İletişim Yayınları'ndan çıkan "Türkiye'de Yahudi Olmak: Bir Deneyim Sözlüğü" yazarlarının deneyimle "farklı kombinasyonlarla bir araya geldiklerinde kaleydoskop gibi şekil değiştiren, böylelikle Türkiye'de Yahudi olmak konusunda düşünmek için farklı zeminler süren kısa metinler."
Kitapta deneyimlerini isimsiz paylaşan "Yahudiler" ise azınlık olmanın her halini anlatıyor. Deneyimleri derleyen Raşel Meseri ve Aylin Kuryel Türkiye'de "Yahudi olmayı" sınırları kolayca çizilemeyen, çerçevesi ve içeriği sabit olmayan, tarihsel, coğrafi ve kişisel olarak çok çeşitli anlamlar kazanabilen bir durum olarak tanımlıyor. "Kimisi için nüfus cüzdanını üzerindeki birkaç harften ibaretken, bir başkası için sonsuz bir sürgün anlamına gelebiliyor."
Kesinlikle haksız değiller çünkü kitapta bir sözlük kronolojisinde ve A'dan Z'ye kelime kelime akan "Yahudi olma" deneyimlerine sınır koymak mümkün değil.
Mesela "Nüfus Cüzdanı" tanımı... Sözlük anlamıyla "Bir ülkenin vatandaşlarına devletçe verilen, kimlikleriyle kişisel durumlarını gösteren resmi belge." Bu 'resmi belgeyle' ilgili başlıkta kitapta yer alan deneyim ise şöyle:
"Fortüne Bensustiyel isimli genç kadının arkadaşlarıyla 12 Eylül döneminde arabayla Ege'de tatile giderken durdurulduğu, arabadaki kişilerin nüfus kâğıtlarının alındığı, bunları inceleyen jandarmanın Bn. Bensustiyel'e dönüp 'Siz Türk vatandaşı mısınız?' diye sorduğu rivayet olunur.
"Fartüne Hanım'ın 'elindeki belge hangi ülkenin nüfus kâğıdı lan?' diye bağırarak jandarmaya saldırdığıysa büyük ihtimalle doğru değildir."
Kitapta her tanımlama "Bakınız" dipnotuyla bitiyor. "Nüfus Cüzdanı"nın dipnotu ise "Bkz. Ad, Ecnebi, İsim, Nereli-siniz? Öteki, Raşel, Reyhan, Yine."
"Ölüm sebebiyle eksik olmasın"
Kitapta anlatılan "Yahudi olma" hallerini bu deneyimi bir roman ya da öykü tadında okumaktan farklı kılan ise çeşitliliği. "Varlık" kelimesinin altında her sofraya oturuluşta söylenen ve Ladino bir deyim olan "De muerte ke no manke..." sözünün harfi harfine tercümesinin "Ölüm sebebiyle eksik olmasın" demek olduğunu öğreniyorsunuz mesela.
"Ölüm sebebiyle eksik olmasın"ın tam karşılığı ise "...yanımızda olmayan kişinin eksikliğini derinden hissettiğimiz halde, sağ olduğu için minnettar olduğumuzu, onun varlığına duyulan sevgiyi anlatıyor" ve bu sözden sonra herkes yemeğini yemeye başlıyor.
"O 'Ejnebi' ne işi var askerde?"
Ve 'Ecnebi' başlığının altındaki hikaye... Henüz telefon olmayan dönemler, askerlik hizmetini 'sakıncalı' kuradan çekip Sarıkamış'ta yapan Yahudi nişanlısını aramaya çalışıyor.
O zamanlar PTT'den aranıyor, PTT memuresine nişanlısının adını veriyor genç kadın. Kelime anlamı şöyle bitiyor: "Memure ardından 'Hanımefendi telefon bağlatmak istediğiniz insan 'ejnebi', ne işi var askerde?' diye şaşkınlıkla sordu.
"Nişanlandığımdan beri, ecnebi kelimesini ilk duyuşum olmamıştı bu, ne de son duyuşum olacaktı."
Komşular 'Boyoz' adını Yahudiler'den almış!
Tabii kitapta kişisel olarak en dikkat kesildiğim 'deneyim' başlıklarından biri 'Boyoz' oldu. Siz belki biliyorsunuzdur ama ben 'Sözüm ona' bir İzmirli olarak sözlük tanımıyla 'Kuş yuvası biçimi verilmiş bir börek türü' olan boyozun kökenini bilmiyormuşum.
Şöyle aktarıyor deneyimi aktaran yine isimsiz verilen kişi: "Boyozun ticari olarak üretilmeye başlandığı şehir İzmir'dir. Tahminen 20. Yüzyıl başlarında İzmir'de Yahudi seyyar satıcılar tarafından evlerde üretilip, Cuma günleri satılırdı. Bu tarihlerde ilk müşteriler yine Yahudilerdi..."...Yanında fırınlanmış yumurta yemekse yine bir Seferad adetidir..."
Kitaptan bu kadar tüyo yeter. Kırgınlıklarından sevinçlerine, trajikomik hikayelerinden deyimlerine "Türkiye'de Yahudi olma"nın ne demek olduğunu merak eden herkes için keyifli bir okuma vaddeden, türünün az örneği bir referans kitap hazırlamış Raşel Meseri ile Aylin Kuryel. Geriye sayfalara dalmak kalıyor...
Raşel Meseri hakkında
İzmir'de doğdu. Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-TV Bölümü'nü bitirdi, çeşitli belgeseller ve kısa filmler yaptı. Tiyatro oyunları, öykü ve çocuk kitapları yazıyor. Ayrıca Türkiye'de üç, Hollanda'da iki dilli basılan Pen Parkta isimli bir 'direniş masalı' bulunmakta.
Aylin Kuryel hakkında
Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nde lisansını tamamladı. Yüksek lisans ve doktorasını Amsterdam Üniversitesi Kültürüler Analiz (ASCA) programında, milliyetçilik(ler) ve imaj politikaları üzerine yaptı. Amsterdam Üniversitesi'nde akademisyen olarak çalışıyor. Aynı zamanda belgesel ve kısa filmler yapıyor. (PT)