1971 Ocak ve Şubat ayları, çalışan halk kitlelerinin grev, boykot ve protestolanyla doluydu. 7 Ocak'ta sağlık personeli, 9 Ocak'ta belediyelerin çalışanları, birçok işkolunda binlerce işçi direniş ve boykotlara girdiler. 11 Ocak'ta hükümetin kızağa çektiği merkez valileri direnişe başladılar, üniversite ve yüksek okullar faşist saldırılar ve direnişler dolayısıyla kapatıldı. Genel olarak yüksek öğrenim sistemi felce uğrarken, mücadelelerin ağırlık merkezi de Ankara'ya kaymaya başladı.
11 Ocak 1971'de Ankara'da Türkiye İş Bankası'mn Emek şubesi, yüzlerini gizlemeye gerek görmeyen dört kişi tarafından soyuldu, bankayı soyanların ODTÜ girişinde bıraktıkları araba ile tanıkların teşhisleri birbirine eklenince eylemi gerçekleştirenlerin Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan, Sinan Cemgil ve Hüseyin İnan olduklan belirlendi ancak THKO bu eylemlerin kendisine ait olduğunu açıklayıncaya kadar sol basın bunun öğrenci gençliğin önderlerine karşı girişilmiş bir komplo olduğuna inanmaya devam etti.
Bu girişimle birlikte olaylann ritmi birden hızlanmaya başladı. Öğrenci yurtları ve üniversitelerin kitlesel öğrenci hareketinin dayanakları olarak hükümet için arzettiği tehlikeye, şimdi bunlann "şehir gerilla" üsleri oldukları yolundaki kısmen gerçeğe yaklaşan ama büyük ölçüde paranoid ve özellikle de abartılan endişeler karışınca hükümet tüm öğrenci yurtlanna karşı amansız bir saldırıya girişti.
Yurtlar hedefte
21 Ocak 1971'de ODTÜ süresiz olarak kapatıldı. Yurtlar çok sıkı bir aramadan geçirildi ve öğrenciler evlerine gönderildiler. 25 Ocak 1971'de SBFye bitişik öğrenci yurduna karşı çok şiddetli bir saldırıya girişildi. Yakındaki bir başka yurtta yapılan seçimlerde faşistlerin saldırılarından kaçanlann SBF yurduna sığındıkları bahanesiyle binlerce toplum polisi SBF yurdunu sardı. Altı saat aralıksız süren çatışmaların ardından yurtta kalan 500 öğrenci şiddetli bir dayaktan geçirildi. Yurt tahrip edildikten sonra öğrenciler çevreye getirilen komandoların linç girişimleriyle karşılaştılar ve ardından İranlı ve Pakistanlı öğrencilerin de aralannda bulunduğu 30 kadar öğrenci tutuklandı, onlarca yaralı hastanelere kaldırıldı.
12 Şubat'ta Ankara'da Ziraat Bankası Küçükesat şubesi 4 kişi tarafından soyuldu. Bu kez bankayı soyanlar gerçekte eşkallerini değiştirmiş olan THKP-C'lilerdi ama bu soygun da Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına mal edildi. 15 Şubat'ta Ankara Balgat'taki ABD üssünde görevli bir Amerikalı çavuş kaçırıldıktan sonra serbest bırakıldı.
16 Şubat'ta İstanbul Fen Fakültesinde . faşistler tarafından yapılan saldırılar sonrasında, 18 Şubat'ta İstanbul ve Hacettepe Üniversiteleri kapatıldı ve ardından 19 Şubat'ta Hacettepe Üniversitesi yurdunun kapatılmasına direnen öğrencilere karşı SBF yurdunda sergilenen şiddet tekrarlandı. Bütün bir öğleden sonra süren çatışmalann ardından yakalanan öğrenciler bir kere daha faşistlerin linç girişimleri arasında tutuklandılar.
ODTÜ baskını
4 Mart'ta Ankara'da Gölbaşı'ndaki ABD üssünde görevli dört er kaçırıldı ve Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) yayınladığı manifesto ile 400 bin dolar fidye, hapisteki bütün "devrimciler"in serbest bırakılmasını ve manifestonun TRT'den duyurulmasını isteyerek "silahlı kurtuluş savaşı"nı başlattığını ilan etti. THKO üyelerinin ODTÜ yurtlannda üslendikleri gerekçesiyle 5 Mart 1971 gece yarısı başlayıp 6 Mart'ta sona eren, askerî birliklerin hakiki mermiler kullanarak yürüttükleri saldırıda jandarma ve polis birlikleriyle ODTÜ öğrencileri arasında çıkan çatışmalarda öğrenci Şener Erdal, er Mevlut Meriç ve civardaki bir işletmenin işçisi Aziz Yalta öldüler.
Gözaltına alınan 1500 öğrenciden 32'si tutuklandı 54'ü hakkında da gıyabi tutuklama kararı verildi. Demirel hükümeti Dev-Genç'e karşı ordu ve polis güçleriyle yürüttüğü "yurtlar savaşı"nı askerî olarak kazanmış ve devrimci gençliğin kitle hareketini bir an için yatıştırmış gibi görünüyordu ama kontrol altına almak için giriştiği bu saldırıların da durmaksızın tırmanmasına katkıda bulunduğu bunalım Demirel'in siyasal sonunu hazırlayarak 12 Mart müdahalesinin yolunu çoktan açmıştı artık.
12 Mart
Başbakan Süleyman Demirel, İçişleri Bakanı Haldun Menteşeoğlu'ydu. Cumhurbaşkanı, eski Genelkurmay başkanlarından Cevdet Sunay'dı. Genelkurmay başkanıysa Memduh Tağmaç'tı.
Tağmaç, Kara Kuvvetleri komutanı Faruk Gürler, Deniz Kuvvetleri komutanı Celal Eyiceoğlu ve Hava Kuvvetleri komutanı Muhsin Batur'un imzasıyla cumhurbaşkanına sunulan ve 12 Mart'ta radyodan yayınlanan bildiri şöyle başlıyordu:
"Parlamento ve hükümet, süregelen tutum, görüş ve icraatıyla yurdumuzu anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş, Atatürk'ün bize hedef verdiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak ümidini kamuoyunda yitirmiş ve anayasasının öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiş olup, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği ağır bir tehlike içine düşürülmüştür."
26 Mart'ta hükümet düştü, 1. Nihat Erim hükümeti kuruldu. Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) kapatıldı. Altı ilde sıkıyönetim ilan edildi. (EÜ)
_____________________________________________________________________________
* Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi'nden yararlandık.