Saksafonun sesine aşık bir müziksever arzuladığı enstrümanı satın almaya bütçesi elvermediği için çalgıyı bambu ağacından şahsen yapmaya karar verir. Enstrümanını özene bezene imal edip çalmayı denediğinde büyük bir hayal kırıklığı yaşar çünkü ortaya çıkan sonuç müzikal açıdan hiç tatmin edici değildir.
El emeği göz nuru saksafonu atmaya kıyamaz ve dükkanının vitrininde süs olarak sergiler. Sokaktan geçenler sık sık çalgıyı satın almak istediklerini ifade ederler ama saksafonun sahibi yaşadığı hüsranı onlarla paylaşıp eserinin işe yaramadığını tekrarlar durur. Aradan uzun aylar geçtikten sonra günün birinde bir müşteri o kadar ısrar eder ki imalatçı enstrümanının tekrar denenmesine izin verir; sonuç olağanüstüdür. Bambu, güneşin etkisiyle kurumuş ve hafiflemiş, saksafonun performansı istenen seviyeye ulaşmıştır. O günden beri Taylandlı Wiboon Tangyernong bambu saksafonlar üretip güneşte gerekli muameleleri tamamladıktan sonra meraklılarına satmakta…
Austin'deki 22.SXSW festivalinde gösterilen Y/OUR MUSIC (Sizin Müziğiniz Bizim Müziğimiz) adlı belgesel Tayland'ın hem kırsal hem de kentsel ortamlarındaki ufak anekdotlardan yola çıkarak müziğin birleştirici gücünü ve evrenselliğini irdeliyor.
Ülkesinde en iyi müzik filmi ödülünü kazanan 81 dakikalık yapımın yönetmenleri David Reeve ve Waraluck Hiransrettawat Every.
Her daim müzik
Halde meyve ve sebze kasaları taşıyan işçiler, pazarda mal satanlar, tarlada ekin ekenler küçük de olsa radyolarından mütemadiyen müzik dinlemektedirler. Yerel müzik formları güngeçtikçe kaybolmaktaysa da belgeselde Taylandlıları çeşitli dinamikler çerçevesinde geleneksel müzik dinlerken, çalarken veya söylerken izliyoruz.
Çocukluğundan itibaren plaklara meraklı olan genç DJ Maftsai dünyadaki çeşitli müzik akımlarından etkileniyor olsa da Tayland toplumunu birebir yansıtan müziği teşhis etmenin peşinde. Dans partilerinde unutulmasını istemediği eski kırkbeşlikleri çalmaktan bilhassa hoşlanıyor.
Ülkenin bir zamanlar en fakir kırsal bölgesi olan İsan bölgesinin müziği olarak kabul edilen Mor lam veya Luk tung gibi halk müziklerinin küçümsenecek bir tarafı olmadığını düşünüyor. Karşılıksız aşk veya kırsal kesimde yaşamanın zorluklarından bahsedilse de bu müzik türlerinde hiciv de eksik olmuyor.
Taksi ve tuk-tuk sürücülerinin tercihi olarak aşağılanan bu müzik türünün icracıları da bir zamanlar toplum tarafından küçümsenir, Tay değil de Laos kökenli bir kültürün temsilcileri olarak damgalandıklarından ayrımcılığa ve ırkçılığa tabi tutulurlardı.
Belgeselde, nüfusun iyice azaldığı köylerle Bankok'un gökdelen manzaralarının kontrastı aracılığıyla, toplumun yaşadığı değişim bize sık sık hatırlatılıyor.
Dingin atmosfer
Budist kültürünün huzur dolu atmosferini birebir yansıtan Y/OUR MUSIC asla iddialı bir yapım değil. Belgeselde yakından tanıma fırsatı yakaladığımız, kentsel dünyanın temsilcileri Happyband bile agresif olmaktan gayet uzak; çoğunluğu kazara müzisyen olan fertlerden oluşan grup, indie ile punk müziği arasında bir yerde duruyor olsa bile üyeleri gayet mutlu görünüyor.
Muson yağmurlarının estetik katkıları bir yana, belgesele hakim olan genel atmosfer hüzün denilebilir. Ne de olsa köyden şehre yaşanan göç insanları yüzyıllardır içi içe yaşadıkları geleneklerinden kopartmakla meşgul, müziğin de aynı dertten muzdarip olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Fakat ortaya çıkan sonuç müzikle beslenen ruhların güzelliğini bir kez daha gözler önüne sererken insanda kendini Budizmin şefkatli kollarına atma isteği uyandırıyor… (MT/ÇT)