14:21 son güncelleme
Bianet Bültene Abone Ol
facebook twitter rss youtube
  • BİANET
    1. Anasayfa
    2. Haber Listesi
    3. Yazarlar
    4. Galeriler
    5. Özel Dosyalar
  • BİAMAG
    1. Anasayfa
    2. Yazılar
    3. Yazarlar
    4. Galeriler
    5. Bia Kitaplığı
  • KURDÎ
    1. Destpêk
    2. Nûçe
    3. Nivîskar
    4. Galerî
    5. Têkilî
  • ENGLISH
    1. Homepage
    2. News-Articles
    3. Bylines
    4. Galleries
    5. About Us
  • KADIN-LGBTİ
    1. Anasayfa
    2. Haber Listesi
    3. Erkek Şiddeti-Çetele
    4. Şiddete Uğrarsanız
    5. Bağlantılar
  • ÇOCUK
    1. Anasayfa
    2. Haber Listesi
    3. Yazarlar
    4. Çocuklardan
    5. Bağlantılar

Haber Listesi

  • Bianet
  • Biamag
  • Kurdî
  • English
  • Kadın
  • Çocuk

Fotoğraf: Osman Bozkurt'un "Rest in Peace" çalışması.

Tophane'de sanat galeri sahipleri "Mahalleli ile iletişim kuramadık" diyerek özeleştiri yapmaya başladı. Sanat ve halkın ilişkisi "ötekileştirme" üzerinden tartışılınca biz de Tophane dışındaki örneklere baktık. Didem Özbek ve Osman Bozkurt yönetiminde, 2006'da, Pangaltı'da Dere Sokak'ta açılan PİST, pavyon, tekstil atölyeleri ve ikametlerin tam ortasında yer alıyor.

Özbek,"PİST'i açmamız bilinçli bir tercihti" diyor: "PİST'i başlatmadan önce zaten 10 yıldır burada yaşıyordum. Üç - dört yıl, burada, bu yeri açalım mı açmayalım mı diye düşündük. Tophane'den farklı olarak burada gücü elinde bulunduranlar bar, pavyon sahipleri. Mahalle halkı ise sindirilmiş durumda. Ramazanda bile burada sokakta içki içiliyor. Tamamen erkek egemen bir güç var ve sokağı sahipleniyorlar.

"Osman Bozkurt'un, bir türbenin içinde uyuyan birini gösteren  'Rest in peace' isimli fotoğrafını yeşil türbe ışığı ile sergilediğimizde, pavyon sahipleri 'kaldırın bunu rahat içki içemiyoruz' diye tepki gösterdi, sokakta yaşayanlar ise bize teşekkür etti."

"Sanat konuşmak gerekmiyor"

Özbek, "Sokakla iletişim bizim sanat pratiğimiz için çok önemli. Sokağa iniyoruz sürekli iletişim halindeyiz, iletişim karşılıklı gelişiyor" diyor:

"Rezerve sergilerinde 13 sanatçıya, 15 dakika boyunca ister dükkânda, ister sokakta sergileme alanı verdik; kimi birahaneyi kullandı, kimi ekmek dağıttı.

"İkamet edenler de izleyicilerimiz. Sanatla ilgilenmeyenler bile bir süre sonra içeri girmeye başladı. Sokağa çay servisi yapan çaycının 'arabulucu' gibi komşular arası iletişimi kolaylaştırmasını örnek aldığımız çaycı projesinde, komşularımıza bir sanat projesi dahilinde 'buyurun gelin çayımızı için' de dedik. İlla sanat konuşmak gerekmiyor."

Özbek "ilişkinin" anahtarını da veriyor: "Burada öğreten değil, öğrenen olduk. Biz, sanat yapıyoruz, demedik. Sanat dışındaki insanlardan öğrenmeye çalıştık. Komşularımız bir süre sonra işlerimize 'bu sanat' dedi. Biz burada aslında öğrenciyiz."

"Soylulaştırmayı konuşalım"

"Soylulaştırma" ile ilgili ise Özbek, "Tek bir sanat mekanıyla soylulaştırma olacağını düşünmüyoruz; Tophane'deki galerilerin de semti soylulaştırma niyetinde olduğunu düşünmüyorum. Bu süreç emlak yatırımcılarının ve yönetimlerin tasarrufunda gerçekleşiyor." diyerek devam ediyor:

"Soylulaştırma konusu zaten güncel sanat pratiğinde sürekli tartışılan bir konu. Bu şehirde 1950'ler, 60'lar ve 80'lerde insanlar bir gecede evlerini terk etmek zorunda bırakıldı. Nereye gitti o insanlar? Terk edilen o binalara kim nasıl yerleşti? Kendi tarihimizi konuşmadan, yüzleşmeden bugünü anlayamayız.

"Bir Ermeni komşum bizim sokakla ilgili 'bir gün bir yetkili karar verecek ve her şey bitecek' dedi. Evet, bir yetkilinin kararına bakar mahallelerin yenilenmesi. Caddede beş yıldızlı oteller inşaa ediliyor. Dolapdere Cadesi'ndeki tamircileri gönderecekler. Bu Tophane'de oluyor, Bomonti'de oluyor, Dalapdere'de de olacak. Bunları tartışmamız gerekiyor." (SP/EÖ)

 

 

 

Semra Pelek

İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Gazeteciliğe 1998’de Milliyet‘te başladı. Sırasıyla Deutsche Welle radyosu (Bonn), Sabah gazetesi, Tempo dergisi, Akşam gazetesi ve bianet‘te çalıştı. Hrant Dink Vakfı yayınları ve Agos gazetesi kitap eki Kitap/Kirk editörlüğünü yaptı. Son olarak Milliyet gazetesinde politika editörü olarak çalıştı. Yazılarını semrapelek.com adlı blogunda yayınlıyor.

"Mahallenin Öğretmeni Değil, Öğrencisiyiz"
Pangaltı’ndaki PİST/Disiplinlerarası Proje Alanı'ndan Özbek: "Sokakla iletişim bizim sanat pratiğimiz için çok önemli. Öğreten değil, hep öğrenen olduk. Sanat yapıyoruz demedik, komşularımız işlerimize ‘sanat’ dedi."
Semra Pelek İstanbul - BİA Haber Merkezi 23 Eylül 2010, Perşembe 17:06
Haberi mail ile paylaş.
Kapat

Anahtar Sözcükler

  • tophane'de sanat galerilerine saldırılar
  • pist

İlgili Haberler

  • İnsan Hakları Vakfı Dört Yıldır Altındağ'da 23 Eylül 2010
    TİHV'den Bakkalcı, Tophane'deki şiddet olaylarını değerlendirirken, vakıf genel merkezini Altındağ'a taşırken mahalleli ile ...
  • Galericiler "Organize" Saldırıda Devleti Göreve Çağırdı 22 Eylül 2010
    Öğretim üyesi Nazım Dikbaş, Tophane'de iki sanat galerisine düzenlenen saldırının bir tartışma sonucu ...
  • ERHAN ÜSTÜNDAĞ'DAN Tophane'nin Sanatçıyla İmtihanı 22 Eylül 2010
    Sanat galerilerine saldırı, milliyetçi-muhafazakar, yoksul ve kendi içinde şiddeti de içeren bir düzen ...
  • Tophane'de Sanat Galerilerine Saldırı Kınanacak 22 Eylül 2010
    İstanbul Tophane'de açılış yapılan iki sanat mekanına, içki içildiği gerekçesiyle sopalı saldırı düzenlendi. ...

Bugün En Çok Okunanlar

  • Genelkurmay'dan 23 Nisan İçin Yeni Atatürk Fotoğrafları 22 Nisan 2018
  • Çocuklar En Büyük Hayallerini Resimlerle Anlattı 23 Nisan 2018
  • HUKUK GÜNDEMİ / FİKRET İLKİZ'DEN OHAL Düzeninde Seçimler ve Yasanın Gücü 23 Nisan 2018
  • YSK Seçime Katılacak 10 Partiyi Açıkladı: İYİ Parti Seçime Katılıyor 22 Nisan 2018
  • BELGESELİN İZİNDE / MURAT TÜRKER Fındık Gibi Geçti 02 Nisan 2018
  • BİANET
  • BİAMAG
  • KURDÎ
  • ENGLISH
  • KADIN-LGBTİ
  • ÇOCUK
YeniHayat Bilişim

Bu web sitesi IPS İletişim Vakfınca İsveç Uluslararası Kalkınma Ajansı (SIDA) desteğiyle yürütülen, "Haklar İçin Habercilik, Haberciler İçin Özgürlük" -kısa adıyla BİA3 - projesi kapsamında yayınlanmaktadır. Bu web sitesinin içeriği yalnızca IPS İletişim Vakfı'nın sorumluluğundadır ve hiçbir biçimde SIDA'nın tutumunu yansıtmamaktadır.