Bahariye Adası'nın geçmişi
Bu semt adını bahar ve yaz aylarında çiçeklerle bezenen yemyeşil doğasından alıyor. Bizans dönemindeki adı Kozmidion olan bölge, fetihten sonra
Bahariye adını almış. Saray mensuplarına tahsis edilen yalı ve konakların yer aldığı Bahariye'de bugün bu yapılardan hiçbiri yok.Bahariye Kasrı, Saray-ı Hümayun bunlardan birkaçıdır.
Terkedilmiş ve kirli
Ünlü Bahariye Mevlevihanesi'ndende günümüzde hiçbir iz kalmamıştır. Birkaç yıl öncesine kadar çok sayıda fabrika ve imalathanenin yer aldığı Bahariye'de bugün bu tesisler yıkılmışsa da, bölgeye bıraktığı kirlilik hala gözle görülebilir halde.
Gerçekten coğrafi olarak son derece güzel bir konumda yer alan Bahariye, birkaç yıl öncesine kadar, tüm Haliç kıyılarını saran çarpık kentleşme ve kirlilikten nasibini almış durumdaydı. Son yıllarda bölgedeki yeniden yapılanma ve temizlik projeleriyle kıyı şeridi park ve bahçelerle donanan Bahariye, eski günlerine birazcık da olsa yeniden yaşamaya çalışıyor.
Bahariye kıyılarındaki sularda görülen temizlenme de oldukça belirgin.
Ancak elbette, Osmanlı döneminde zenginlerin konakları ve yalılarıyla dolu olan kıyı şeridinde şimdi bu yapıları görmek mümkün değil. Buna rağmen Bahariye, Haliç kıyılarında her zaman özel bir öneme sahip. Zira adını semtten alan
Bahariye Adaları, İstanbul coğrafyasında saklı tarihi ve gizli bir güzellik olmaya devam ediyor.
Bir başka adı: Haliç Adaları
Bölge halkı arasında Haliç Adaları olarak da bilinen bu adacıklar pek çok kişi tarafından gerçek kimliğiyle tanınmıyor.
Eyüp ve çevre halkı bu adacıkların, Haliç'teki kirliliğin yarattığı dip dolgusunun su yüzüne çıkmasıyla oluştuğunu düşünüyor. Adacıklar etrafında birkaç yıl öncesine kadar, kirliliğin yarattığı böyle kara parçaları oluşmuştu. Ancak bu kirlenme dolayısıyla oluşan adacıklar, Haliç'teki dip taraması temizliğiyle ortadan kalktı.
Gravürlerde görülebilir
Bugün Bahariye Adaları iki küçük adacık olarak Sütlüce ve Bahariye arasında kalan Haliç sularında, son derece güzel bir manzara oluşturuyor. Eski Haliç gravürlerinde de bu adacıklar gösteriliyor.
Haliç sularının son kıvrımında, yani Silahtar ile karşısındaki Bademli arasında kalan bölümde, önceki yıllarda deniz dibindeki aşırı kirliliğin çamurlaşmasıyla oluşan diğer birkaç küçük adacık, geçtiğimiz yıllarda yapılan ve park ve bahçelerin oluşturulmasını amaçlayan dolgu çalışmalarıyla etrafındaki sığ sularla beraber doldurularak karayla birleştirildi. Böylece, Haliç'in bu en dip kısımları birkaç yıl öncesine göre daha dar bir hale geldi. Bugün bu ortam geniş bir park ve bahçe olarak düzenlenmiş durumda.
Keyif yeriydi
Eski kayıtlarda, adacıklar etrafında kayıklarla gezinti yapmanın, dönemin en keyif verici eğlencelerinden biri olduğu belirtiliyor.
Yine eski İstanbul'u anlatan kitaplarda Haliç'in o dönemdeki temiz sularının en çok da bu adacıklar etrafında berraklaştığı ve bu sularda çok çeşitli balığın yaşadığı yazılı. Eskinin en önemli mesire yerlerinden biri olan bu adacıkların denizden hiçbir yükseltisi yok.
Haliç'teki temizlik çalışmalarından önce civardaki fabrika ve tersanelerin adeta bir açık hava deposu olarak kullanılan adalar, son bir yıldır kısmen temizlendi ve eski yeşilliğini tekrar kazanmaya başladı.
Yeniden sandalla gezinti
Küçük girinti ve çıkıntılarıyla sandal gezintilerine de elverişli bir mekan sunan bu adaların çevresindeki sular, yakın bir gelecekte daha da temizlendikçe Bahariye Adaları yeniden bir gezinti yeri haline gelebilecek. Zaten bugünlerde de bu adacıklar etrafında kiralık sandallarla gezinti yapanlara sıkça rastlanıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bu adacıklarla ilgili olarak çeşitli projeler üstünde çalışıyor. Bunlardan biri, adaların, küçük köprülerle karaya bağlanması. Diğer proje ise Haliç'teki temizlik çalışmalarının tamamlanmasının ardından, hem bu adacıklarda hem de Bahariye-Eyüp kıyılarında, İstanbul'u simgeleyen maket şehirler yapılması.