Çocuklara kısıtlayıcı cinsiyet rolleri dayatan içeriklerle mücadele eden uluslararası cinsiyetçilik karşıtı platform Pinkstinks'in Almanya ekibi, Adalet Bakanı Heiko Maas'ı reklamlardaki cinsiyetçiliğin sınırlarını belirlemek üzere hazırladıkları yasa tasarısını Federal Meclis'e sunmaya ikna etti.
Almanya'da 2012’de kurulan platform cinsiyetçi reklamlara karşı kampanyalar yürütüyor, dayattıkları güzellik algısı nedeniyle Germany's Next Top Model yarışması ile mücadele ediyor, yeme bozuklukları ile ilgili bilinçlendirme amaçlı tiyatro çalışmaları yapıyor ve okullarda cinsiyet eşitliğine uygun eğitim verilmesi adına çalışmalar yürütüyor.
Pinkstinks ekibinde yer alan hukukçu, aktivist Dr. Berit Völzmann'ın hazırladığı yasa tasarısı, aynı zamanda doktora tezinin bir parçasıydı ve 2015’te Alman Hukukçular Ödülü'ne layık görüldü. Tasarı, reklamlardaki cinsiyetçiliğin en ağır türlerinin yasaklanmasını öngörüyor.
Henüz detayları kamuoyu ile paylaşılmamış olan tasarı görüştüğüm Pinkstinks ekibinden Nils Pickert'in deyimiyle reklamlardaki cinsiyetçiliği tamamen yasaklamayacak.
“Hoşumuza gitsin veya gitmesin, düşünce ve sanat özgürlüğü çerçevesinde cinsiyetçilik daima mümkün olacak. Bizim önerimiz uygulamaya konulsa da reklamlarda cinsiyetçilik mümkün olacak, fakat bu bir norm olmaktan çıkacak.”
"Astronotlar herkesi (her kadını) göğün yedi kat yukarısına çıkarır."
İçeriğin cinsiyetçi olduğuna kim karar verir?
Spiegel tarafından haberleştirilmesinin ardından sözkonusu yasa tasarısı Almanya'nın gündemine oturdu. Welt, Bild, Huffington Post ve Augsburger Allgemeine gibi önde gelen basın kuruluşlarının attığı “Heiko Maas erotik reklamları yasaklamak istiyor”, “Seks reklamları yasaklanacak”, “Tahrik eden reklamlar” ve “Aşırı seks: Heiko Maas reklamları sansürlemek istiyor” gibi manşetler, cinsiyetçiliğin Almanya'da henüz açıklığa kavuşturulması gereken bir kavram olduğunu gözler önüne serdi.[1]
Şu ana dek konuya dair yazılan köşe yazıları ve yapılan röportajlar yoluyla en sık tekrar eden sorulardan biri ise bir içeriğin cinsiyetçi olup olmadığına kimin karar vereceği yönünde oldu.
Bu soru, cinsiyetçilik kavramın henüz yerleşmediğini göstermesinden ötürü büyük önem taşıyor. Eğer Federal Meclis yasa tasarısını kabul ederse hükümetin izlemesi gereken yolun ne olabileceğini sorduğum Pickert “Avusturya'daki Reklamcılık Konseyi cinsiyetçilik durumunda uzmanlarla beraber reklam şirketlerine gidip eğitim veriyor. Bu sorunu aşmada benzer bir yol izlenmesi iyi olacaktır. Sonuçta hiç kimse anlamsızca yasaklar getirmek istemiyor. Amaç toplumda hassasiyet yaratmak”diyor.
Tasarı kabul edildiği takdirde sosyolog ve psikologlara bayağı iş düşeceğe benziyor.
TIKLAYIN - TELEVIZYON REKLAMLARI VE CINSIYETÇILIK
Cinsiyetçilik mi, “Avrupai” özgürlük anlayışı mı?
Demokrat FDP Partisi Başkanı Christian Lindner konuyla alakalı olarak tasarının amacının reklamlardaki çıplaklık ve cinselliği yasaklamak olduğunu iddia etti ve kadınları örtüp erkekleri haydutlaştırmayı Almanya'nın adalet bakanından değil, radikal İslâmi din liderlerinden bekleyeceğini belirtti.
Ayrıca Berlin Hukuk ve Tüketici Haklarından Sorumlu Senatör Thomas Heilmann ile İletişim Ajansları Çatı Örgütü Başkanı Wolf Ingomar Faeck, reklamlardaki cinsiyetçiliğin bir zevk meselesi olduğunu ve bu nedenden dolayı buna bulunulacak bir müdahalenin paternalist bir uygulama olacağını ileri sürdü. Bunun ardından Faeck bir adım daha ileri giderek “sorunun aslında bir önem taşımadığını” iddia etti.[2]
Cinsellik ve cinsiyetçilik, çıplaklık ve çağdaşlık, erotizm ve metalaştırma gibi olguların tamamen birbirine karıştığı tartışmaya ivedilikle bir açıklık getirilmesi gerektiği ortada. Pickert konuya şu şekilde açıklık getirmeye çalışıyor.
“Cinsiyetçilik, cinsiyete dayalı, toplumumuzu sürdürülebilir biçimde şekillendiren ve ortak varoluşumuzun dokusunu belirleyen bir ayrımcılık türüdür.
“Kendi ayrıcalıklarını, bu ayrımcılığın türlerini zevk meselesi tayin edebilecek derecede irdeleyememek son derece dar kafalı bir yaklaşım.
“Örneğin bir sauna reklamında çıplak insanlar kullanmak son derece doğaldır. İki yetişkin bireyin kendi rızaları ile cinsellik yaşamaları olağanüstü bir şeydir. Fakat 21. yüzyılda reklamcılık kendini kadınların çıplak vücuduna fiyat etiketi yapıştırılması üzerinden tanımlamamalı. Özgürlük bunun neresinde?”
"Bu formla liseden mezun olmama lüzum yok."
Çağın getirilerinden biri olarak online aktivizm
Mutlaka hepimizin internette en az bir imza kampanyasına katılmışlığı vardır. Bunların sonuç vereceğine ne kadar inandığımızsa kişiden kişiye farklılık gösterir. Pinkstinks örgütünün bu başarısı internet aktivizmi açısından büyük önem taşıyor. 2014 senesinden beri yürütülen bu mücadelenin gelmiş olduğu nokta cinsiyet eşitliği mücadelesi veren herkes için kuşkusuz son derece heyecan verici.
Pinkstinks'in konuyla alakalı imza kampanyasına şu ana dek neredeyse 11 bin kişi imza verdi. Eğer tasarı kabul edilirse reklamlardaki cinsiyetçilik Almanya'da nihayet kanun kapsamına alınmış olacak.
Türkiye'de de Pinkstinks'e benzer çalışmalar yürüten bir örgüt mevcut: Cinsiyetçi reklamları, siyasetçi ve ünlülerin cinsiyetçi söylemlerini, cinsiyetçi haber dilini ve kadın ve kız çocuklarının hayatını olumsuz yönde etkileyecek kanun değişikliklerini protesto eden erktolia, kısa süre önce birinci yaş gününü kutlamıştı. (SS/YY)