Protestoların, grevlerin ve her türlü mücadelenin dinmediği Yunanistan'da Keratea deyince artık insanların aklına direnişin zaferle sonuçlandığı çok özel bir vaka geliyor.
Arkeolojik alan olarak tescillenmiş ormanlık bir bölgede devlet tarafından çöplük yapılmasına karşı çıkan, Lavrion'un yanıbaşındaki Keratea'nın ahalisi 128 gün boyunca polis şiddetine göğüs gererek topraklarına sahip çıktı.
Atina'yı da içine alan Attika bölgesinin doğusuna düşen Keratea kasabasındaki direnişle ilgili 128 Keratea: Gerçek bir Hikâye adlı militan yapım 16. Selanik Belgesel Festivali’nde hararetle alkışlandı.
Gayrimeşru mu?
Olaylar bir gece ansızın, kimseye resmen haber verilmeksizin plakasız bazı inşaat araçlarının bölgeye sızmasıyla başlamış. Mıntıkada devasa bir çöplük alanı yapılmasının ne anlama geldiğini gayet iyi bilen bilinçli bazı Keratealılar girişime hemen karşı çıkmış, fakat gittikçe artan polis şiddetiyle karşılaşmışlar. Kasaba giriş ve çıkışlarının panzer ve benzeri güvenlik araçlarıyla kapatılması halkın kendini kuşatılmış hissetmesine yol açmış. Ahaliyi sindirmek için polisin mahalle arasına dalıp kimyasal kullanmaya başlaması tüm Keratealıları çileden çıkartarak mücadeleye topluca katılmalarına sebep olmuş.
Geleneklerine bağlı muhafazakâr halk kendilerine suçluymuş gibi davranılmasına tabii ki anlam verememiş ve kadınlı erkekli saf tutmaya başlamışlar. Olaylar büyüdükçe Keratea'nın mücadelesi bilhassa sosyal medyada yer buldu, ana akım medya ise durumu uzun süre inkâr etti. Devlet her zamanki gibi halkı yanıltmak üzere birkaç anarşist ve marjinalden söz eder oldu, oysa Keratea'nın isyanı, 15'inden 75'ine, tam anlamıyla bir halk ayaklanması halinde giderek kuvvetleniyordu.
Türkiye basınında daha çok PKK, MLKP ve DHKP-C bağlantılı haberlerle gündeme gelen mülteci kampının yer aldığı Lavrion dahil olmak üzere yakınlarındaki yerleşim merkezlerinden direnişe tabii ki destek verenler oldu, fakat olayları tırmandıran güvenlik kuvvetlerinden başkası değildi: Protestocuların kafalarına doğru gaz fişeği atmaktan da çekinmediler.
Direnişe değerli besteci Mikis Theodorakis de destek vermiş; Girit ve İzmir/Urlalı ebeveynden Sakız adasında 1925'te doğmuş olan sanatçı ilerlemiş yaşına rağmen Keratea'ya şahsen giderek moralleri yükseltmiş.
Belgeselde kasabanın dinî liderinin de halkın yanında omuz omuza mücadeleye katıldığını görüyoruz. Batı medeniyetinin esaslarından mantık ve bilimin köklerinin yattığı memlekette Ortodoksluğun gücünü hâlâ koruyor olması ilginç; rahibin barikatta dimdik duran bazı çevik kuvvet polislerine elinde ahşap istavrozuyla yaklaşıp onları adeta imana davet ettiği ve memurların durum karşısında itaatkâr davranıp kendilerini haçı öpmeye mecbur hissettikleri sahne sinema salonunda kahkahalara sebep oldu.
Zaten beklenildiğinden çok daha fazla süren 2011'deki direnişte ilk havlu atanlar güvenlik kuvvetleri olmuş ve yorgunluk bir yana, görevlerini sorgular hale gelmişler.
Son darbe ise Keratealı bazı oğlanların komandoları kıskandıracak bir gece operasyonuyla isyana sebep olan inşaat araçlarını ateşe vermeleriyle vurulmuş ve devlet, daha önce çeşitli örneklerde olduğu gibi, Paskalya yortusunu bahane ederek projeden vazgeçtiğini ilan ederek çevik kuvvet polislerini geri çekmiş.
İngilizce adı 128 Keratea: A True Story olan 70 dakikalık sürükleyici belgeselin yönetmen hanesinde Vaios Syrros ve Grigoris Economidis adlarını görüyoruz; Economidis geçen seneki Selanik Festivaline katılan, İzmit Körfezindeki Darıca'nın şanlı Rum geçmişiyle ilgili The Unforgettable Aretsou of Constantinople adlı belgeseli de yönetmişti.
Birlik duygusu
Keratea'nın direniş günlerinde tüm halkın buluştuğu toplantı alanı, Taksim'deki Gezi Parkı misali çeşitli düşünce akımlarının veya parti zihniyetlerinin değerini yitirdiği, kimsenin birbirine saygıda kusur etmediği ve herkesin ortak bir amaç için tek yumruk haline geldiği bir platforma dönüşmüş.
Devletin polise uygulattığı şiddet statükoya sıkı sıkıya bağlı, muhafazakâr milliyetçileri bile dogmalarını sorgulamaya itmiş…
Ekonomik kriz ve korku politikasının kurbanı olan memleketlerden Yunanistan'da yükselişine mani olunamayan faşizm ve ırkçılığa karşı 22 Mart cumartesi günü Atina, Selanik ve Hanya en başta olmak üzere büyük protestolar bekleniyor, diren komşu… (MT/EKN)