Medya ve Mülteci Hakları Derneği Genel Koordinatörü Dilan Taşdemir, toplumsal barışa giden yolun bir arada yaşamanın öğrenilmesinden geçtiğine inanıyor.
Dernek, yaklaşık iki ay önce bir grup gazeteci ve aktivist tarafından İzmir'de kuruldu. Mültecilere dair nefret söylemini raporlaştırmak, medyayı takip etmek, mültecilerin kendi medyalarını kurmalarına destek sağlamak derneğin ilk hedefleri arasında.
Derneği kurmak nereden aklınıza geldi?
Ben ve gazeteci arkadaşım Mete, uzun yıllardır mültecilere dair hak odaklı çalışmalar yapıyorduk.
Ben hem medya hem sivil toplum ayağındaydım, Mete de mülteciler konusunda içerik üretiyordu. İkimiz de sahada gazetecilik yapan bunu barış gazeteciliği perspektifinden yapan bir pratik sergilemiştik.
İkimiz de hayatımızın bir bölümünde hep mültecilikle ilgili içerik üretmeye çalıştık. Bundan üç yıl önce girişimi başlattık. Mülteci TV'yi kurmayı denedik ama beceremedik. Bu bizim hep aklımızda kaldı.
Medya Radar'dan da söz eder misiniz?
Medya Radar çalışması ile birlikte geleneksel ve dijital medyada mültecilere yönelik hak ihlallerinin yer aldığı haberlerle ilgili haftalık raporlar yayınlanacak. Raporlarda, mültecilere yönelik nefret söylemi, ayrımcı dil ve yanlış bilgi içeren haberlere dair içerik ve söylem analizleri yer alacak. Mülteci hakları odaklı habercilik terminolojisi ile düzenlenecek haberler yeniden paylaşıma sokulacak.
Haber takibinin yanı sıra söz konusu haberlerin kamuoyundaki etkilerini azaltmak için sosyal medya kampanyaları da düzenlenecek. Kampanya kapsamında raporda yer alan haberlerin mültecilerin hayatlarına etkilerine değinilecek ve olası sonuçlarına karşı etkin çalışma yapılacak.
Siz de mültecilere yönelik nefret söylemi, ayrımcı dil ve yanlış bilgi içerdiğini düşündüğünüz haberleri whatsapp, telegram, sosyal medya hesaplarımız ve mail yoluyla bizimle paylaşabilirsiniz.
Neden mültecilere dair derneğe ihtiyaç duydunuz?
Mültecilere dair sistemli bir gündem yaratmak gerekiyor. Bunu nasıl yaparız diye düşünürken bunun yönteminin dernek üzerinden olması gerektiğine karar verdik. Ben sivil toplum ayağını biliyordum, Mete de medya ayağını biliyordu, böylece güçlerimizi birleştirdik.
Etrafımızda bu konuyla ilgili olan gazeteci ve aktivistlerle derneği kurduk.
Mülteciler fiili olarak dernekte var olabiliyorlar mı?
Deneyimlediğimiz bir durum var. Türkiye'de mücadelede öznenin kendisi yoksa o mücadele boşa düşüyor.
Türkiye'de birçok koşuldan dolayı mülteciler kendilerine yönelik mücadelede yer bulamıyor zaten hak mücadelesi git gide terörle sözü edilmiş bir kavramken mültecilerin de böyle bir gündeme girmesi zor.
Mülteciler, bir yandan sivil toplumun da uzağındaydı; uluslararası sivil toplum örgütlerinin de açtığı alanda destek boyutu vardı. Gıda yardımı vs. "Mültecilik haktır" deyip bunu sürekli gündemde gündemde tutacak bir kurum yok.
"Toplumsal barış için nefretsiz medya"
Derneğin amaçları neler?
Bir arada yaşayamamanın en büyük engellinin medya olduğunu düşünerek; mahalle yakmalar, nefret suçları yaşanmaya başladı... Bunlar olağan şeyler çünkü Türkiye bir arada yaşayamamayı en iyi bilen ülkelerden biri. Nefret söyleminde bulunmanın önü çok açık çünkü. Buna bir noktada birilerinin dur demesi gerekiyordu, derneğin bir amacı da nefret söylemi ile mücadele olacak.
Biz "toplumsal barış için nefretsiz medya sloganı" ile işe koyulduk. Toplumsal barışın önündeki en önemli engellerden birinin de medya olduğunu düşünüyoruz. Medyadaki yalan yanlış bilgi üretimi, siyasilerin mültecilere yönelik yaydığı mesajlar aslında bu bir arada yaşayamamaya hizmet ediyor. Bunları raporlaştırmak ve ölçmek istiyoruz.
Zamanla bizim bu fikrimiz ilerledi. Şöyle, zamanında kadın mücadelesi ile nasıl ki feminist medya okur yazarlığına sahip olduysak bunu da geliştirebiliriz. Bir çoğumuz kadın hakları ile mücadeleyi beş erkek tartıştığında nasıl "kadın çağırmak aklınıza gelmedi mi?" diyorsa, Kürt meselesini tartışırken "Neden HDP'den birini almadınız yayına" diyorsak mültecilerin konuşulduğu bir yerde de "Neden mülteci çağırmıyorsunuz?" dememiz gerek.
Nefret söylemi ile mücadelede nasıl bir yol izleyeceksiniz?
Savaşmak için mücadele ettiğimiz şeyi belirlemek gerekiyor, medyanın mülteci odaklı olmadığı ve mültecilere karşı bir tutum sergilediğini belirlememiz gerek.
Medyayı sadece haber üreten bir yapı olarak görmüyoruz. İnsanlar sadece yazılı basınla erişmiyor habere, sosyal medya araçlarından da erişiyorlar medya içeriklerine...
Bizim şimdi yapacağımı çalışma her hafta bu taraflardaki nefret söylemlerini raporlama şeklinde ilerleyecek.
Bir internet fenomeni "Suriyeli gibi yaptı" dediğinde onu izleyen binlerce 15-18 yaş arası çocuk arkadaşına, "hahaha Suriyeli gibi yaptı" diyerek nefret söylemini yayıyor. Bu yıllardır yapılıyor zaten Kürtlere, Ermenilere, LGBTİ+'lara. Bunların sonuçlarını da görüyoruz. Bu nedenle medyayı takip edip raporlayacağız.
Tematik raporlarımız olacak, kısa raporlar. Nefret söylemini görünür yapan raporlar olacak. Bunun dışında İletişim Fakültesi öğrencileri için mülteci hakları odaklı söylem nasıl inşa edilir tarzı atölyelere başlayacağız.
Ayrıca mültecilerin kendilerini ifade edecekleri, kendilerinin de çalışan olduğu medya kurmayı istiyoruz.
Derneğin kuruluş deklarasyonundan:
4 milyon civarında bir nüfus ile dünyanın en çok mülteci barındıran ülkesi konumunda olan Türkiye'nin gündemine göç, 2011 yılında Suriye'de başlayan savaş ile girse de Türkiye her daim göç hareketliliğine sahne olmuştur. Mültecilerin medyadaki temsili, mülteciler hakkında ön yargı yaratırken, bir arada yaşamın önünde büyük bir engel yaratmaktadır. Buna karşın, mülteci haklarını ve hak taleplerini ele alan içerikler ise medyada sınırlı yer bulmaktadır. Mültecilerle ilgili ayrımcılık karşıtı tutumların aktarıldığı medya içerikleri, mülteciler ile Türkiyeliler'in bir arada yaşaması açısından önem taşımaktadır.
Derneğimizin amacı mülteci haklarının ülke gündeminde daimi yer tutmasını sağlamak, geleneksel ve dijital medyada mülteci hakları odaklı bir perspektifin oturması, nefret söylemi üreten ve arttıran içeriklerin azalması için çaba sarf etmek ve mültecilerin medya ve görsel sanatların araçları ile kendilerine dair içeriği yine kendilerinin üretebilmesine zemin oluşturmaktır. (EMK/AÖ)
Medya Radar iletişim bilgileri:
Facebook: https://facebook.com/medyavemulteci
Twitter: https://twitter.com/medyavemulteci
Instagram: https://www.instagram.com/medyavemultecihaklari/
Mail: [email protected]