden alan silahlı çatışma, öncelikle onların güvenliği için sona erdirilmelidir. Çocukların hayatlarını riske atan hiçbir mücadele biçimi meşru bir devlet için kabul edilemez. Bu ülkedeki bütün çocukların yaşamını korumaya yönelik olmayan hiçbir mücadele biçiminin barış için elverişli olduğunu düşünmüyoruz. Çocukların öldürülmesine seyirci kalmayı sürdüremeyiz. Bunun için bütün toplumdan talepte bulunuyoruz: Bu savaş aslında hangi taraftan olursak olalım bizi ikna etmek için yapılıyor. Seyretmezsek, sürmez. Seyrettiğimiz sürece daha da ağırlaşacak. “Yeter” demek, yetecek. Bazen gözümüzü dikerek, bazen gözucu ile bakarak izlediğimiz, seyretmek istemeyince kafamızı çevirdiğimiz bu oyun biz perdeyi kapatmadıkça bizi ikna edinceye kadar daha dikkat çekici bir atraksiyon ile devam edecek. Sorumluluğu sadece bize bu oyunu oynayanlardan birine ya da hepsine bırakma kolaycılığına son vererek, “yeter savaş istemiyoruz” dersek bu perde kapanacak. |
Facebook sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.