"Çocuklarımın da anadili Kürtçe olsun istiyorum. Eğer evde çocuklarımla Türkçe konuşursam, Kürtçe'yi hiç öğrenemeyecekler. Türkçe'yi zaten okula başladıklarında öğrenirler ama Kürtçe eğitim yok."
Yüksekovalı Abdullah Canan'la, yarın (21 Şubat) tüm dünyada kutlanacak olan "Uluslararası Anadili Günü"nü konuştuk. Canan, bianet'e ileride bir gün çocukları olduğunda onların da Kürtçe'yle büyümelerini istediğini aktardı.
Hakkari ve Yüksekova'da Canan'ın da belirttiği gibi Kürtçe yoğun olarak konuşuluyor. Canan'ın evinde annesi ve babası hep Kürtçe konuşurlarmış, çocukluğu Kürtçe'yle geçmiş. Ama sonra:
"Türkçe'yi ilkokula başladığımda öğrendim. Türkçe bilen öğrencilere nazaran biz bilmeyenler hep daha fazla sıkıntı çektik. Türkçe bilenler notları bakımından bizden daha ilerideydi. Öğretmen Kürtçe bilmediğinden başlarda, her iki dili konuşan arkadaşlar sayesinde anlaşıyorduk. Bize çeviri yaparlardı. Öğretmen de Kürtçe bilseydi daha rahat ederdik."
"Kürtçe eğitim de alsaydım..."
Kürtçe yayın ve kitapları pek anlayamadıklarını ifade eden Canan, "Kürtçe'de çok karmaşık kelimeler var, Kürtçe eğitim görmediğimizden anlayamayabiliyoruz" dedi.
"Kürtçe eğitim görüp, bilmediğimiz anlamadığımız kelimeleri öğrenseydik, çıkan kitapları okumak da bizim için keyifli olurdu."
Peki Canan Kürtçe yazabiliyor muydu?
"Türkçe'nin alfabesiyle Kürtçe'ninki aynı. Kürtçe'de söylenişine göre o harflerle yazabiliyorum."
"Anadilde eğitim insan hakkıdır"
Anadolu Kültür'ün Hakkari'de düzenlediği "Eğitim Sisteminin Temel Sorunları ve Perspektif Farklılıkları" başlıklı seminerde Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Fatma Gök, demokratik toplumlarda anadilde eğitimin insan hakkı olarak tanımlandığını söylemiş, çocuğun potansiyelini gerçekleştirmesi için bunun gerekliliğini vurgulamıştı:
"Pedagojik olarak çocuğa aynı anda üç farklı dil öğretebilirsiniz. Ama eğitim süreci çocuğun anadilinde başlamalı. Aksi taktirde çocuklar okula yabancılaşır, bu durum eğitim hayatını olumsuz etkiler. Kürtçe eğitim verecek öğretmen de yetiştirilmeli, Türkiye buna kaynak ayırmalı."
Gök'e göre anadilde eğitim konusunda "Türkiye'nin affedilmez bir ayıbı var".
bianet'in Hakkari'de deneyimlerini dinlediği öğretmenler de Türkçe bilmeden eğitime başlayan çocukların ders dinlemeye şevki kalmadığını, bunun öğretmenleri de olumsuz etkilediğini ifade etmişlerdi. Öğretmenler, Hakkari'deki seminerlerde Milli Eğitim Bakanlığı'nı (MEB) da eleştirmişti:
"Anadilde eğitim verip, Türkçe ikinci dil olarak öğretilse daha iyi olmaz mı?" (GG/TK)