"Dönemin Devlet Bakanı Azimet Köylüoğlu oğlunu soran anneme 'Çocuğunu almışlardır, öldürmüşlerdir, bir çukura atmışlardır" dediğinde annem 'Çukuru gösterin' demişti."
1994'te İstanbul Aksaray'da gözaltına alındıktan sonra kaybedilen DEV-GENÇ'li İsmail Bahçeci'nin kardeşi Umut Bahçeci kardeşini kaybedenlerden hesap sorduklarında yaşadıklarını bu sözlerle anlattı.
"Kaybedilen" yakınlarının bulunmasını isteyen Cumartesi Anneleri/İnsanları, ellerinde yakınlarının fotoğraflarıyla Galatasaray Meydanı'nda 300. kez toplandı.
2004'te gözaltına alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Tolga Baykal Ceylan'ın annesi Kadriye Ceylan, "300 haftadır devlet bizi görmemekte, duymamakta ısrar ediyor. 300 haftadır bizi suçluyor. 300 haftadır evlatlarımıza, eşlerimize, kardeşlerimize ne olduğuna yanıt vermiyor. 300 haftadır bize kulaklarını tıkayıp failleri koruyor" dedi.
Yakınlarını kaybeden faillerin devlet tarafından teşvik edildiğini söyleyen Ceylan, "Şunu iyi bilsinler ki adalet arayışımız sürecek ve karşılarında bizi bulacaklar" diye konuştu.
"Şanslıyız çiçek koyabileceğimiz bir mezarımız var"
Ceylan'dan sonra kayıpların anneleri, babaları, kardeşleri, eşleri ve arkadaşları yakınlarının nasıl "kaybedildiğini" anlattılar.
19 Ekim 1995'te Avcılar'daki evinin önünde elinde telsiz bulunan sivil giyimli kişilerce kaçırılan Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun,"1995'ten beri buraya geliyoruz. Tam 300 hafta oldu. Başbakan artık sahte gözyaşlarından vazgeçsin faillerimizi bulsun" dedi.
15 Şubat 1995'te gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç'un ağabeyi Hasan Karakoç ise "Biz en azından şanslıyız. Çünkü çiçek koyabileceğimiz bir mezarımız var. Bu insanlar, işkencelerde, kalorifer kazanlarında kaybedilen insanların kemiklerini istiyor. Başbakan'a soruyorum 'Siz bu ülkenin başbakanı değil misiniz? Bu faillerin yakalanması sizin göreviniz değil mi?" diye sordu.
"Yakınlarımızı kaybedenler bir gün kaybedecek"
21 Mart 1995'te gözaltına alınan ve işkence edilerek öldürülen Hasan Ocak'ın ağabeyi Hüseyin Ocak da "Burada annelerimizi yakınlarını geri istiyorlar diye dövdüler, işkence ettiler, üzerlerine biber gazı sıktılar. Biz biliyoruz ki Türkiye'de yakınlarımızı kaybedenler bir gün kaybedecek" dedi.
24 Aralık 1994'te 25 yaşında Marmara Üniversitesi öğrencisiyken İstanbul Aksaray'da gözaltına alındıktan sonra kaybedilen DEV-GENÇ'li İsmail Bahçeci'nin kardeşi Umut Bahçeci ise kardeşinin çizdiği karikatürleri göstererek şöyle konuştu:
"İsmail, tam 16 yıldır kayıp. Yaşasaydı yazar, karikatürist olacaktı. Onu bulmak için her yere sorduk. 'Yok' dediler. Cesedine bile ulaşamadık. Dönemin Devlet Bakanı Azimet Köylüoğlu oğlunu soran anneme 'Çocuğunu almışlardır, öldürmüşlerdir, bir çukura atmışlardır" dediğinde annem 'Çukuru gösterin' demişti. Babam ise ölüme yenik düştü.İsmail öldü sanıyorlar ama o yaşayacak.Çocuğuma onun adını verdim."
Ellerinde "Hakikatlar Komisyonu Kurulsun Failler Bulunsun", "Katilleri Tarih Mahkum Eder" yazılı dövizler taşıyan annelerin yaklaşık bir saat süren oturma eylemine Hrant Dink'in eşi Rakel Dink'in yanı sıra sanatçılar Pınar Sağ, Zeynep Tanbay, avukat Fethiye Çetin, 78'liler Vakfı Başkanı Nimet Tanrıkulu ve Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) yöneticileri ile insan hakları örgütleri temsilcileri de destek verdi.
Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı eylemde, anneler, ellerindeki karanfilleri yakınlarının fotoğraflarının bulunduğu siyah bantın üzerine bıraktılar.(BT)