Pangar Tiyatro Topluluğu’nun sahnelediği Kozalar’ı Ayşenil Şamiloğlu yönetmiş, Demet Evgar, Binnur Kaya ve Esra Dermancıoğlu oynamışlar. Eser Adalet Ağaoğlu’na ait. Oyun Zorlu PSM’de sahneleniyor.
Kozalar, prömiyerini Avignon Festivali’nde yaptıktan ve Fransa’da sahnelendikten sonra Türkiye'de sahnelenmeye başlanmış.
Yabancı korkusu
Oyunun konusunu iki kadının, üçüncüsünün evine misafirlikteyken, yaptıkları konuşmalar; hayat tarzları, korkuları, arzuları, beklentileri, yine korkuları ve daha fazla korkuları diye kısaca anlatabiliriz. İlk sahneden itibaren, kostüm ve makyajıyla, oyuncuların kesik, robotik sanki bir ipin ucundan yönetiliyormuşçasına, yer yer yükselen müziğin ritmine de uyan hareketleriyle, duyguların en keskin halinin bedensel ifadesiyle etkileyici bir oyun, grotesk bir tiyatro örneği ortaya çıkmış.
Üç kadın, üç evli ev kadını, içlerinden birinin evinde misafirliktedirler. Sohbet edip örgü örmektedirler. Ev sahibesi ara ara kalkar ve hem yan odadaki çocuklarına, hem mutfaktaki çaya bakar. Sıradan ve rutin bir ev sohbeti gibi başlar oyun. Konuşmalar ilerledikçe, hem birbirlerine olan hasetleri, hem dışarıda olan yoksullara, mültecilere olan sevgisizlikleri ortaya çıkar. En büyük ortak noktaları yabancılara duydukları korkudur. Aralarındaki ekonomik farklılarının yarattığı eşitsizlik kendi içlerinde tolere edilebilir belki ama dışardaki yoksul, ülkesize gelince bu o kadar kolay değildir.
Korunaklı evler, daraltılmış hayatlar
Bir anda dışarda başlayan gürültüler, patlamalar birbirlerine daha fazla sokulmalarına ve korkularını paylaşmalarına neden olur. Ayrı ayrı kıpırdayamaz olurlar.
Ancak korkuyla beraber dışardakinden sakınmaya çalışma hali, içerdekini korumaya yetmez. Dışarıdan ne kadar kaçılabilir, o kaçışla nasıl yaşanabilir? İçinde yaşadıkları kozaların, çift kilitli kapıların onları sonsuza dek koruması mümkün müdür? “Fakirler, fukaralar, mültecilerden” kaçmaya çalışırken, korku ile arzularını bastırırken, yaşadıkları hayat istedikleri hayat mıdır?
Dış dünyaya karşı büyüyen korku, iç savaş, sınıf farklılığı, mülteciler ve kadınların erkek egemen toplumdaki yerleri ve hepsine toplumun değer yargılarıyla bakma zorunluluğu. Sıradan, rutin buluşmanın toplamı.
Değişmeyen zamanlar
46 yıl önce yazılmış bir oyunun hala güncelliğini koruduğunu görmek de hem şaşırtıyor hem de üzüyor.
Ama Adalet Ağaoğlu’nun 1971 yılında yazdığı oyunu sahnede izlerken, günümüz Türkiye’sini anlatmadığını düşünmek de imkânsız.
Üç etkileyici performans
Demet Evgar, Binnur Kaya ve Esra Dermancıoğlu çok zor ve enerji gerektiren rollerin altından rahatlıkla kalkmışlar.
Dermancıoğlu, diğerlerine göre daha varlıklı ve dominant, çocukları bir iktidar aracı olarak da hep dilinde kadında; Kaya, daha evcimen ve uysal, biraz daha saf gibi ama sonunda diğerleriyle aynı sıradan kötücüllüğün parçası olan kadında; Evgar, diğerlerine göre daha genç, çocuksuz, tek varlığı kürkü ve bastırılmış arzuları ile memur eşinde etkileyici bir performans sergiliyorlar.
Oyunu izlerken fark edilen bir noktayı da söylemeden geçemeyeceğim. Konu ne kadar herkesi kapsasa da oyun yazanı, yöneteni, oyuncuları ile bir kadın oyunu ve izleyicisi de bu doğrultuda. İzleyiciler arasında kadınların ezici çoğunluğu hemen fark ediliyordu.
Tavandan yere kadar sarkan ağlar arasında üç taburede, ellerinde örgüleriyle üç kadın sohbetinin yaratacağı etkileyicilik sizi çok şaşırtabilir.
Künye
Yazar: Adalet Ağaoğlu; Yönetmen: Ayşenil Şamlıoğlu; Oyuncular: Demet Evgar, Binnur Kaya, Esra Dermancığlu; Prodüksiyon: Tiyatro Pangar; Yönetmen yardımcısı: Tuğçe Tamer; Koreografi: Candaş Baş; Müzik: Sabri Tuluğ Tırpan; Işık tasarım: Cem Yılmazer; Dekor tasarım: Murat İpek, Yiğit Evgar; Kostüm tasarım: Tomris Kuzu; Ses tasarım: Okan Yalabık; Makyaj tasarım ve Uygulama: Cansu Sakız; Fotoğraf: Edze Ali; Video: Yiğit Evgar; Afiş tasarım: Furkan Birgün; Tiyatro Pangar Yapım Koordinatörü: Neyir Can Bagoren; Reji Asistanları: Dilay Ekmekçioğlu, Ali Can Altun; Teknik asistanlar: Ömer Güneş, Yasin Gültepe; Uluslararası Proje Koordinatörü: Göknür Gündoğan