"Artık yeter, kayıplarımız bulunsun, sağ değillerse de kemiklerini, mezarlarını istiyoruz!"
Sevdiklerini gözaltında kaybeden Cumartesi Anneleri/İCumartesi İnsanları Cezayir Restoran salonlarında başbakan Recep >Tayyip Erdoğan'a böyle seslendi.
Başbakan Erdoğan üç ay önceki bir açıklamasında kendileri için "Onlar kim? Ne yapıyorlar? Sadece oturuyorlar. Arkalarında kimler var biliyor musunuz?" demiş ve eklemişti: "Aldığım bilgiler, Cumartesi Annelerinin tümünün faili meçhullerin mensubu olmadığı noktasında."
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon ve Cumartesi Anneleri/İnsanları hükümetten kayıpların nasıl kaybedildiğini ve akibetlerini açıklamasını sorumluları ortaya çıkararak yargılanmasını sağlamasını bekliyor.
Toplantıya sevdiklerini siyasi cinayetlerde kaybedenlerin kurduğu Toplumsal Bellek Platformu'ndan Rakel Dink ve Sezen Öz, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) milletvekili Akın Birdal, Kürt politikacı Mahmut Alınak, Barış Meclisi'nden Hakan Tahmaz, yazar Erdoğan Aydın, romancı Ayşegül Devecioğlu, İHD İstanbul şube başkanı Abdülbaki Boğa, akademisyen Ferhat Kentel, yayıncı-avukat Eşber Yağmurdereli, Cumartesi İnsanlarından Nimet Tanrıkulu'nun yanı sıra çok sayıda aktivist, akademisyen, gazeteci, insan hakları savunucusu katıldı.
İHD Şube Başkanı Boğa, Başbakanın kayıplarla ilgili açıklamalarını "talihsizlik" olarak nitelendirerek, "Her hafta sessizce eylemlerini yapan Cumartesi Anneleri, 15 yıldır görmezden geliniyor" dedi.
"Toplumsal Hafiza Yasası çıkarılsın!"
Babası Hüseyin Taşkaya 1993'te kaybedildiğinde yedi yaşında olan Serpil Taşkaya'nın okuduğu ortak basın açıklaması Cumartesi Anneleri/İnsanları esas olarak, Cumartesi Başbakan Erdoğan'a seslendi. Her cumartesi saat 12.00'de Galatasaray meydanında gözaltında kayıplar için oturulmaya başlandığında Erdoğan'ın İstanbul belediye başkanı olduğu da hatırlatıldı.
"Başbakandan, kayıp ailelerine karşı ötekileştirici, düşmanlaştırıcı dilden vazgeçmesini ve bir diyalog başlatmasını istiyoruz. Artık yeter!"
Milletvekili Birdal BDP'nin Mecliste kayıplarla ilgili bir komisyon oluşturulması talebinde bulunacaklarını duyurdu, "kayıplar sağlarsa sağ olarak, değillerse cesetlerinin ailelere teslim edilmesini isteyeceğiz," dedi.
Yağmurdereli de Adalet ve Kalkınma Partisi'nin varlığını kabul ederek sorunu çözmek zorunda olduğunu tekrarladı.
19 Ocak 2007'de öldürülen Agos gazetes Rakel Dink, "Anneler sussa, taşlar konuşur. Bu insanlar, ağaçların kovuklarında yetişmediler. Bu insanların sevdikleri vardı" ifadesini kullandı.
Öldürülen savcı Doğan Öz'ün eşi Sezen Öz, "Sanki ölülerimiz sokaklarda, arabalarda kaldı. Daha gömemedik onları" dedi.
Akademisyen Ferhat Kentel, "Devlet bu acıları düşünmüyorsa, yaratılan her acının başka bir yerden patlak vereceğini düşünmeli" derken, "Dersimin Kayıp Kızları" kitabının yazarı Kazım Gündoğan da Toplumsal Hafıza Yasası'nın çıkarılması gerektiğini söyledi.(BT/EÖ)