Çocuk Cezaevleri Kapatılsın Girişimi, İzmir Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndaki çocukların yaşadığı olayların çocukların kapalı kurumlarda tutulmasından kaynaklandığına dikkat çekti.
“Çocukların kaldıkları kapalı kurumların, ceza ve tutukevlerinin şiddet ürettiğini, üretilen bu şiddeti ortadan kaldırmakla yükümlü devletin bu konuda hiçbir şey yapmadığını ve bunu sistematik bir politika şeklinde bizzat uyguladığını, bu konuyu dile getirdiğimizde yetkililerin olayların üstünü kapattığını, Pozantı’da olduğu gibi üstünü kapatamadıkları durumda ise 'münferit' olarak tanımladıklarını, bugüne kadar hiçbir sorumlunun cezalandırılmadığını ve hatta bu olayları açığa çıkaran gazeteciler ile insan hakları savunucuları hakkında hukuki işlemler başlatıldığını, üzerlerinde yoğun baskı yaratıldığını çok yakından biliyoruz.”
Devletin görevleri
İzmir’deki cezaevinin ne bu olayların yaşandığı ilk kurum ne de yaşanılanlar ilk olduğunu söyleyen girişim çocuk cezaevleri kapatılmadıkça bu tür haberlerin kesilmeyeceğine dikkat çekti.
Çocuk Cezaevleri Kapatılsın Girişimi bu olayların yaşanmaması için devletin yapması gerekenleri de bir kez daha hatırlattı.
“Devlet...
* Çocuklara özgü bir adalet sistemi uygulamadıkça,
* İç Güvenlik Paketi gibi yeni yasalarla çocuk tutukluluğunun önünü açtıkça,
* Bir dizi hak ihlaline uğramış olan çocuğu desteklemek yerine “suçlu” diyerek kapattıkça,
* Şiddetin her türünü bir devlet politikası olarak sistematik bir şekilde uyguladıkça ve şiddetin önlenmesi için bütüncül bir politika üretmedikçe,
* Çocukları etnik kökenlerine göre, siyasi olaylarla ilişkilendirme biçimine vb. nedenlerle hak ihlallerine açık hale getirecek şekilde ayırdıkça,
* İmzaladığı BM sözleşmelerine karşın çocukların kaldıkları kapalı yerlerin kapılarını sivil toplum örgütlerine ve uzmanlara bağımsız izleme için kapattıkça,
* Çocuklara kaldıkları kurumlarda yaşadıkları hak ihlalleriyle ilgili etkin hak arama ve bağımsız izleme mekanizmaları geliştirmedikçe,
* Çocukların bu kurumlarda yaşadıkları her hak ihlalini önlemekle kendini yükümlü görmedikçe,
* Ve en önemlisi çocuk cezaevlerini kapatmadıkça,
“Yani tüm bunlardan sorumlu olan Adalet Bakanlığı görevini yerine getirmedikçe bu tür dehşet verici haberleri ne yazık ki yeniden okuyacağız!”
Devlete çağrı
Çocuk Cezaevleri Kapatılsın Girişimi adalet bakanı hakkında “görevini ihmalden” suç ihbarında bulunduklarını da belirtti.
Ayrıca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın harekete geçmesi gerektiğini vurguladı.
“İzmir Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda kalan çocukların bir an evvel ailelerinin yanına gönderilmeleri, psikolojik olarak desteklenerek yaşadıkları bu olayların etkisini en aza indirecek bir sürecin başlatılması için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nı göreve çağırıyoruz.”
Ne olmuştu?
İzmir Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu (Şakran Cezaevi) Müdürü Hamit Karslıoğlu’nun imzasını taşıyan kurum içi bir yazışma ortaya çıktı.
Yazışmada cezaevinde çocuk mahpusların birbirlerine yaptıkları kötü muameleden söz ediliyordu.
Ayrıca kurumdaki infaz ve koruma memurlarının denetimsiz hareket ettiği ve kullanımı çocuklarca yasak olan maddelerin geçmesine neden oldukları ifade ediliyordu.
Yazışmada “Çocukları bir demir kapı arkasına kapatıp hapsetmek, onları aynı dışarıdaki yaşantılarına, kaderlerine terk etmekle eşdeğerdir” ifadelerine de yer veriliyordu.
Girişimin bileşenleri
Çocuk Cezaevleri Kapatılsın Girişimi; çocuk tutukluluğuna son verilmesini ve çocuk cezaevlerinin kapatılmasını talep eden insan hakları ve çocuk hakları örgütlerinden oluşuyor. Girişimin bileşenleri: İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Çağdaş Hukukçular Derneği, Gündem Çocuk Derneği, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu (TUHAD*FED), Özgürlüğünden Yoksun Gençlerle Dayanışma Derneği (Öz*Ge Der), Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUD), Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı, İştar Kadın Merkezi, Uluslararası Çocuk Merkezi, Çocuklar İçin Adalet Takipçileri, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Çakıl Derneği,Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği, Özgürlükçü Hukukçular Derneği, Diyarbakır Barosu, Mersin Barosu, Sinetopya, Çocuklar Aynı Çatı Altında Derneği (ÇAÇA), Türk Tabipleri Birliği, Yeniden Sosyoloji Derneği, 7 Renk LGBT Der, Akdeniz Göç*Der, Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği Tarlabaşı Toplum Merkezi (TTM), BES (Büro Emekçileri Sendikası), Mersin Çocuk Hakları Derneği, Başak Kültür ve Sanat Vakfı, Genç Kahramanlar Platformu, İstanbul Bilgi Üniversitesi*Çocuk Çalışmaları Birimi (ÇOÇA). (YY)