Orman Mühendisleri Odası (OMO) Genel Sekreteri Ümit Yılık "Bu coğrafyada orman yangını kaçınılmaz doğal bir afet" derken yangın çıkmadan önce önlem alamayacak durumda olduklarını ancak yangına müdahalede Türkiye'nin başarılı olduğunu söyledi.
Orman Bölge Müdürlüğü'nün verileriyse Türkiye'de son yıllarda orman yangınlarının arttığını gösteriyor.
Diğer yandan Türkiye'nin doğusunda da orman yangınları devam ediyor. Tunceli Dernekleri Federasyonu (TUDEF) Dersim'de askeriyenin operasyonlarından sonra ormanların yandığını açıkladı ve hala yangına müdahale edilmediğini aktardı.
Orman yangınları giderek artıyor
Orman Bakanlığı yetkililerine göre yangınların sebebi mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklığı ve düşük nem oranı. Ancak yangınların birçok yerde aynı anda ama farklı bölgelerde çıkması kuşkuları sabotaj ihtimaline çevirdi.
Bodrum, Gökova, Kuşadası, Selçuk, Soma, Ayvacık'ın dışında Antalya'nın Kaş ilçesinde 19 Ağustosta başlayan orman yangını sürüyor. Şuana kadar Türkiye'nin güney ve bastısında çıkan yangınların sayısı 129'a ulaştı.
Orman Genel Müdürlüğü'nün bianet'e verdiği bilgiye göre 2006 yılı Ocak ayından bugüne kadar (23 Ağustos) 1517 orman yangınıyla 3807 hektar alan yandı. 200 yılında 902 orman yangınıyla toplam 1880 hektar alan yanarken 2001-2005 yılları ortalamasına göre toplam 1192 orman yangınıyla 4219 hektarlık alan yandı.
OMO: Orman yangını bu coğrafyada kaçınılmaz
"Akdeniz kuşağında bir ülke olarak orman yangını çıkmaması kaçınılmaz" diyen Yılık, son günlerde yaşanan yangınların baş kaynağını ağustos ayı sıcaklık değerlerinin ortalamanın üzerinde olmasıyla açıklıyor.
Yılık, "Bu coğrafyada yaşıyorsak orman yangını kaçınılmaz doğal bir afettir" diyor. Nasıl önlemler alınması gerektiğine ilişkin olarak Yılık "'Orman yangının sezonu' hesaplanır ve o bölgeye takviye ekipler ile gerekli teçhizat sağlanır. Ormanlık alanlar ağaç kesimiyle bloglara ayrılır ki yangın çıktığında hemen sıçrayarak yayılmasın" diyor.
Yangının çıkması engellenemez
Yılık'ın verdiği bilgiye göre alınan bütün önlemler yangın söndürmeye yönelik.
Yangının hiç çıkmaması için İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu'nun verdiği bilgiden hareketle uygulanması gereken mevzuat şöyle:
"En az bir hafta öncesinden yangın çıkabilecek alanlar hesaplanmalı ve önlem alınmalı. Pikniğe kapatılmalı. Ormanlık alanda olan binaların en az dokuz metre etrafında ağaç olmamalı. Bu alanın kurumuş yaprak, ot, saman ve benzeri yanıcı materyallerden temizlenmeli. Tesislerin çevresindeki ağaçların yerden üç metre yüksekliğe kadar budanmış olması gerekiyor."
21 hektarlık alanda önceden önlem alınamaz
Yılık bu konuda "Türkiye'de 21 milyon hektar alan var. Bu alanda söylenilen bu önlemlerin alınması mümkün değil" diyor.
Ancak Yılık Türkiye'nin yangın söndürmede çok başarılı olduğunu öne sürüyor. Yılık'ın resmi rakamlara verdiği bilgiye dayanarak aynı dönemlerde 2006 yılında Akdeniz ülkeleri arasında yaptığı kıyaslama şöyle:
"Yangınlarla Yunanistan 55 bin, İtalya'da 98 bin, Faransa'da 63 bin, İspanya 127 bin, Portekiz 417 bin ve Türkiye'de ise sadece 2 bin 825 hektarlık orman alanı yok oldu."
Batıyı TAK, doğuyu devlet yakıyor
TUDEF Tunceli'nin Ovacık, Hozat ve Pülümür kırsalında yapılan askeri operasyonlar sonucunda orman yangınlarının çıkartıldığını ve hala belli bölgelerde yangınların devam ettiğini açıkladı.
TUDEF Genel Sekreteri Ali Rıza Bilir yaklaşık 8 hektarın bu şekilde yandığını Şırnak, Cudi Dağı'nda ordunun güvenlik gerekçeli çıkardığı ilk yangının ardından bölgede orman yangınlarının sayısının arttığını söylüyor.
Bilir yerel kaynaklardan ve köylülerden aldıkları bilgiye dayanarak askeri helikopterlerin bölgeye gitmesinin ardından orman yangının başladığını söylüyor.
Bilir Orman İşletme Müdürlüğü'ne başvuruda bulunduklarını ancak Müdürlüğün "Orman yangının nedeni tespit edilememiştir" diyerek durumu önemsemediğine dikkat çeken Bilir "Bölgede yaşayan insanlar yangınların operasyonlardan sonra çıktığını ve yangına müdahale etme girişimlerinin de görevlilerce engellendiğini söylüyorlar" dedi.
"Doğu batı fark etmez, doğa üzerinden kurulan egemenliğe karşıyız"
TUDEF Başkanı Hasan Şen'in tatil yörelerinde gerçekleşen yangınları Kürdistan Özgürlük Şahinleri'nin (TAK) üstlenmesi üzerine konuyu nasıl değerlendirdiği sorusuna cevabı şöyle:
"Savaşın koşulları nasıl olursa olsun insanların doğaya zara vermesi kabullenemez. Nasıl devlet operasyonları bahane ederek yaktığı doğu ormanları, devletin orman yakmasını gerekçe göstererek intikam alan bir örgütün yaktığı batı ormanları da milli servettir. Bu eylemlerin ikisi de insani değildir. Doğa üzerinden egemenlik kurulmasına karşıyız"
Yıllardır çatışmaların yaşandığı bölgede yakılan ormanlara medyanın ilgisiz kaldığını, kamuoyununsa durumu sıradan karşıladığını düşünen Şen, "İnsanların kafasında doğu çatışmalardan ibaret ama Tunceli Türkiye'nin en büyük milli parkına sahip, yeşil bir kent. Burada yanan ormanın batıda yanan ormandan farkı yok" dedi.
TUDEF, Anayasa'nın 169. maddesinde yer alan "Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilmez" hükmünü hatırlatarak "Orman yakma fiilinin şüphelileri kim olursa olsunlar haklarında gerekli adli tahkikat yapılarak ilgili yargılama mercilerine sevk edilmelidirler" diyor.
Arıcılar yangında ihmalkarlığı yargıya taşıyor
Türkiye Arı Yetiştiricileri Birliği Genel Başkanı Mustafa Sarıoğlu, Bodrum'da orman teşkilatını suçladı.
Bin arıcı zarar gördü, 5 bin kovan yandı
Sarıoğlu, Yangının Kısırlar Köyü'ndeki tarım arazilerine başladığını, köylülerin çağrısına rağmen orman işletme müdürlüğüne ait ekiplerin "Orası tarım arazisi, bizi ilgilendirmez" diyerek müdahale etmediğini söyledi.
"Bölgede arıcılık yapan 60 köylü ile hazırladığımız suç duyurusu dilekçeleriyle savcılığa başvurup görevi kötüye kullanan ve yangına zamanında müdahale etmeyen yetkililer hakkında maddi ve manevi tazminat davası açacağız. Bölgedeki yangında bin arıcı zarar gördü. 5 bin kovan yandı. 3 milyon YTL'lik maddi zararımız var.
ÇMO: Yangınların baş nedeni ihmalkarlık
Çevre Mühendisler Odası (ÇMO) Türkiye'de yılda ortalama 13 bin 500 hektar ormanlık alanın yanarak yok olduğunu söylüyor.
ÇMO'nun yetkili makamlarca çoğunun nedeni ihmal ve tedbirsizlik olarak açıklanan yangınların sonuçları itibariyle geri dönüşü imkansız kayıplara neden olduğunu hatırlatarak idari ve teknik altyapı eksikliklerinin de yangınların kontrol altına alınmasını ve ekolojik kayıpların önlenmesini zorlaştırdığını ifade ediyor.
"Bunların yanı sıra, yangınların özellikle toprak elde edilmesine yönelik rant arayışının bir sonucu olduğunu da unutmamak gerekiyor. Orman ve tarım alanlarının yangınlar ile elden çıkması sonucunda, takip eden yıllarda bu alanlar arsa spekülasyonu, rant ve yağmaya teslim ediliyor."
Orman Genel Müdürlüğü Yangın Harekât Merkezi (YHM) verilerinden hareketle ÇMO yangınlarda son yıllarda dikkat çeken bir artış yaşandığını vurguluyor.
Yüzde sekizi çöplük kaynaklı
"Sadece bu yıl çıkan 477 yangında 2 bin 533 hektar orman kül oldu. Orman yangınlarının nedeni yüzde 90-95 'insan' olarak gösteriliyor. 2006'da çıkarılan yangınlardan 35'i kundaklama, 5'i alan açma, 44 anız, 8 çöplük, 2 avcılık, 66 çoban ateşi, 138 sigara, 48 piknik ateşi, 35 kundaklama, 5 alan açma, 3 lokomotif, 53 elektrik hatları, 262 meçhul, 220 yıldırım kaynaklı ve 107'si diğer nedenlerden kaynaklandı."
Bu yıl çıkan yangınların 8'inin nedenin çöplük olmasına değinen ÇMO, "Çöp alanlarında özellikle yaz aylarında sıcaklığın artmasıyla sıklıkla rastlanması muhtemel tehlike önemli başka bir konuyu da gündeme getirdi: Türkiye'nin çöp sorunu. Ve belleklerimizden hala silinmeyen Ümraniye Çöplük Faciası. 2003 yılında İstanbul Burgazda'da meydana gelen çöplükten kaynaklı orman yangını" diyor.
Geçen hafta sonu Bodrum'un Turgutreis Beldesi'nde belediyenin düzensiz katı atık alanında yangın meydana geldiğini belirten ÇMO. "Rüzgarın etkisiyle kolaylıkla yayılan yangın önemli tarım arazilerini ve makilik alanı da tahrip etti" diyor.
ÇMO orman yangınlarının yüzde 8'inin çöplük kaynaklı olmasının önemsenmesi ve düzenli çöp depolama alanlarının oluşturulması konusunda uyarıyor.(EZÖ)