Kadınlar, bilişim dünyasının da 'öteki'leri...
"Kadından yazılımcı olmaz”, “Kadın dediğin teknolojiden anlamaz” iddialarını; “kadın için en uygun meslek öğretmenlik, tatili de bol, çocuğuna bakarsın”, 'öğütleri'ni aşıp mühendis, yazılımcı olursun ama yine de bitmez o 'bık bık'lar.
Sözlüklerde obez, çirkin, dişleri sarı, iş ortamında erkek sayısını dengeleyen faktör olarak etiketlenirsin, çalıştığın yerlerdeyse sürekli bir 'kendini ispatla' mobingine maruz kalırsın. Toplumun bütün o baskılarına baş kaldırıp inatla klavyenin başına geçersin, yine de bitmez o yargılar.
Yıl 2016 olur, bir bilişim konferansında iş bulmanın yollarının anlatıldığı öne sürülen bir sunumda, sanki endemik bir türmüşsün gibi “çiçek” ilan edilirsin.
Toplumsal cinsiyetçilik kuşkusuz yaşamımızın her alanında. Ama bazı meslekler var ki yapmak için erkek doğmak gerek! Bilişim alanı da ne yazık ki bunların başında geliyor. Kodların konuştuğu bu dünyada, kadınların yeri olmadığı alttan alta söylenegeliyor.
Ne komiktir ki bu iddiaya en güçlü 'dayanak' olarak da kadınların duygusallığı, iletişim kabiliyeti gösteriliyor. Kadınlar bu alanda görünürlüklerini, varlıklarını artırdıkça, “Kadından yazılımcı olmaz, kadından geliştirici olmaz” klişesi üniversite kürsülerinden dahi hortlatılıyor.
Kadınların kod yazamayacağı hurafesi akıllarda öyle bir yer etmiş ki, yazılım ile uğraşanlar dahi önce koda değil cinsiyete bakıyor.
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir araştırmaya göre, github repolarına kadınların gönderdiği kodların kabul oranı daha yüksek. Ancak araştırmaya göre kadınların kodlarının kabul edilme oranı, yazanın cinsiyeti bilindiğinde düşüyor. Kod aynı kod, lakin yazanın kadın olması o kodları tartışılır, eksiği aranır hale getiriveriyor...
Genç bir kadın yazılımcı tüm bu hurafeleri, çevresinin “yapamazsın” yönlendirmelerini geçip de iş aramaya başlarsa karşısına daha düşük ücret, daha yüksek mobbing, kariyerde yükselememe sorunları çıkıyor.
Kadınlara geliştiricilik değil, tasarımcılık, müşteriyle ilişkiler gibi alanlar uygun görülüyor. İşe alınırken, “Evlenecek misin? Çocuk yapacak mısın?” sorularına maruz bırakılıyor.
Teknolojinin ucuzlaması, İnternetin yaygınlaşması ile geçmişe oranla daha çok kadın kendini geliştirmeye fırsat bulabiliyor. Neyse ki bu alanda da kadınlar bir araya gelip, birbirlerine güç veriyor, bu alanda da “kadınlar vardır” diyor.
Kadınların görünürlüğünün az olmasının bir sebebi de başarılarının pek dile getirilmemesi. Mesela dünyanın ilk bilgisayar programcısı bir kadın, Ada Lovelace... Wi-fi teknolojisinin mucidi de Holywood yıldızı bir kadın, Hedy Lamarr. Bilişim tarihinde önemli rol oynayan sadece bu iki kadın değil. İşte o kadınlar ve sırada bekleyenler...
Ada Lovelace
Dünyanın ilk bilgisayar programcısı, belki de bu alanın adı en çok anılan kadını Ada Lovelace. Hem adına kurulan vakıfların yaptığı çalışmalar, hem de Google doodleları sayesinde haber olan, bilinirliği yüzyıllar sonrasına taşınan bir isim.
Augusta Ada King, Lovelace Kontesi (d. 10 Aralık 1815 – ö. 27 Kasım 1852), Augusta Ada Byron adıyla doğan ve günümüzde yaygın olarak Ada Lovelace adıyla bilinen, İngiliz matematikçi ve yazar.
İnternette ismini arattığınızda karşınıza evliliğinden, kötü geçen çocukluğundan, hastalığından bahseden uzun uzun metinler çıkar. Ancak Lovelace'ın on yıllar sonra hatırlanmasını sağlayan çalışmalarıdır.
Lovelace, İngiltere'de 1832 yılına kadar kadınların bilimsel tartışmalara katılmalarına izin verilmediği ve akademik yayın yapmanın hayal olduğu bir dönemde, kadın olduğunun belli olmaması amacı ile isminin baş harfleri olan "A.A.B."yi kullanarak, bilgisayar üzerine bilimsel bir dergide akademik yayını yapan ilk kadın olma başarısını da gösterdi.
Lovelace'ın ilk bilgisayar programcısı olarak anılmasının nedeni ise mekanik bir bilgisayar tasarlayan İngiliz Charles Babbage ile yürüttüğü çalışmadır.
Lovelace'a göre bu tür bir makine uygun şekilde programlanırsa karmaşık müzik eserleri bestelemek, grafik üretmek ve karmaşık matematiksel problemleri çözmek vb. için kullanılabilirdi. Ada’nın bu analizi, bilgisayarın yetenekleri hakkındaki önceki fikirlerden kavramsal bir sıçramaydı ve modern bilgisayarın imasının hatta yeteneklerinin habercisiydi.
Lovelace, Babbage'a gönderdiği yazışmalarda Bernoulli sayılarını hesaplamak için Analitik Motor’un algoritmasını tanımlamıştır. Ada Lovelace'ın yazdığı bu algoritma, bilgisayar için yazılmış ilk algoritma olarak kabul edilmiştir. Bu yüzden de Ada ilk bilgisayar programcısı olarak kabul edilmiştir.
Grace Murray Hopper
Grace Murray Hopper'ın katkıları da yazılım dünyası bakımından kilometre taşı sayılabilecek niteliktedir.
Harvard Mark I bilgisayarının ilk programcılarından biri olan Hopper, bilgisayar programlama dilleri için ilk derleyiciyi geliştirmiştir. 1943 yılında ABD donanmasına katılan Grace, Mark I, Mark II ve Mark III bilgisayarları üzerinde geliştirdiği programlardan ötürü donanma nişanı ile ödüllendirilmiş, koramiral olmuştur.
Başarılarına rağmen Hopper'ın yenilikçi önerileri kolaylıkla kabul ettirdiğini söyleyemeyiz. Hopper'ın kodlama konusunda getirdiği “kolay anlaşılabilir, İngiliz dilinden komutlar içeren programlama dili” önerisi çevresindeki bilgisayarcılar ve matematikçiler tarafından 'alay konusu' yapılmıştır.
Bunun üzerine Grace üç yıl sonra, 1952'de, COBOL programlama dilini ve derleyicisini ortaya koyabilmiştir. Dönemin devasa bilgisayarlarında programların düzgün çalışmasını engelleyen gerçek, fiziksel bir böcek bulan Dr. Grace Murray Hopper bilgisayar hatası anlamına da gelen "böcek" ("bug", "debugging", vs.) terimini de kültürümüze armağan etmiştir.
Hedy Lamar
Hedy Lamar ise günümüz Wi-fi, GPS teknolojilerinin gelişmesini sağlayan icadı ile tarihteki yerini almıştır.
Holywood yıldızı olan Lamarr, “Beyaz Perdede İlk Orgazm Canlandıran Kadın” unvanını da taşır. Hedy Lamarr, müzisyen George Antheil ile 1947 yılında “Frekans atlamalı yayılı spektrum” teknolojisini geliştirmiştir.
Lamarr'ın bu icadı sayesinde GSM, Wi-Fi ve GPS teknolojileri oluşturulur. 1997 yılında Elektronik Öncüsü ödülüne layık görülür. Ünlü oyuncu aynı zamanda trafik lambalarını ve sandozu da geliştirmeye yardımcı olmuştur.
ENIAC'ı programlayan 6 kadın
ENIAC, elektrikle çalışan ve elektronik veri işleme kapasitesine sahip ilk bilgisayardır. Askeri amaçlarla yapılmış olan ve 'hesap makinesi' işlevini taşıyan ENIAC, yaklaşık 167 m² bir alana sığıyordu ve ağırlığı 30 tondu.
O günlerde 60 saniye yol alan bir topun rotasının hesaplanması için, yaklaşık 20 saatlik çalışma gerekiyordu. ENIAC bu hesaplama süresini 15 saniyeye indirdi. ENIAC'ın bu başarısı ise 6 kadın matematikçi sayesinde idi.
Kathleen McNulty, Mauchly Antonelli, Jean Jennings Bartik, Frances Synder Holber, Marlyn Wescoff Meltzer, Frances Bilas Spence ve Ruth Lichterman Teitelbaum 30 tonluk bu koca makineyi, elle takılıp çıkarılan fişler, kablolar ve kumanda edilen düğmelerle programladılar.
Radia Perlman
Radia Perlman (d.1952) "İnternetin annesi" olarak da tanıtılsa da Perlman İnternet'in doğası gereği bu tanımlamanın doğru olmadığını söyler.
Annesi de bir bilgisayar programcısı olan Perlman, yazılım tasarımcısı ve network mühendisidir. Spanning Tree Protocol 'un (STP) mucidi olan Perlman, TRILL gibi farklı bağ durumu protokollerinin geliştirmesine büyük katkı sağladı.
Sophie Wilson
Sophie Wilson (d.1957) İngiliz yapımı ilk mikrobilgisayarlardan Acorn System 1'ı 1970'lerde tasarlayan Wilson, 1981'de programlama dilini Acron Proton'a çevirdi.
1983'te ARM olarak bilinen Acorn Risk Machine'i tasarladı. Burada kullanılan komut seti 21. yüzyılda akıllı telefonlarına model olmuştur.
Karen Sparck Jones
Günümüz arama motorlarının geliştirilmesine önemli katkı sağlayan Jones, 1974-2002 yılları arasında Cambridge Bilgisayar Laboratuvarı'nda çalıştı.
Doğal dil işleme ve bilgi geri çağırımı alanlarına odaklanan Jones bu alanda en önemli katkıyı IDF (Inverse Document Frequency) konseptini ortaya atarak yaptı. 2007'de yaşamını yitirdi.
Günümüz tarihine yaklaştıkça örneklerin sayısı artıyor. 1970'li yıllara gelindiğinde yoğun bir şekilde çalışmakta olan kadın bilgisayarcılardan biri de Dr. Adele Goldberg idi. Alan Kay ile Smalltalk isimli ilk nesneye yönelik programlama dilini geliştiren Adele Goldberg, XEROX PARC (Palo Alto Research Center) laboratuarlarında çalıştı.
Katkıda bulunduğu Smalltalk dili ile WIMP (Windows, Icons, Menus, Pointers) sisteminin prototipleri üretildi. WIMP sistemi bugün Microsoft Windows, Apple, KDE, GNOME, vs. gibi grafik kullanıcı arayüzlerinin atasıydı.
Meltem Yılmaz Toral, ABD'de AskJeeves arama motoru sisteminin web yüzünü tasarladı ve programladı.
Akkana Peck, Mozilla Firefox'un geliştirilimesinde önemli rol oynadı. GNU/Linux'un masaüstü yazılımlarının geliştirilmesi konusunda çalışmaya devam ediyor.
Valerie Anita Aurora ise Linux çekirdeğine yaptığı katkıların yanı sıra ZFS isimli yeni ve yüksek performanslı bir dosya sisteminin geliştirilmesinde önemli rolü oldu. Aurora ya da Val Henson Mary Gardiner ile Ada Initiative'ı kurdu.
Kadınların maruz kaldığı ayrımcılığa karşı kadınların güçlendirilmesini hedefledi. Deniz Akkuş Kanca ve Nilgün Belma Bugüner ise GNU/Linux tabanlı sistemler için (how-to) belgelerini Türkçe'ye kazandırdı. Yerelleştirme adına çok önemli bir çaba olan belgeler.org üzerinden iki kadının da çalışmaları devam ediyor.
Daha bahsedecek onlarca kadın yazılımcı ve öyküsü var. Konu ilginizi çektiyse açık kaynak yazılımlara katkı veren kadınları şu bağlantıdaki adresten okuyabilirsiniz. “Kadından yazılımcı olmaz” diyenlere kızıp, kadın yazılımcıları bir araya getiren Kadın Yazılımcı bloğunu ise buradan takip edebilirsiniz. Özgür yazılım dünyasında ise debian, linux, kde kadınlarını sitelerinden takip edebilirsiniz. (ID/EA)
* Manşet görseli: www.dailydot.com