Otizm* Platformunun bir dosyası bana da ulaştı. Dosyanın içinde bu tür konulara duyarlı bir hekim olmama karşın şu ana kadar farkında olmadığım önemli bir gerçeğe atıf vardı.
Platformun bildirgesinde “Ülkemizde sağlıklı istatistikler olmamasına rağmen, 1/150 oranı ** temel alınarak tüm ülke nüfusu içinde yaklaşık 450 bin otizmli birey olduğu tahmin edilmektedir. Aynı oran temel alındığında, 0-14 yaş grubunda 125 bin civarında otizmli çocuk olduğu öne sürülebilir” deniliyordu.
Gerek tümü gerekse yalnız çocuklar içine verilen bu rakamlar büyük bir kent nüfusuna eşit. İnanmak çok kolay değil.
Ama bunlara “acıtacak bir gerçek” de eklenmişti: “MEB verilerine göre, Türkiye genelinde devlet okullarında sadece 2114 otizmli çocuğun eğitim almaktadır.”
Bildirgede platform içinde “on dört” sivil toplum örgütünün olduğu söyleniyor. Sayısı bu kadar mı, yoksa platformda yer almayan örgütler de var mı, belirsiz.
Ama toplumsal, sosyal desteğin çok önemli olduğu böyle bir durumda söz konusu örgütlerin sayısının bu kadar az olması da bir başka “gerçeği” gösteriyor: “İlgisizlik ve duyarsızlık”
Zaman zaman medyada konunun gündeme geldiğine tanık olsak da, yük bu kadar büyükken medyadaki bu yer verme oranının örgüt sayısı gibi “çok az” olduğunu söyleyebiliriz.
Sosyal desteğin ve toplumun farkındalığının artması gereken durumlarda medyanın destek ve katkısı, yaptıkları ve yapmadıkları çok daha önemli.
Özellikle bu tür durumlarda olması gereken “devlet desteği”nin sağlanması ve kamuoyunun topluca bir talepte bulunması ve gereksinimlerin “kamusal olarak” karşılanması bakımından çok da vazgeçilmez.
Ağırlıklı olarak otizmden birincil derecede etkilenen aile bireylerinin kurduğu örgütlerin katılımıyla oluşan “Otizm Platformu” böyle bir yapılanmanın amacını “Türkiye’deki otizmli bireylerin ekonomik, sosyal ve kültürel hayata tam katılımlarının sağlanması” olarak gösteriyor ve otizmle ilgili toplumsal bilinçlendirme ve yapılandırma çalışmalarında lobi faaliyetleri ve iletişim çalışmaları gerçekleştirmeyi hedefliyor.
Platform, iş olarak önüne şunları koymuş:
- Türkiye’de toplumsal ve kamusal alanda otizmin bilinirliğini sağlamayı ve etkili bir kamuoyunun yaratılmasını, otizme ve genelde engellilere karşı ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını sağlamayı,
- Otizmli kişilerin bağımsız olarak toplumsal yaşama katılımının önündeki engellerin ortadan kaldırılmasını, bireylerin hak ve özgürlüklerinin korunmasını sağlamayı,
- Eğitim ve sağlık uygulamalarının bilimsel temellere dayanarak uygulanmasına yardımcı olmayı,
- Bu alandaki yasal düzenlemelerin gerçekleşmesine katkıda bulunmak, benzer amaçlı çalışan uluslararası kurumlarla işbirliği yapmayı.
Platformun bir çok kesime yönelik bir çok talebi mevcut. Son dönemde sıkça tartışılan “engellilere yönelik eğitim desteği” bunların başında geliyor.
Basının bu taleplere kulak vermesi, desteklemesi ve topluma duyurması şart.
Otizmliler ve aileleri başta olmak üzere hepimizin; platformun “Otizmli kişilerin birer birey ve yurttaş olarak tanındığı ve her türlü haklarının güvence altına alındığı bir Türkiye” umuduna katılması için.(MS/EZÖ)
* Otizm, doğuştan olan, beynin ve sinir sisteminin farklı yapısından ya da işleyişinden kaynaklanan bir bozukluktur.
** Amerikan Psikiyatri Birliği’nin ölçütlerine göre her 150 çocuktan biri otizmden etkilenmektedir.