Dut pekmezini bir kaba doldurur Acısu’ya giderdik. Uzunca bir yoldu. Bir fındık bahçesinin ortasından kaynayan hafif asidik, acımtırak bir maden suyuna bizim oralarda Acısu adı veriliyordu. Suyun gözeden çıkıp aktığı küçük ark kızıl renk alırdı. Muhtemelen demir oranı yüksek bir maden suyuydu. Dut pekmezini Acısuyla karıştırır çalkalar köpürtürdük. Çocukluğumun gazozuydu. Gazoz topraktan fışkırırdı.
Çocukluğum 1970’li yıllarda geçti. Gazoz bizim için sarı, beyaz ve kara olarak üçe ayrılırdı: Yani portakal özlü, vanilyalı ve kolalı… Acısu gazozu renk itibariyle kara gazoz gibi dursa da çağdaş terimlerle tanımlarsam doğal gazozdu. İtiraf edeyim pek de matah bir tadı yoktu. Acısu’ya gitmek bir tür ritüeldi işte.
Sarı, beyaz ve kara gazozların tümünü gazlı içecek olarak tanımlayabiliriz. Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinde “karbondioksit ile gazlandırılmış olan meyveli, aromalı, kola, tonik gibi içecekler” olarak tanımlanıyor.
Gazlı içecek bu topraklar için sanayi kollarından biri diyebiliriz. Hemen her yerleşim bölgesinde yerel gazozlar vardı bir zamanlar. Biz çocukların Acısu’ya gitme ritüeli, gazlı içecek üretme geleneğinin bir uzantısı olabilir.
Bu alanın uluslararası dev firmaları var bilindiği üzere. Mesela Coca-Cola'nın Türkiye'deki ilk fabrikası 16 Eylül 1964'de üretime başladı. Aynı yıl Pepsi, Türkiye’de bir içecek fabrikasıyla anlaşma yaptı ve Türkiye piyasasına girdi. Bu iki markanın 1900’lerin ilk yıllarında (resmen başlama yılı 1902 olarak geçer) başlayan rekabeti; kapitalizmin rakiplerini yutarak büyümeye dayalı gelişiminin prototipi gibidir. ABD’de başlayan rekabet, İkinci Dünya Savaşı sonrası dünyadaki olası tüm Pazar alanlarında yıkıcı bir biçimde sürdü.
1964 sonrası Türkiye’de yerel gazoz üretme geleneğinin sekteye uğraması ve bu yerel sanayinin yokolma noktasına gelmesi, uluslararası sermayenin yerel olanın rekabet edemeyeceği koşulları dayatmasıyla hızlandı. Mesela Coca Cola’nın resmi sitesinde Türkiye’ye girişinde yapılan ilk tanıtım çalışması şöyle anlatıyor:
“18 Eylül 1964'te 19 araçlık ‘Coca-Cola Kervanı’ ile Türk halkına duyuruldu. Beyazıt'tan yola çıkan Coca-Cola Kervan'ı, bando ve alkışlar eşliğinde bütün İstanbul'u dolaştı.” Bu iki firmanın reklamlardaki rekabeti 1960 ve 70’lerde dönemin “en ünlüsü” kimse onu reklam yüzü yapma yarışıydı aynı zamanda; reklamlara harcanan paralar, gazetelerin ekonomi sayfalarını dolduruyordu. Örneğin Pele’yi televizyonda ilk kez Pepsi reklamında seyretmiştim.
Biz dönelim yerel gazozlara…. Ben Acısu ritüelini Giresun’un Bulancak ilçesinde yaşadım. O yıllarda yerel gazoz var mıydı hatırlamıyorum. Ama şimdilerde Çaldağ Gazozu var. Giresun’un doğal maden suyu çıkan yerlerinden biri Çaldağ. Beyaz ve sarı gazozu doğal maden suyuyla üretiyorlar. Üretici firma Giresun bölgesinde eski tarihlerde üretilen gazozların neler olduğunu öğrenmeye çalışmış. Ulaşabildikleri üreticiler şöyle: Bulancak’ta Karaduman ailesinin ürettiği gazoz, Hasbal Mehmet Amca’nın ürettiği Gedikkaya gazozu, Yeniyol’da üretilen Sefa Gazozu, Espiye’de Celal Yılmaz'ın ürettiği gazoz, Şebinkarahisar 1970’li yıllarda üretilen Hacı Minare gazozu, Alucura’da Karaborklu Garip’in 1960 -70 yılları arasında ürettiği gazoz, Dereli’de Aziz Bayrak’ın ürettiği gazoz, Tirebolu’da üretilen Hassalı Gazozu… Muhtemelen dahası vardır.
Bu gazozlar genellikle evlerin bodrumlarında iptidai şartlarda üretiliyordu. Hassalı Gazozu için mesela şöyle deniliyor: “Hassalı amca evin altında yapardı gazozu”.
Uluslararası firmaların gazlı içecek piyasasındaki hakimiyeti sürüyor ama son yıllarda yerel gazozların peşine düşenlerin sayısı artıyor. Yerel gazoz satan mağazalara ya da kafelere rastladığımızda artık çok şaşırmıyoruz. Yerel gazozların peşine düşmek için iki neden var ilki tahmin edileceği üzere damak tadı; diğeri ise koleksiyon. İlkine ulaşmak gittikçe daha kolay hale geliyor. Ama bu topraklarda üretilmiş ve hala üretilmekte olan yerel gazozları derleyip toplamak, kayıtlarına, şişelerine, kapaklarına ulaşmak zorlu bir iş.
Bu işi layığıyla yapmaya çalışan bir site var; Yerel Gazoz Koleksiyonu – Türkiye’nin Gazoz Haritası.
Türkiye haritasının üzerinde bir ilin üzerine tıkladığınızda orada üretilen gazozların varsa şişelerinin fotoğraflarını görebiliyorsunuz; şişesi yoksa en azından adını öğrenebiliyorsunuz; hiç olmadı kapakların resmini inceleyebiliyorsunuz.
Belki de bu gelişmeler yerel gazozların büyük dönüşünün adım sesleridir.(HK)