Birkaç gündür önümüzdeki Pazar günü Sulukule Çocuk Sanat Atölyesi olarak Simon Bolivar Gençlik Senfoni Orkestrası'nın Galata Meydanı'nda vereceği konserdeki 15 dakikalık gösterimiz için çalşıyoruz. Bu çalışmamızda La Colmenita topluluğundan ilham almıştık,
Sultan Mahalle'nin (Sulukule) yıkılıp yok edilişini duyurmak ve engelleyebilmek için 2007de eylemler, müzik atölyeleri, paneller düzenlediğimiz sırada İstanbul Teknik Üniversitesi ( İTÜ) Türk Musikisi Devlet Konservatuarı öğretim üyeleri ile mahalledeki sanatsal birikimin kuşaktan kuşağa aktarılabileceği bir eğitim merkezi açılmasını hayal etmiştik.
Sulukule Platformu'nun girişimi, Sulukule Roman Derneği, öğretim üyeleri ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Eğitim Yönetmenliği'nin desteği ile düşünülen eğitim merkezi bir sene önce açıldı.
Okulumuz yıkılan mahallenin kenarında üç katlı küçük tarihi bir binada yer alıyor. Derslerin başladığı geçen 2010 Temmuz ayından bu yana mahalle ölçeğinde bir eğitim modeli oluşturabildik.
Bir sene boyunca haftada altı gün atölyemizde solfej, keman, ritim, dans, gitar dersleri verildi, okula destek için etütler yapıldı. Müzik dersleri, yeni başlayanlar ve ileri seviyede olanlar için iki aşamada verildi. Bunun yanında HipHop buluşmaları yapıldı, mahallede yaşayan tanınmış müzisyenler de ritim dersleri verdi.
Atölyeden her hafta 9-17 yaşlarında toplam 60 çocuk yararlandı. Konserler verdik. Deneyimlerimizi anlatan kitabımız yayınlandı.
Sulukule Çocuk Sanat Atölyesi zamanla çocukların kapısını kendilerinin açtıkları, çalgılarla prova yaptıkları ve kilitleyip çıktıkları bir mekana da dönüştü.
Binada biraz ses yalıtımı olmasına rağmen, maalesef özellikle ritim çalışmalarında komşularımız rahatsız oluyor, fakat çocukların heyecanına engel olmamak için gürültüye katlanıyorlar.
Sulukule Çocuk Sanat Atölyesi, mahallenin yıkımının ve orada yaşayanların dağılmasının ardından, mahallenin müzik bilgisi ve birikimini, gençlerin müziğe olan ilgi ve yeteneğini, gençlerin birlikteliğini yaşatabilmek için bir aciliyet üzerine kurulmuştu.
Bir sene boyunca oradaki aciliyetin ötesinde, genel olarak gençlerin sanat ve müzik dallarında eğitimi , onlara bu konularda bir gelecek kazandırılabilmesi ve müzisyenlik mesleği üzerine düşünmemize ve tartışmamıza da yol açtı.
Sulukule'de beş senedir katıldığımız, tanıklık ettiğimiz zengin kültürel yaşamda Romanların belki genetik olarak, belki bağımsız doğaları sonucu sanatın pek çok dalına özellikle oyunculuk, fotoğraf, dans ve müzik dallarına yetenekli olduklarını gördük.
Hem gündelik yaşamın, hem geleneklerin merkezinde sanat, öncelikle de dans ve müzik var.
Çocuklar küçücük yaşlarda en azından bir çalgıyı (ritim aletleri, keman, viyola, viyolonsel, klarnet, kanun, vb.) çok iyi tanımak ve ona hakim olmak üzere yetiştiriliyorlar. Gençlerin oyunları, sohbetleri, konuları, yarışları, dertleri müzik üzerine.
Pek çoğunun gelecekte yaşamlarını kazanmak üzere önlerine konulan meslek müzisyenlik. Hepsi "usta" olmak istiyorlar. Küçük yaşlardan itibaren aileleri ile işlere gitmeye, aile bütçesine katkı sağlamaya da başlıyorlar.
Bizler beş senedir mesleklerimizi, ailelerimizi, yaşamlarımızı bir kenara bıraktık, yıkım ve sonrasında oradan ayrılamadık. İlgili kurumları harekete geçirerek, arkadaşlarımızdan, yetkililerden yardım isteyerek orada, toplumun ve kültürün yanında durmaya çalıştık. Maalesef bu çalışmaların sürdürülebilirliği zor, bu gönüllü çabalar çocuklara bir gelecek kazandırmak için yararlı ama yeterli değil.
Özellikle Roman çocuklar ve sanata yetenekli pek çok genç için meslek edinebilecekleri, diploma sahibi olabilecekleri, müziğe olan sevgi ve ilgilerini kaybetmeden kendilerini ifade edebilecekleri, geliştirebilecekleri, onlara güvenli bir gelecek kazandıracak esnek eğitim modelleri ve kurumların yaratılması gerekiyor.
Toplumsal ortak yaşam, sitelerle, gökdelenlerle, alışveriş merkezleri ve otellerle değil; sanatla, kültürle zenginleşebilir. sanatla barış ve işbirliği inşa edilebilir, sınırlar ortadan kalkabilir.
Sanat birlikte ve ortak üretimin aracıdır, gençlerin ufkunu zenginleştirir, yaratıcılıklarını ve kendilerine güvenmelerini, aynı zamanda saygıyla paylaşmalarını teşvik eder, evrensel ortak bir dildir.
Gençleri sanatla buluşturmak ve onlara bu yolla bir gelecek kazandıracak kurumların inşasında devlete, sanatla ilgili bütün kurumlara, yerel Yönetimlere ve sivil toplum örgütlerine acil görevler düşüyor.
Her mahallede bir gençlik orkestrası, Her İlçede Sanat Meslek Okulları'nın olacağı günleri inşa edebilmemiz dileğiyle.
7 Ağustos Pazar - Galata Meydanı
* Küba Çocuk Tiyatrosu Küçük Arı Kovan- 'La Colmenita' 16-23 Ağustos 2010'da Türkiye'deydi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin kabul edilişinin 20. yıldönümünde, UNICEF'in İyi Niyet Elçisi La Colmenita'nın programında Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin şiirleştirilmiş, müzikli bir uyarlaması da yer alıyordu.