Hollywood tarihinin en büyük grevi, aslında çok yakınımızda gerçekleşen bir durumu hatırlatıyor: Emeğin değersizleştirilmesi. Bu mücadeleye benzer bir başka örnek, geçtiğimiz günlerde Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan İstanbul Saraçhane protestolarında yaşandı. Çeşitli sanatçılar, ifade özgürlüklerini kullanarak gözaltına alındı ve sanatlarının icra edilmesi engellendi. Bu durum, Türkiye genelindeki örgütlü mücadeleyle paralellik gösteriyor ve ifade özgürlüğü ile mesleki haklara yönelik yapılan baskıları gözler önüne seriyor.
The Guardian’a göre, binlerce sinema ve televizyon yazarının büyük stüdyolarla yapılan son dakika ücret görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Amerika Yazarlar Birliği (WGA) 2 Mayıs 2023'te greve başladı. 14 Temmuz 2023'te Sinema Oyuncuları Birliği-Amerikan Televizyon, Radyo Sanatçıları (SAG-AFTRA) de onlara katıldı. Senaristlerin ve aktörlerin greve gitmesiyle Hollywood yapımları durma noktasına geldi.
Senaristleri temsil eden WGA ile oyuncuları temsil eden SAG-AFTRA, 1960'lardan beri ilk kez ortak greve gitti. Hollywood'un ekonomik olarak durma noktasına gelmesiyle birlikte film stüdyoları; asgari ücretlere, telif ücretlerine ve yapay zekâ (AI) kullanımına karşı önlem almak için görüşme yapmak zorunda kaldılar.
Yapay zekâ sorunu
Sendika üyeleri, artan hayat pahalılığına rağmen asgari ücretle çalışmak zorunda kalıyordu. Bunun yanında, oyuncular ve senaristler stüdyoların yapay zekâyı kullanarak kendi görevlerinin yerine geçmesinden korkuyorlardı.
Michigan Ekonomi Dergisi'nde yazılana göre bazı yayın platformları, bir oyuncunun sete bir kereliğine gelip yapay zekânın film için gereken görüntülerin geri kalanını üretmesini, böylece oyuncuya yalnızca bir günlük ücret ödeme imkânı sunmayı düşünüyordu.
WGA, yüksek ücret konusunda anlaşmaya varamayınca 15 yılın ardından ilk kez iş bırakma kararı aldı. 11 bin 500 senarist; Universal, Paramount ve Walt Disney gibi eski şirketlerin yanı sıra Netflix, Amazon ve Apple gibi teknolojiye yeni giren şirketlerle karşı karşıya geldi.
WGA, şirketlerin davranışlarının, yazarlığı “serbest” bir mesleğe dönüştürmeyi amaçlayan bir iş ekonomisi yarattığını söyledi ve “Günümüz ve geleceğimiz için bize başka seçenek bırakılmadı,” dedi.
Hollywood 5 milyar dolar zarara uğradı
WGA ve SAG-AFTRA sırasıyla 26 Eylül ve 9 Kasım tarihlerinde grevleri sona erdiren anlaşmalara vardılar. Grevin sona ermesiyle film setleri tekrar açıldı, oyuncular ve eğlence sektöründe çalışanlar işlerine geri döndü. Yazar ve oyuncu grevleri; üretimin ve tüketimin azalması sebebiyle ABD’yi yaklaşık 5 milyar dolar ekonomik zarara uğrattı.
Yazarlar, Netflix ve Disney gibi platformların izlenme sayıları ile ilgili daha fazla şeffaflık, yapay zekâ kullanımıyla ilgili kurallar ve projelerin başında asgari sayıda yazar sayısı olması gibi konularda önemli kazanımlar elde etti. Ayrıca telif ücretleri için yapılan ödemelerde iyileşme sağlandı. Bu sayede yapay zekâ ve çalışan hakları konusunda yeni bir dönem başladı.
Türkiye’deki durum
Türkiye'de de özellikle siyasi ve toplumsal meselelere dokunan tiyatro oyunları ve sinema filmleri, sansür ve ekonomik baskılarla karşı karşıya kalıyor. Bu baskılar özellikle bağımsız sanatçılar ve eleştirel projeler için büyük bir engel oluşturuyor. Devlet desteği, genellikle hükümete yakın sanatçılara ve projelere verilirken, muhalif gruplar ve alternatif sesler dışlanıyor. Örneğin, TRT’nin dijital platformu tabii, yalnızca iktidara yakın sanatçılara ve projelere yer vererek, sanatın bağımsız ve eleştirel yönlerini görmezden geliyor. 2 Mayıs 2023’te tanıtımı yapılan platform, 7 Mayıs 2023’te yayın hayatına başladı ve başlangıçta Türkiye’de ücretsiz olarak hizmet sundu. Ancak 21 Ağustos 2024 itibarıyla ücretli abonelik sistemine geçerek, ekonomik bariyerleri daha da yükseltti.
Büyük medya platformları, iktidara yakın sanatçılara daha fazla fırsat sunarken, muhalif bakış açısına sahip sanatçılar genellikle “oyunun dışında” kalıyor. Bu durum, hem ekonomik hem de sanatsal özgürlük açısından büyük engeller oluşturuyor hem de sanatın toplumsal işlevini yerine getirmesini zorlaştırıyor. Nihayetinde ise bu baskılar, sanatçılar için önemli bir mücadele alanı yaratırken, sanatsal özgürlük ve ifade özgürlüğü üzerindeki etkisi, toplumun genel demokratik yapısına da yansıyor. (DT/TY)