2014 Haziran’ında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca hazırlanan ve TBMM'ye sunulan “Elektrik Piyasası Kanunu ile Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” zeytincilik, zeytinlik alanlar, üreticilerinin durumu ve geleceği hakkında kamuoyunda tartışmalara yol açmıştı.
Kasım ayında Kolin Şirketler Grubu’nun Manisa’nın Yırca Köyü’nde yapmayı planladığı ve temeli Enerji Bakanı Taner Yıldız tarafından atılan termik santral ile ilgili olarak zeytinler yine gündeme geldi. Bunun sebebi, Bakanlar Kurulunca Yırca köylülerine ait yaklaşık 400 dönümlük zeytinlik için acil kamulaştırma kararı verilmesi ve Kolin Şirketi’nin Yırcalıların termik santralin yapımına dair açtıkları davanın sonucunu beklemeden kamulaştırma kararının alındığı parsellerdeki 6000 zeytin ağacını kesmesiydi.
Onay için mecliste bekleyen söz konusu yasa tasarısı kabul edilirse, yakın zamanda Yırca’da yaşanılan talanın bir istisna olarak kalmayacağını öngörebiliriz. Kapitalist kalkınma yolunda tarımda yaşanan geçmiş pratiklere baktığımızda zeytinciliğin ve zeytin üreticilerinin geleceğinin, hükümetin zeytinciliği geliştirmek üzere çizdiği 2023 yılı hedeflerinin aksine, bir felaket senaryosuna dönüşebileceği kaygısını taşımak için epey neden var.
Tarım Bakanlığı: Kanun Enerji Bakanlığımızın kanunu; şu anda biz burada destek vermek üzere bulunuyoruz. |
Hükümetin bu yasa tasarısına dair yaklaşımını, öncelikle bu düzenlemenin nasıl kurgulandığını, kurgulayan özneleri ve düzenlemenin kimlere yönelik olduğunu ortaya koyarak incelemek önemli olacaktır. “Elektrik Piyasası Kanunu ile Zeytinliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılatılması Hakkında Kanun'da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” girişte belirtildiği üzere Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca hazırlandı, ilk olarak Sanayi ve Teknoloji Komisyonu’nda görüşüldü ve incelenmesi için bir alt komisyona gönderildi.
Alt komisyondaki tartışmalarda bu tasarının zeytinlik alanlara ve zeytin üretimine dair önemli bir düzenleme getirdiği fark edilmiş olacak ki, ancak bu noktada tasarının Tarım komisyonunda görüşülmesi ve oradan da “görüş alınmasına” karar verildi. Özel olarak zeytincilikle ve zeytincilikle ile iştigal olan üreticilerle ve genel olarak tarımsal mevzuat ile ilgili bir hususta meclis tarım komisyonundan sadece görüş alınması ve buranın bir tali komisyon olarak görülmesi AKP’nin tarımı kendi kalkınma ajandası içinde nasıl konumlandırdığını yansıtması adına önemli bir gösterge teşkil ediyor. Bu hususta herhangi bir sorun görmeyenler açısından şunu da eklemekte fayda var: Tarım alt komisyonundaki görüşmelerde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in mevcut olmayışı ve yine aynı bakanlığın müsteşar yardımcısı Mehmet Hamdi Tunç’un ilk sözü alarak yaptığı girişte “Kanun Enerji Bakanlığımızın kanunu. Şu anda biz burada destek vermek üzere bulunuyoruz” demeci, kendini zeytinciliğin en önemli destekçisi olarak lanse eden hükümetin esas önceliklerini ifade ederken, ekonomik planları içerisinde zeytinciliğin ve tarımın yerini açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Yeni zeytinlik saha tanımı getiriliyor
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Zeytinlikler ile ilgili takdiri üzerinde biraz duracak olursak: Mevcut zeytinciliğin korunması ile ilgili yasaya getirilen bir ek maddeyle küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmesi, tarımsal işletme ve zeytinlik saha yeniden tanımlanmakta. Ayrıca, daha önce olmayan Zeytinlik Sahaları Koruma Kurulu’nun oluşturulacağı ifade edilmekte.
Zeytinlik saha tanımı şu şekilde yapılmış:
-Orman sınırları dışında bulunan ve devletin hüküm ve tasarrufunda olan yabani zeytinlik, antepfıstığı ve harnupluklar ve her nevi sakız çeşitleri
-Şahıs arazisi olan tapuda bu şekilde kayıtlı sahalar
-Orman sınırları dışında olup da 19.04.2012 tarihli ve 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun” kapsamında bulunmayan
Zeytin yetiştirmeye elverişli makilik ve fundalıklardan oluşan en az yirmibeş dekarlık alan.
Bu tanım, öncelikle Türkiye’de zeytinliklerin ortalama büyüklüğünün 10-15 dönüm (dekar) arası olduğu düşünüldüğünde hukuksal anlamda mevcut olan zeytinliklerin çok büyük bir kısmının zeytinlik saha tanımı dışında bırakılması anlamına gelmektedir. Yani, zeytinliklerin korunması adına mevcut yasadaki önlemlerin ve zeytinciliğin geliştirilmesi için verilen teşviklerin tanımlanan büyüklükten küçük alanlar için geçerli olmayacağını söylemektedir. Tarımda uygulanagelen politikalar sonucunda devletin tarımsal üretimi ve küçük ölçekli üretim yapan aile tarımını destekleme ve koruma gibi rollerini terk ettiği ortadadır ve bunun sonuçları birçok üretici için gün be gün deneyimlenen bir gerçeklik halini almıştır. Mevcut tasarı ile, geçim ve üretimi devam ettirme anlamında zaten zorluk çeken, zeytin tarımı yapan küçük üreticilerin teşvik ve koruma mekanizmalarının kapsamı dışında kalma durumu söz konusudur.
Zeytinlikleri koruyan 20. madde korunuyor, ancak…
Garabet bununla sınırlı değil; kamuoyunda tartışma yaratan ve Yırca’da Kolin Şirketi’nin 6000 zeytin ağacını hukuk tanımadan kesmesi sonucunda gündeme oturan tasarının aşağıda alıntılayacağımız mevcut yasanın 20. Maddesine getireceği değişiklik asıl patırtının koptuğu yer olacağa benziyor.
Değişiklik yapılan haliyle Madde-20 şu şekilde başlıyor: “Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az üç kilometre mesafede zeytinliklerin bitkisel gelişimini ve çoğalmalarını engelleyecek kimyasal atık oluşturacak tesis yapılamaz ve işletilemez.” Buraya kadar, birçoklarına göre Türkiye’de zeytinciliğin gelişimi ve korunması adına çok önemli bir adım olarak değerlendirilen 1995 yılında ilk yasaya (1939’da çıkan) eklenen bu madde hemen hemen korunuyor. Ancak, bu girişin hemen sonrasında bir “Ancak” dikkatimizi çekiyor. Bu maddenin devamında, Kurulun (Zeytinlik Sahaları Koruma Kurulu) uygun görmesi ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan alınacak izinle zeytinlik sahalarında şu yatırımların yapılabileceği belirtilmektedir:
- Jeotermal kaynaklı teknolojik sera yatırımları
- İlgili bakanlıkça kamu yararı kararı alınmış madencilik faaliyetleri
- Elektrik üretimine yönelik yatırımlar
- Petrol ve doğalgaz arama ve işletme faaliyetleri
- Savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar
- Doğal afet sonrası ortaya çıkan geçici yerleşim yeri ihtiyacı
- Kamu yararı gözetilerek yol altyapı ve üstyapısı faaliyetlerinde bulunacak yatırımlar
Burada sıralanan olası yatırım alanlarını ve Türkiye’deki zeytinlik coğrafyasını beraber düşündüğümüzde yasanın bu haliyle kabul edilmesi durumunda Yırca’da vuku bulan olayın daha büyük kıyımların habercisi olduğunu tahmin etmek çok güç değil.
Daha önce yönetmelik ile denendi
Dikkate değer bir başka husus ise; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından Nisan 2012’de hazırlanan bir yönetmelikle, (tesadüftür ki, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan hali hazırda tartıştığımız yasa tasarısı ile tıpa tıp aynı) tasarıda planlanan değişiklerin daha önce uygulamaya konmuş olmasıdır.
Yönetmeliğe karşı, değişiklikten olumsuz etkilenecek tarafların, üretici birliklerinin ve birçok sivil toplum kuruluşunun açtığı dava sonucunda Danıştay yönetmeliğin mevcut yasaya aykırı olduğunu hükmederek 2013 Haziran’ında yürütmeyi durdurma kararı almıştır. Yürütmeyi durdurma kararına kadar geçen 14 aylık süreçte, bu yönetmelik kapsamında, zeytinlik alanlara 3 kilometre mesafe dahilindeki 26 adet maden işletme ruhsatlı saha için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca kamu yararı kararı alınmış ve başvuru yapan firmaların faaliyetlerine izin verilmiştir. Ancak, yürütmeyi durdurma kararı sebebiyle başvuru yapılan 42 adet maden ruhsatlı saha için kamu yararı kararı çıkartılamamıştır.
Bu bilgiyi de göz önünde bulundurarak kestirmeden söyleyebiliriz ki; yapılanlar (verilen izinler, alınan kamu yararı kararları), yapılacakların teminatı olma niteliğindedir. Yukarıda da altı çizilmeye çalışıldığı gibi bu tasarı yasalaşırsa, zeytinciliğin büyük bir darbe alacağını söylemek abartı olmayacaktır. Bu durum da göstermektedir ki, hukuksal bir dolayımla ifade edilen kamu yararı kavramının iktidar nezdinde nasıl bir araçsallığa konu olabileceği önemli bir tartışma konusudur.
Zeytin Sahaları “Koruma” Kurulu ve temsiliyeti
Son olarak, bu yasa tasarısı özelinde kurulması planlanan Zeytinlik Sahaları Koruma Kurulu’ndan bahsetmekte fayda var. Kurulun işlevinin, zeytinlik sahaların korunması ve geliştirilmesi adına inceleme yapmak ve yukarıda detaylandırılan yatırım taleplerine ilişkin görüş bildirmek olacağı ifade edilmektedir.
Zeytinlik sahaların mevcut olduğu illerde kurulacak, dokuz kişiden oluşacak kurula o ilin valisinin başkanlık edeceği belirtilmiş. Kalan sekiz üyenin altısının ilgili bakanlıkların üst düzey temsilcilerinden ve iki üyenin de üniversite, ziraat odası, zeytincilik konusunda faaliyet gösteren kamu kurumlarından veya sivil toplum kuruluşlarının yerel temsilcileri arasından seçileceğini belirtiliyor. Yine tasarıda ifade edildiği üzere, yedi tanesi devlet bürokratlarından olmak üzere toplam dokuz kişiden oluşan kurul en az beş üyenin aynı yöndeki oyu ile karar alabilecek. Kurulun üyelerinin kompozisyonu ve karar alma süreci beraber düşünüldüğünde kurulun demokratik niteliğinin ve kararlardan etkilenecek olanları temsil yetisinin şüphe götürür olduğu söylenebilir. (OD/HK)
* Zeytinlik yasasına karşı mücadele için kurulan Delice Zeytin Dayanışması haber ve etkinlikleri için: twitter @DelicezeytinD, Facebook: Delice Zeytin Dayanışması, site