Türkiye’de 0-8 Yaş Arası Çocuğa Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması’na göre, çocuklarının kendilerini kızdıran davranışlarına karşı ebeveynlerin yüzde 74’ü duygusal şiddet yöntemlerine (çocuğun sevdiği bir şeyin yasaklanması, temel ihtiyaçların kesilmesi, bir odaya kilitlemek, bağırmak, tehdit etmek, vb.); yüzde 23’ü ise fiziksel şiddet yöntemlerine (tokat atmak, itmek, sarsmak, saç/kulak çekmek vb.) başvuruyor.
Türkiye’de 26 ilde, yaklaşık 4000 kişiyle yapılan araştırmanın bulguları ebeveynler duygusal şiddete çoğunlukla işe yaradığını düşündükleri için, fiziksel şiddete ise öfkelerini kontrol etmeyi başaramadıkları için başvurduklarını gösteriyor.
Duygusal şiddete başvuran ebeveynlerin çoğu bu yöntemlerin çocuklarına hiç zarar vermediğini düşünüyor.
Araştırma evde duygusal veya fiziksel şiddet olduğu durumda, o evde bulunan 0-8 yaş arası çocukların yüzde 70’inin şiddete tanıklık ettiğine de işaret ediyor.
İki saatten fazla TV karşısında
Boğaziçi Üniversitesi, Hümanist Büro ve Frekans Araştırma’nın ulusal ölçekte gerçekleştirdiği araştırmanın verilerinin bazıları şöyle:
• 0-8 yaş arası çocukların yüzde 8’i 12 yaşından küçük bir başka çocuğun gözetiminde, yüzde 6’sı ise tek başına bir hafta içinde evde en az bir saat geçiriyor.
* 0-8 yaş arası çocukların yüzde 32’si oyun parkında, sokakta, spor sahasında; okul saatleri dışında okul bahçesinde, internet kafede yanında bir yetişkin olmadan zaman geçiriyor.
• 0-8 yaş arası çocukların yüzde 66’sı günde en az iki saatlerini TV izleyerek geçiriyor.
İhmal ve duygusal/fiziksel şiddet ilişkisi
* Ebeveynlerin eğitim seviyesi arttıkça çocuğa yönelik ihmal ve duygusal/fiziksel şiddet
azalıyor.
• Ailedeki çocuk sayısı arttıkça çocuğa yönelik ihmal ve duygusal/fiziksel şiddet ile çocuğun aile içi şiddet tanıklığı artış gösteriyor.
* Ailede engelli bir bireyin olduğu hanelerde çocuklar daha çok ihmal ve duygusal/fiziksel şiddete maruz kalmakta ve tanıklık ediyor.
Gelir düzeyinin etkisi
* Ailenin ekonomik durumu düzeldikçe çocuğun ihmal düzeyinde, duygusal/fiziksel şiddet düzeylerinde ve çocuğun şiddet tanıklığında azalma oluyor. Bu fark özellikle ‘en temel gereksinimlerini karşılayamayan’ aileler için çarpıcı nitelikte.
• Psikolojik/psikiyatrik sorunları olma olasılığı yüksek olan ebeveynlerin çocuklarının ihmal ve duygusal/ fiziksel şiddete maruz kalma ve tanıklık etme olasılığı artıyor.
• İşsiz kalma, ciddi hastalık/yaralanma/kaza, göç/şehir değiştirme/taşınma, ölüm vb.
travmatik olayların yaşandığı ailelerde çocuklar daha çok ihmal ve duygusal/fiziksel
şiddete maruz kalmakta ve tanıklık ediyor.
Şiddet geçmişi faktörü
• Çocukluklarında ve halihazırda şiddet gören ebeveynlerin çocuklarına yönelik aile
içinde yaşanan ihmal ve duygusal/ fiziksel şiddet deneyimlerine dair beyanları, şiddet
görmeyenlere göre daha yüksektir.
• Olumlu çocuk yetiştirme tutumlarına sahip olan ebeveynlerin çocukları daha az ihmal
ve duygusal/ fiziksel şiddete maruz kalmakta ve tanıklık etmektedir.
* Eşler arasındaki uyum düzeyi arttıkça, çocuğa yönelik ihmal ve duygusal/fiziksel şiddet azalmaktadır.
Sosyal hizmetler akla gelmiyor
Araştırmada ebeveynlerin Türkiye’de çocuğa yönelik şiddetin yaygınlığına
dair algıları ve tanık olunan şiddete müdahale yöntemlerine yönelik görüşleri de
alındı.
Ortaya çıkan veriler anahatlarıyla şöyle:
* Ebeveynlerin yüzde 60’tan fazlası Türkiye’de çocuğa yönelik şiddetin ‘oldukça yaygın’ ya da ‘çok yaygın’ olduğunu düşündüklerini beyan etti.
• Bir çocuğun şiddete maruz kaldığını gördüklerinde ebeveynlerin yüksek oranda ‘kendilerinin duruma müdahale etmeyi’ tercih ettikleri görüldü.
Böyle bir durumda ‘yetkililere haber vereceklerini’ söyleyenlerin oranı hakaret etme, tokat atma, dayak atma gibi durumlarda yüzde 6-12 arası olmakta, yaralama vb. ağır şiddet durumlarında ise sadece yüzde 39.
• Bir çocuğun şiddete maruz kaldığını gördüklerinde hangi kurumlara başvurmayı düşünecekleri sorulduğunda ebeveynlerin yüzde 73’ü ‘kolluk’ cevabını verdi, yalnızca yüzde 19’u sosyal hizmet kuruluşlarına başvurmayı düşündüğünü belirtti. (YY)
* Araştırmaya buradan ulaşabilirsiniz.