Global medyanın eğlence formatlarından pek çoğu amatör ya da profesyonel medya kişilerinin becerilerinin yarıştırılmasına dayanıyor. Gösteri mutlaka arena benzeri bir alanda yapılır; tribündeki seyirciler ve locadaki jüri, sahneye çıkıp kendisine ayrılan belirli bir sürede yarışan performans sahibini "değerlendirir".
Her arena oyunu gibi, global formatlı televizyon yarışma programlarının da herkes tarafından uyulması gereken bazı kuralları vardır. Yapı adeta bin yıllardır aynıdır da katılımcılar arasındaki mesafe değişkenlik gösterebilir; hedef izleyicinin (reyting için özen gösterilen) müşterilik özelliklerine göre seyirlik eğlencedeki "hep beraber eğlenerek para kazanıyoruz" ortaklığı farklılık gösterebilir.
En doğal görünümlü yapaydaki mükemmellik
En çok doğallık iddiasındaki popüler televizyon eğlencesi aslında akışı hiç şansa bırakmayan, en iyi planlanmış, yani en profesyonel olandır. İzlenen profesyonel olduğu sürece, başarılı görülür, alkışla karşılanır. En doğal görünümlü yapaydaki mükemmellik ödüllendirilir.
"Yok Böyle Dans" yarışmasının Türkiye versiyonunda, Avrupa versiyonlarından farklı olarak (duyurulduğu kadarıyla) Türk gençlerine dansı sevdirmek, hayır işi yapmak gibi amaçları var ve hem yarışmacıların hem de jürinin konuşmaları senaryo dışı.
Büyük düzenleyicinin (yapımcı/sunucu) kendisi de çeşitli röportajlarda "başarılarının sırrının doğallıklarında" olduğunu söylüyor.
Sanırım buralarda bir şeyler var daha yakından bakmamız gereken. Global formatlı eğlence programları, asla ciddiye alınmayan profesyonel eğlenceler iken, bizim gibi toplumlarda mutlaka bir hayır işi ekleniyor, kişiler, olaylar nasıl da yüceltiliyor, sunucu nasıl da kutsallaştırılıyor, yarışmacılara nasıl da misyonlar yükleniyor, nasıl da inanıyor stüdyodakiler ve izleyenler gördüklerine...
Defne Joy Foster işte bence bu global formatlardaki profesyonellik mükemmelliğine de, bizim ekranların yalancı doğallığına da karşı duran bir pırıltıya sahipti. Ne tam profesyonel ne de tam sıradan/doğal; "neşe" ve "farklılık" gibi iki temel sahne cazibesini isminde ve derisinde taşıması yeterliydi sanki. Ekran dışı ve içinin, dans ve ölümün, melezliğinin ismi olarak toplumsal belleğimizde yerini alabilir Defne Joy Foster.
Genç yaşta ölümünün Türk medyasında yer alış biçimi ise onun bu kendine özgü melezliğinden nefret eder gibi.
Köşe yazıları ve erkek dayanışması
Köşe yazılarını bir erkek dayanışma alanı gibi kullananlar "hem öyle hem böyle" gibi mükemmel olmayan tanımlamalardan nefret ediyorlar. Kesin kes olay yargılanmalı ve suçlu gömülmelidir onlara göre. Zaten bütün cenaze törenleri geride kalanlar için düzenlenmez mi?
Son dans programının eğlenceli çılgın görüntüleri eşliğinde, bir medyatik figürümüz daha, tek başına bir meslek sahibi olarak hayatta kalmaya çalışan genç kızlara ve genç kadınlara "ibretlik" olarak gösterilmektedir.
Medyatik olma, eğlence, ölüm, ihanet, alkol, dans, bütün bunlar ancak erkeklerin (ama o da arada bir 'keratalık' yaparak) kaldırabilecekleri dünyevi zevklerdir. Popüler kültürün, feminen parlaklığının altında sapasağlam erkeksi bir muhafaza zemini vardır. (NT/BB)
* Prof. Dr. Nurçay Türkoğlu, Marmara Üniversitesi İletişim Bilimleri Bölüm Başkanı