KAMER, 25 ilde binlerce kadınla bir araya gelerek gerçekleştirdiği “Kadın hakları insan haklarıdır” projesinin sonuçlarını, bugün Ankara’da düzenlediği bir toplantıyla kamuoyuyla paylaştı.
KAMER çalışanları, proje kapsamında Karadeniz’de üç ilde, Güneydoğu Anadolu’da 22 ilde 24 bin 723 evi ziyaret etti, kadınlarla konuştu. Projenin amacı, şiddet gören kadınların nasıl mekanizmalara başvurduğunu, yasal haklarından ve yasal destek mekanizmalarından ne kadar haberdar olduğunu saptamaktı.
Ziyaretlerin ardından 4 bin 500 kadın yasal hakları ve destek mekanizmalarıyla ilgili bilgi almak için KAMER’e başvurdu. 1308 kadın ise şiddetten kurtulmak için harekete geçti.
Yoksulluk ve aile politikaları, şiddeti ikincil kılıyor
Projenin sonuçları AB Türkiye Delegasyon Başkanı Béla Szombati, Sabancı Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ayşe Gül Altınay, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Ufuk Sezgin ve KAMER kurucusu Nebahat Akkoç’un katılımıyla gerçekleşti.
Akkoç, ziyaret ettikleri hanelerin yüzde 32’sinin açlık sınırının altında yaşadığının altını çizerken, “Yoksulluk öyle büyük bir şiddet ki, diğer şiddet türlerini bir yana bırakmaya neden oluyor. Kadınların o yoksulluğun içinde yaşadıkları eşitsizliğe dikkat çekmeye çalışsak da, bu mümkün olmuyor” diye konuştu.
Sezgin ise kadınların yüzde 49’unun şiddet konusunda yardım almak için hiçbir girişimde bulunmadığına dikkat çekerken, bireyin değil ailenin korumasına yönelik politikaların bireyin yaşadığı şiddete razı olmasına neden olduğunu belirtti.
Kadınlar korktukları için şiddeti kimseye anlatmıyor
24 bin 723 kadınla yapılan görüşmelerden oluşturulan raporun dikkat çeken sonuçlarından bazıları şöyle:
* “Kadınlar şiddet yaşıyor mu?” sorusuna evet diyenlerin oranı yüzde 90. Ancak kadınların en acil ihtiyaçları arasında şiddetten kurtulmak gelmiyor. Kadınların yüzde 27’si en acil ihtiyaçlarının ekonomik destek, yüzde 23’ü ise iş olduğunu söylüyor. Şiddetten kurtulmak, diyenlerin oranı ise yüzde 3. s
* Sadece dini nikahla evlenenlerin oranlında ciddi bir azalma var. Görüşülen kadınlardan hem dini hem resmi nikahla evli olanların oranı yüzde 95,4 iken, sadece dini nikahla evli olanların oranı yüzde 2,3.
* Erken evlilik oranı yüzde 40 olarak görünüyor. Ancak son 10 yıllık evliliklere bakıldığında bu oran yüzde 30’a, son 5 yıllık evliliklerde ise yüzde 20’ye düşüyor. Oran hala çok yüksek olmasına rağmen istikrarlı bir düşüş de söz konusu. 1997’de bu oran yüzde 50 civarındaydı.
* “Kadınlar şiddetten kurtulmak için çaba harcıyor mu?” sorusuna “hayır” diyenlerin oranı yüzde 61.
Bunun nedeni ise korkuyor olmaları (yüzde 51,4), şiddete razı olmaları (yüzde 24,5), nereye başvuracaklarını bilmemeleri (yüzde 14,7) veya dil bilmiyor olmaları (yüzde 5,8)
* Kadınların yüzde 49’unun anadili Kürtçe, yüzde 39,4’ünün Türkçe, yüzde 8.6’sının Zazaca. Dil sorunu, kadınların evden çıkmamasına, haklarını öğrenememesine, yasal mekanizmalara başvuramamasına neden oluyor.
* Yaşadıkları şiddete karşı herhangi bir girişimde bulunan kadınların yüzde 65’i ailelerine, yüzde 13’ü arkadaşlarına, yüzde 13’ü arkadaşlarına, yüzde 9’u savcılığa başvurdu.
Ailelerin yüzde 47’si konuya ilgisiz kaldı, yüzde 21’i destek oldu, yüzde 13’ü destek olmak istese de ekonomik sıkıntılar nedeniyle olamadı, yüzde 10’u boşanmasına karşı çıktı, yüzde 4’ü destek olmak istese de şiddet uygulayan kişiden korktuğu için olamadı.
Karakol başvurularının yüzde 72’sinde olumlu sonuçlar alındı, yüzde 15’i barıştırıp eve gönderildi, yüzde 9’u şiddet uygulayana destek verdi, yüzde 4’ü ilgilenmedi.
Savcılık başvurularının yüzde 85’nde dilekçe işleme konuldu, yüzde 10’unda dilekçenin işleme konulmaması için zorluk çıkarıldı. (ÇT)
Yarın: Avukat Fethiye Çetin’in sunumu "Kadına Yönelik Şiddet Konusunda Türkiye Yasaları ve Uluslararası Sözleşmeler Ne Diyor? - Öneriler"
Cumartesi biamag’da: Nebahat Akkoç ile söyleşi.