Geçen hafta Biamag'da yayınlanan 2011'de Medyaya Yön Verecek 10 Trend başlıklı yazıda, önümüzdeki yıl medyada belirleyici olacak belli başlı eğilimleri derlemiştik.
Bu hafta sırada, mobil cihazlardan TV'lere, işletim sistemlerinden oyunlara bilişim dünyası var. Artık başlı başına ayrı bir alem olan sosyal medyayı da önümüzdeki hafta ele alıp "2011 öngörüleri" serisini noktalayacağız.
2011'de dünya çapında bilişim sektörünün 1,6 trilyon dolarlık iş yapması bekleniyor. Büyüme oranı yüzde 5,7, dolayısıyla sektörün yüzde 6,4 civarında büyüdüğü 2010'a kıyasla bir gerileme söz konusu. Akıllı telefonlar ve tablet bilgisayarlara olan büyük ilgi, hardware satışlarını yüzde 7,8 artırırken, yazılımda büyüme yüzde 5,3, hizmetlerde ise yüzde 3,4'de kalacak.
Kısaca BRIC olarak anılan Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin dörtlüsü, bilişimde büyümenin başını çekiyor. Bilişim harcamalarının dörtte birlik kısmının BRIC ülkelerinin payına düşmesi bekleniyor. BRIC ülkelerinin payının yüzde 54'lük kısmını da tek başına Çin karşılıyor. Evet, ilgimi çeken rakamları sizlerle paylaştıktan sonra sıra geldi trendlere:
E-Mail "ölüm döşeğinde"
E-posta günümüz iletişim anlayışına pek uymuyor. İnternet kullanıcısı artık uzun uzadıya giriş, selamlama, açıklama, sonuç ve veda kısımlarına hiç girmeden, doğrudan „meseleye girmek" istiyor. Bunda sosyal medyanın sunduğu iletişim araçlarının etkisi büyük.
E-postanın devamını sağlayacak birkaç faktör var: Sosyal medyanın birçok özel şirket ve devlet dairesinde yasak olması, kullanıcıları mecburiyetten posta kutularına yönlendiriyor. Diğer yandan resmi yazışmalar için de hâlâ e-posta geçerliliğini koruyor. E-posta, internet aleminde bir tür kimlik işlevi gördüğü için kullanım süresi giderek azalmakla birlikte 2011'de varlığını sürdürmeye devam edecek. Tabii Facebook bir sürprizle ortaya çıkmadığı sürece...
Süper telefonlar geliyor
Apple ile Google'un öncülüğünü yaptığı mobil cihaz devrimi, 2011'i şekillendiren eğilimlerden olacak. Şimdiye kadar gördüğümüz telefonlar akıllıydı; bunlar, telefonla diz üstü ya da PC'leri birleştiren cihazlardı. 2011'de bir dizüstünden çok daha fazlasını sunabilen "süper telefonlar" geliştirilecek. Minik ekranları, tuşlamakta zorlandığımız klavyeleri sorun olmaktan çıkacak çözümler geliştirilecek: Süper telefonlara projeksiyon ekran ve sanal klavye özellikleri dahil edilecek.
2011'e Android platformu damgasını vuracak. RIM'in BlackBerry OS, Microsoft'un Windows Phone 7 ve Nokia'nın Symbian işletim sistemleri geride kalacak. Android, Gingerbread adı verilen 2,3 sürümünün ardından asıl 3,0 sürümü Honeycomb'la büyük değişim yaratacak.
iPad tablette liderliği kimseye kaptırmıyor
2011'de iPad'e çok rakip çıkacak: Android, Windows 7 ve diğer işletim sistemleriyle çalışan pek çok cihaz gündeme gelecek. Ama yine de iPad, alanının liderliğini sürdürecek. Ocak ayı sonunda tanıtılması beklenen iPad 2, Apple'ın yenilenme kabiliyetini ortaya koyuyor. iOS 4'le birlikte gelen FaceTime uygulamasının (iPhone 4'ün 10 Yeniliği, Nihat Halıcı, Biamag, 17 Temmuz 2010) iPad 2'de iki kamerayla birlikte yer alması bekleniyor.
Apple'ın 2011'de en ciddi rakibi Samsung olacak. Samsung, 17 milyon akıllı telefonun yanı sıra 5 milyon adet tablet bilgisayar satacak.
Hareket algılayıcısıyla komuta-kontrol
Oyunda 2010 yılına Kinect teknolojisiyle (Kinect for Xbox 360) damgasını vuran Microsoft-PrimeSense ikilisi, 2011'de de gündemde olacak. 2005'te kurulan İsrail şirketi PrimeSense, başta Asus olmak üzere başka oyun üreticileriyle Kinect'e rakip ürünler üzerinde çalışıyor.
Kinect, kullanıcının oyunları bir algılayıcı vasıtasıyla, herhangi bir konsol, klavye ya da fareye ihtiyaç duymadan kontrol edebilmesini sağlıyor. Asus'un ilkbahar aylarında çıkarmayı planladığı Wavi Xtion ise hareket algılayıcısının oyunların haricinde bazı multimedyal uygulamalarda da kullanılabilmesinin önünü açıyor.
Ağlara 4G teknolojisi
2011'de internet kullanıcı sayısı 2 milyarı aşacak. Gerek akıllı telefon satışlarındaki patlama gerekse genel olarak mobil cihazlara olan talep, ağ teknolojisinin değişimini de beraberinde getiriyor. 3G yaygınlık kazanmaya devam ederken, birçok ülke 4G ile tanışacak. 2011 sonuna kadar Avrupa, Asya ve Amerika ülkelerinde geniş bantta erişim hızını önemli ölçüde artıracak LTE teknolojisi devreye girmeye başlayacak.
Bir zamanlar sabit telefondan mobil telefona geçişte olduğu gibi masa ve diz üstülerden mobil cihazlara yönelen kullanıcı, internet şebekesinin de o yönde, yani mobil kullanıcı gözetilerek yapılanmasını sağlayacak.
3D TV'ye devrim lazım
2010'da üç boyutlu TV'lerin büyük çıkış yapması bekleniyordu, ancak beklentiler tam anlamıyla karşılanmadı. Bunun nedenlerinin başında 3D teknolojisinin oturmamış olması geliyor. Hâlâ gözlüklere ihtiyaç var, hâlâ bir standart tutmuş değil. Diğer taraftan 3D içerik yetersiz. Televizyonlar henüz 3D yayına geçmedi. Çevrilen 3D filmler ise normal çekimlere kıyasla devede kulak kalıyor.
2011'de TV'lerde, HDTV alanında da uzmanların belirgin bir beklentisi yok. Yeni model TV'lerin büyük kısmı artık internet erişimine açık ve 3D desteğiyle gelecek.
Biamag'ın da tanıttığı Google TV, Google'ın fiyaskoyla biten projeleri arasına katılabilir. Başta Fox, NBC, CBS, ABC ve Hulu gibi kaynaklar, reklam gelirleri konusundaki kaygılardan ötürü Google TV'den uzak durmayı tercih ediyorlar. Google, pek iç açıcı görünmeyen durumu kendi lehine çevirmeyi başarabilecek mi, onu kestirmek zor.
İşletim sisteminde beklentiler
Google'ın akıbeti merakla beklenen bir başka projesiyse Chrome OS. Halen CR-48 kodlu özel dizüstü bilgisayarlara yüklenmiş şekilde ABD'li kullanıcılar tarafından test edilen Chrome OS'in bu yıl içinde dağıtımına geçilecek. Google, bu ürünüyle Microsoft'un Windows'una rakip oluyor demek için henüz epey erken.
İnternette neredeyse sıfır çeken Microsoft, işletim sistemi ve ofis yazılımların tartışılmaz lideri. Tüketicinin pek sevdiği Windows 7, 2011'de Microsoft'un ana gelir kaynaklarından biri olmaya devam edecek. Microsoft'un 2011'de bir sonraki işletim sistemi Windows 8'i piyasaya sürmese de tanıtması bekleniyor.
Bulut bilişim gözde
Biamag'da daha önce üzerinde durulan bulut bilişim, 2011 gündeminden düşmeyecek. Google, Chrome OS işletim sistemiyle aslında bulut bilişimin zeminini hazırlıyor. Microsoft da bu alanda bir dizi ücretli-ücretsiz online hizmet sunuyor.
AB ve ABD, DdoS saldırılarına karşılık verecek
Wikileaks'le dayanışma amacıyla bir grup internet kullanıcısının düzenlediği saldırılar, 2011'de sık sık gündeme gelecek. Amazon, PayPal, Visa ve Mastercard gibi dev siteler, LOIC (Low Orbit Ion Cannon) adı verilen basit bir program kullanan, programcılıktan da anlamayan kullanıcılar tarafından çökertildi.
Bu tür saldırıların 2011'de çeşitli vesilelerle gündeme gelmesi kaçınılmaz. Kullanıcı gücünü somut olarak gördü. Diğer taraftan saldırıların muhatabı şirket ve kurumların bu gelişmeleri elleri kolları bağlı izlemekle yetinmeyecekleri de bir gerçek. Bu karşılığın teknik ve yasal düzlemde gelmesi mümkün. Wikileaks'e destek saldırıları sürerken Hollanda'da 16 yaşında bir kullanıcının tutuklanması ve bu alanda geçerli yasaların sertleştirilmesinden söz edilmeye başlanması, işin ciddiye bindiğinin bir göstergesi.
AB ve ABD'nin 2011'de ortak düzenlemeleri yürürlüğe koymaları, Wikileaks depreminin ne kadar etkin olduğu hatırlandığında pek de şaşırtıcı olmayacaktır.
2011'de yer yer siyasi renkler de kazanabilecek DdoS (distributed denial-of-service attack) saldırılarının haricinde, sosyal medya ve mobil cihazlarda güvenlik sorunları ön planda olacak. Facebook ve Twitter platformlarını hedef alan saldırılar, sadece iPhone'ları hedef alan virüsler ortaya çıkacak. 2010'u 40 milyonla bitiren virüs sayısı, 2011'de 50 milyona yükselecek.
Sanal alemden gerçek dünyaya uzanan tehdit: Stuxnet
2011'de Stuxnet de sık kullanılan ifadelerden olacak. Programcıları hayretler içinde bırakan, son derece gelişkin ve karmaşık bir kod dizilimine sahip Stuxnet. Kim yazdı belli değil. Ama bir yazılıma karmaşıklığına bakarak fiyat biçmek mümkün: Uzmanlara göre Stuxnet'i deneyimli 5 yazılım uzmanı, aylarca süren bir çalışma sonunda tamamladı. Tahmini maliyet: Yaklaşık 10 milyon dolar.
Bu yüzden Stuxnet'e virüs demek, boyutlarını basite indirgemek olur. Çünkü Stuxnet'in hedefi barajlar, fabrikalar, nükleer tesislerdi. Biamag'da yayınlanan 2 Ekim 2010 tarihli Dijital Savaşta İlk Hedef İran Oldu yazısında, "Stuxnet'in görevi gerçekten de‚ sisteme bulaş, ele geçir ve sistemin kontrol ettiği tesisi imha et' olarak mı tanımlanmıştı?" sorusu ortaya atılıyor.
Alanında bir ilki ifade etmesi, sanal alemden gerçek dünyaya uzanan ilk saldırı niteliğini taşıması, onun bu görevini fazlasıyla yerine getirdiğini ortaya koyuyor. Stuxnet, endüstriyel kontrol sistemlerini şimdilik sınadı. Benzer yazılımlar 2011'de daha etkili sonuçlar almak üzere ortaya çıkacaktır.
Tarayıcı savaşı
Tarayıcı piyasasında hakimiyet için kıran kırana verilen mücadele, 2011'de devam edecek. Google, Chrome tarayıcısıyla pazar payını genişletmeye devam edecek. Hızla erimeye devam etse de ilk sırada İnternet Explorer yerini korumaya devam edecek. Veri mahremiyetinden ötürü kurumların şimdiye kadar mesafeli davrandığı Chrome, buradaki çekinceleri attığı adımlarla aşmayı başarıp, özel ve kamu şirketlerinin networklerinde de daha fazla kullanılmaya başlanacak. Hızla artan uzantı ve uygulamaları Chrome'u daha çekici hale getirecek. (NC/EÜ)