Belgeselin adı Gözyaşına Yer Yok, oysa savaş vahşetinden mağdur olanların en insani tepki olarak gözyaşı dökebildiğini bir kez daha idrak ediyoruz!
Kobanê'nin IŞİD çeteleri tarafından işgal edilmesi sonucunda Kürtlerin savunması, kentin kazanılması ve yaşama tekrar dönülmesi tabii ki köklü bir direniş ruhuyla harmanlanmış. Fakat yönetmenliğini Reyan Tuvi'nin üstlendiği filmde sabır, sebat, umut, birlik, dayanışma ve sevgi mesajları da ön plana çıkıyor.
İngilizce adıyla No Place for Tears'in dünya prömiyeri İsviçre'deki Visions du Réel'de gerçekleşmiş, belgesel Nyon'daki saygın etkinlikte mansiyona layık görülmüştü. 88 dakikalık Türkiye 2017 yapımı eser daha sonra Almanya'da Dokfest München'de gösterilmiş, İstanbul'daki Docufest'in ardından geçenlerde Bosna'da Sarajevo Film Festival kapsamında seyirciyle buluşmuştu.
Fotoğraf tadında karelerle bezenmiş, savaşın hayatlar üzerindeki etkilerini hassasiyetle irdeleyen, şiddetle altüst olmuş bir coğrafyada çocuk olmanın ağırlığını hissettiren yapımın seyirciye naklettiği esas duygu yine de ümit.
Huzursuz bekleyiş
Filmin ilk kısmında Kobanê işgali sürerken Suriye sınırını geçerek Türkiye'deki Maheser köyüne sığınanların huzursuz bekleyişine tanıklık ediyoruz. Elindeki tespihi parmaklarına sıkıca dolamış tasalı genç bir kadının gerginliği, sisli bir düzlüğün ayırdığı iki yerleşim merkezi arasındaki ulaşılmazlık, gri gökyüzünde savaş uçağıyla bir uçurtmanın çarpıcı kontrastı.
Hemen karşıda mücadele verenlerle bir nebze de olsa özdeşleşme, birlik duygusunu hissedip onlara aksettirme isteğinin tezahürü insan zincirinin görüntüleri de gayet etkileyici.
Dünyanın çeşitli noktalarından gelip yurtlarından edilmiş insanlara moral veren yardımsever gönüllüleri ve Hasta Siempre, Comandante'nin güftesini Che Guevara yerine YPG diye yorumlayan müzisyenleri de unutmamak lazım.
Yüzde 70'i yıkık Kobanê
Kobanê özgürleştikten sonra yıkıntıların arasına dalıyoruz. Bir kadın enkazdan bazı çocuk ayakkabıları ve bir plastik torba içine doldurulmuş fotoğraflar ayıklıyor, çocuklar belki her an patlayabilecek mühimmat kalıntılarının arasında pervasızca oynuyorlar.
Gerici zihniyetin, asırlardır bölgede yerleşik Kürtler'in kültürlerini ve sanatlarını da yerle bir etmeye çalışmış olduğunu görüyoruz: Kültür merkezinde paramparça olmuş müzik enstrümanları öğretmen ve öğrencilerin anılarını depreştirip içini acıtıyor. (Coğrafyamızda aynı dürtü ve korkuyla kapatılmış ve el konmuş kültür merkezlerinin varlığını bu vesiyle hatırlatmakta fayda var).
Neyse ki yemeksiz, uykusuz, korku içinde geçirilmiş günler geride kalmış, geleceği tekrar inşa etmenin tam zamanı: Çocuk korosu, yine çocuk müzisyenler eşliğinde şarkı söylemeye başlıyor, berber, bisiklet tamircisi, kasap faaliyetine dönerken, fırınlar tekrar yandıktan sonra bereketli sofralar kuruluyor, tepsiler baklava doluyor.
Küçücük bir çocuk sokaklardan metal parçalarını toplayıp eskiciliğe soyunuyor, bir diğeri zarar görmüş bir evin duvarını taş parçalarıyla elinde geldiğince tamir etmeye çalışıyor.
Gözlemsel belgesel
Yönetmen Tuvi etrafı dikkatlice gözlemlerken başarılı senaryo ve montaj sayesinde belgesel asla sıkmıyor, çılgınca akmasa da birbirinden ilginç ayrıntıyla seyirciyi kavrıyor. Yine de bazı sahnelerde kameranın zorlamasına tanık olduğumuzu düşünüyorum. Ölçülü, yerinde ve duygu sömürüsüne yüz vermeyen müzikte, Kalan Müzik'in katkısı var.
Tabii filmde yer alan, uluslararası kamuoyunun sessizliğine dair çağrı, kadın militanların direnişe katkısı veya "Şimdi değilse ne zaman, sen değilsen kim! haydi katıl" duvar yazısı, vaziyetin siyasi yönüne dair unsurlarından sadece birkaçı.
Belgeselin Yeni Film Fonu, Anadolu Kültür ve !f'in desteğiyle çekildiğini görüyoruz, sinemacı/yazar Ümit Kıvanç da filmde emeği geçenlerden.
Gündemin yetişilemeyen bir hızla değiştiği dünyamızda Kobanê direnişi çok uzak görünse de Gözyaşına Yer Yok bölgedeki demokratik güçlerin duruşu ve zihniyeti hakkında da epey aydınlatıcı; bilinmeyen hakkında nefret, kin ve öfkeyi bertaraf edebilmek için neredeyse biçilmiş kaftan. Türkiye'den mesele hakkında çıkan eli yüzü düzgün birkaç işten biri.
Önyargılardan uzaklaşıp savaşa hayır demenin, birbirimize ısınarak barış için birlik olmanın, sevgiyle dolmanın zamanı geçmiş değil…(MT/NV)