Bu yazıyı Nisan ayında okuyor olabilirdiniz. Ama bu Nisan yine inat ve acımasızlık, anlayış ve barıştan daha baskın geldi. Yazının başlığı bile, bu yazının ciddiye alınmaması için tek başına yeterli olabileceği için beklemek istedim.
Bugün Türkiye'de özür dilemek, pişmanlık, bağışlamak ve barışmak üzerine çok kafa yormak gerektiği ortada. Bu konuları çocukların yararı çerçevesinden değişik yönleriyle ele alabilmek için birkaç yazıya gerek var. Bunu zamana yayarak yapmaya çalışacağım.
Öncelikle özür dilemek, pişman olduğunu söylemek, bağışlanmak istemek ve barışmak hakkında konuşmaya bir varsayımla başlamak gerekiyor. Bu varsayım, özür, pişmanlık, bağışlama ve barışın mümkün olduğudur. Bu varsayım üzerine düşünmeye başlarken, bildik tıkanıklara takılmamak için dünyadaki deneyimlerden yola çıkılması büyük önem taşıyor.
Bu deneyimlerden biri Kanada'da 2008'de yaşandı. Kanada yurttaşları adına Başbakan Stephen Harper, 11 Haziran 2008'de yerli çocuklarının yatılı okullara gönderilmesi (Yatılı Yerli Okulları) uygulaması hakkında özür diledi. Bu özürün resmi çevirisi bulunmuyor. Aşağıda benim yaptığım çeviriyi bulabilirsiniz.
Kanada yerlilerinden dilenen özür
Kanada yerlilerinin çocuklarının gönderildikleri yatılı okullarda karşılaştıkları uygulamalar tarihimizin çok üzücü bir parçasıdır.
Bir yüzyılı aşan bir süre boyunca yatılı okullar, 150 binden fazla yerli çocuğun ailelerinden ve halklarından ayrı düşmesine neden oldu. 1870'lerde Kanada Federal Devleti bu okulların kurulmasında ve işletilmesinde rol oynamaya başladı.
Bu süreçte devletin yerli çocukların eğitiminde üzerine düşen görevi yerine getirmek istemesi de rol oynadı. Yatılı okulların iki ana hedefi, yerli çocukların evlerinden, ailelerinden, geleneklerinden ve kültürlerinden uzaklaştırılması ve baskın kültüre tümüyle asimile olmalarının sağlanmasıydı.
Bu hedefler, yerli kültürlerinin ve inançlarının baskın kültür ve inançlardan aşağı olduğu ve onlarla eşit sayılamayacağı varsayımına dayanıyordu. Hatta kimileri, bir zamanlar pek sık dile getirilen şeyi yapmak ve "çocuğun içindeki yerliyi öldürmek" istediler. Bugün bu asimilasyon politikasının yanlış olduğunun, büyük zararlar verdiğinin ve ülkemizde yeri olmadığının farkındayız.
Federal devlet tarafından desteklenen 132 yatılı okul, ülkenin her bölgesine (Newfoundland, New Brunswick ve Prince Edward Island hariç) yayılmıştı. Bu okulların çoğu, dini kuruluşlarla (Anglikan, Katolik ve diğer kiliselerle) ortaklaşa olarak işletiliyordu. Devlet, küçük çocukların evlerinden çoğu zaman zorla alınmasına ve halklarından çok uzaklara götürülmesine dayanan bir eğitim sistemi kurdu.
Bu çocukların çoğu yetersiz beslenme, yetersiz giyim ve yetersiz barınma koşulları ile karşı karşıya bırakıldılar. Hepsi ana babalarının, nine ve dedelerinin ve toplumun sağlayacağı sevgi ve bakımdan yoksun bırakıldılar. Yatılı okullarda yerli çocukların ana dilleri ve kültürleri yasaklandı. Yatılı okullara gönderilen çocukların bir bölümü öğrenciyken öldü; birçoğu ise bir daha evlerini hiç göremedi.
Kanada Devleti, Yatılı Yerli Okulları'nın çok derin yaralar açtığını ve bu politikanın yerli kültürleri, gelenekleri ve dillerine kalıcı zararlar verdiğinin artık bilincindedir. Bu okullarda okuyan öğrencilerin bir bölümü, olumlu deneyimleri olduğunu söylese de, onların öyküleri çok sayıda çaresiz çocuğun duygusal, fiziksel ve cinsel istismar ve ihmal ile karşı karşıya kaldığını, çaresiz kalan ailelerinden ve toplumlarından koparıldıkları gösteren trajik öykülerin yanında solup gitmektedir. Yatılı Yerli Okulları'nın mirası birçok yerde günümüzde de sürmekte olan sosyal sorunlara yol açan nedenler arasındadır.
Yatılı Yerli Okulları'nın binlerce mağduru, yaşadıkları istismarı kamuoyuna aktarabilmek için olağanüstü cesaret gösterdiler. Bu, onların ne denli dirençli insanlar olduklarının ve kültürlerinin ne denli güçlü olduğunun bir kanıtıdır. Maalesef, Yatılı Yerli Okulları'nın birçok öğrencisi aramızda değiller ve Kanada Devleti onlardan özür dileyemeden öldüler.
Kanada Devleti, şu ana dek özür dilememiş olmasının yaraların iyileşmesinin ve barışmanın önünde bir engel oluşturduğunun farkındadır. Bu nedenle, Kanada'nın Yatılı Yerli Okulları Sistemi'nde oynadığı rol için Kanada yerlilerinden, Kanada Devleti ve tüm Kanadalılar adına özür dilemek üzere, ülkemiz için yaşamsal önemi olan bu kurumda, karşınızdayım.
Yatılı Yerli Okulları'na gitmek zorunda bırakılan yaklaşık 80 bin kişiye ve onların aileleri ile toplumlarına, çocukların zorla evlerinden alınmalarının yanlış olduğunu ve bunu yaptığı için Kanada Devleti adına özür dilediğimizi bildiririz. Çocukların zengin ve diri kültürlerinden ve geleneklerinden uzaklaştırılmalarının yanlış olduğunu ve bunun birçok insanın yaşamında ve toplumda büyük bir boşluk yarattığını artık kabul ediyoruz ve bunu yaptığımız için özür diliyoruz.
Çocukları ailelerinden ayırarak birçok ana babanın çocuklarına bakma becerisini elinden aldığımızı ve bunun gelecek kuşakların ana babalık becerilerini derinden etkilediğini artık biliyoruz ve bunu yaptığımız için özür diliyoruz.
Yatılı Yerli Okulları'nın sık sık istismar ve ihmale yol açtığını ve yeterince denetlenmediğini artık kabul ediyoruz ve sizleri koruma görevimizi yerine getiremediğimiz için özür diliyoruz. Sizler yalnızca birer çocuk olarak istismar edilmediniz. Daha sonra anne baba olduğunuzda da kendi çocuklarınızı aynı yaşantılardan koruyabilecek güce sahip olamadınız ve bunun için de sizden özür diliyoruz.
Bu yaşantıların yükü çok uzun zamandır sizlerin omuzlarındaydı.
Bu yükü, Kanada Devleti ve ülke olarak bizim yüklenmemiz doğrudur. Yatılı Yerli Okulları sistemine yol açan tutumlara Kanada'da artık yer yoktur. Sizler yaşadıklarınızdan kurtulmak için uzun süredir, gerçekten büyük çaba gösteriyorsunuz ve artık biz de size katılıyoruz. Kanada Devleti sizlerden içtenlikle özür diler ve bu ülkenin yerli halklarından onlara karşı görevlerini yerine getiremediği için af diler.
Nous le regrettons
We are sorry
Nimitataynan
Niminchinowesamin
Mamiattugut
Yatılı Yerli Okulları'nın acı mirasının aşılmasına, yaraların iyileşmesine ve barışmaya doğru ilerlerken, 19 Eylül 2007'de Yatılı Yerli Okulları Uyuşma Anlaşması uygulanmaya başladı. Mağdurların, toplumun ve yerli halkın örgütlerinin yıllar boyunca yaptıkları çalışmalar bu anlaşma ile sonuçlandı. Bizlere yeni bir başlangıç yapma ve birlikte ileri gitme olanağı sağladı.
Uyuşma Anlaşması'nın önemli öğelerinden biri, Yatılı Yerli Okulları Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu'dur. Komisyon, tüm Kanadalıları Yatılı Yerli Okulları sistemi hakkında eğitmek için eşsiz bir olanak sunmaktadır. Komisyon, yerli halklar ve diğer Kanadalılar arasında yeni bir ilişkinin oluşmasında önemli bir rol oynacaktır. Bu ilişki, ortak tarihimiz hakkında bilgilere, karşılıklı saygıya ve güçlü aileler, güçlü toplumlar, canlı kültürler ve geleneklerin hepimiz için daha güçlü bir Kanada olduğu inancına dayanacaktır.(SD/EÜ)