Dinamidin mucidi İsveçli bilim adamı Alfred Nobel'in vasiyeti üzerine 1901'den itibaren edebiyat, fizik, kimya, tıp ve barış alanlarında dağıtılmaya başlanan Nobel ödülleri, aslında çok tartışmalı bir geçmişe sahip. Bugüne kadar yalnızca iki kişi tarafından reddedilen ödüller, bu yıl 3 Ekim'de açıklanmaya başlandı.
Nobel ödülleri, kazananlara yalnızca tanınırlık değil; aynı zamanda milyonlarca kronluk bir servet de getiriyor. Bu ödüllerinin verilmesinin arkasında ise dinamitin mucidi İsveçli Alfred Nobel'in vasiyeti yer alıyor.
Nobel, 27 Kasım 1895'te Paris'te hayatını kaybediyor. İsveçli bilim adamı vasiyetinde; servetinin büyük bir kısmının fizik, kimya, psikoloji veya tıp ve barış alanlarında tüm dünyayı dönüştürecek eserler veren veya girişimlerde bulunan kişilere ödüller verecek bir fon kurulması için harcanmasını istemişti.
Nobel ödülleri, dağıtıldığı 1901'den beri birçok farklı açıdan tartışıldı. Gerek ödülleri alanların o ödülleri hak edip etmediği; gerekse başka insanların ödülü, kazananlardan daha fazla hak ettiği yükselen tartışmalar arasında. Bunun yanı sıra ödüle layık görülen bazı kişilerin kendi istekleriyle veya bazı başka sebeplerle ödülleri almamaları da, Nobel ödülleri hakkında kimi soru işaretleri doğuruyor.
Alfred Nobel Kimdir?
Alfred Nobel, 21 Ekim 1833'te İsveç'te doğmuş; St. Petersburg'dan San Remo'ya kadar birçok farklı şehirde eğitim görmüş ve yaşamış bir bilim adamı. Alfred Nobel'in babası ise inşaat sektöründe başarısız olduktan sonra silah sanayine giren ve Rus ordusu için ürettiği silahlar sayesinde önce zengin olan sonra da savaşların sona ermesi dolayısıyla iflas eden bir mühendis. Nobel ise servetini "nitrogliserinli patlayıcıların geniş pazarı"na borçlu.
Nobel, evlenmiyor ve hiç çocuk sahibi olmuyor. Bir gazeteye verdiği "zengin, iyi eğitimli, yaşı ilerlemiş bir centilmen; olgun yaşlı, birçok dil bilen bir sekreter ve ev yöneticisi arıyor" bir ilanla tanıştığı Bertha von Suttner (kızlık soyadıyla Bertha Kinsky), Nobel'in hayatına girmiş tek kadın olarak biliniyor. [1]
Nobel'in verdiği ilan, kadınlara olan bakış açısını ve kadının toplumsal hayatta nasıl bir yeri olması gerektiğine dair fikirlerini de açıkça ortaya koyuyor aslında.
Bertha von Suttner'in anlattıklarına göre Nobel, yarattığı patlayıcıların, kimyasal maddelerin ve silah parçalarının sebep olduğu acıların aslında sona ermesini istiyor. Alfred Nobel, Suttner'e Paris'teki bir buluşmalarında "Savaşları sonsuza kadar imkansız kılacak, toplu imha için korkunç bir kapasitesi olan bir madde veya makine icat edebilmeliyim" demiş. [2]
Nobel Ödüllerinde Bir İstisna
2011 Nobel ödülleri fizik dalında "Evrenin artan genişlemesini" ortaya koyan Saul Perlmutter, Brian P. Schmiddt ve Adam G.Riess'e; edebiyat dalında İsveçli yazar Tomas Tranströmer'e; kimya dalında ise "kuazi kristal" keşfi ile Dan Shechtman'a verildi.
Bu yılın en çok tartışılan ödül sahibi ise "edinsel bağışıklık" ile ilgili araştırmaları ile Nobel tıp ödülüne layık görülenlerden Ralph M. Steinman. Steinman bu ödülü yine bağışıklık sistemine ilişkin keşifleri ile Bruce A. Beutler ve Jules A. Hoffman ile paylaşıyor. Ödülü kazandığı 3 Ekim Pazartesi günü açıklanan Steinman, 30 Eylül Cuma günü pankreas kanseri dolayısıyla hayatını kaybetmişti.
Nobel ödülleri hayatlarını kaybetmiş kişilere verilmiyor ancak Nobel Komitesi Steinman'a bu ödülü verirken bilim adamının öldüğünden haberdar değildi. Komite durum ortaya çıktıktan sonra, bu seferlik bir istisna yaparak ödülü Steinman'ın ailesine teslim edeceğini açıkladı.
Steinman, 1943 Montreal doğumlu. Harvard Tıp Fakültesi'ni 1968 yılında bitirmiş olan Steinman, ödüle aday gösterildiği sırada Rockefeller Üniversitesi Hücresel Fizyoloji ve Bağışıklık Laboratuarı müdürü ve Rockefeller Üniversitesi Hastanesi'nde kıdemli fizikçi olarak çalışıyor. Steinman'ın buluşları, AIDS de dahil olmak üzere birçok bulaşıcı hastalığın ve kanserin tedavisi için önemli adımlar atılmasını sağlamış.
2011 Nobel Barış Ödülü ise, "kadınların güvenliği için gerçekleştirdikleri barışçıl mücadele ve barışın inşa edilmesi çalışmalarına kadınların tam katılım hakkı" konusundaki çalışmaları dolayısıyla, Liberyalı Ellen Johnson Sirleaf ve Leymah Gbowee ile Yemenli Tevekkül Karman arasında paylaştırıldı.
Alfred Nobel anısına ekonomi bilimleri dalında verilecek olan 2011 Sveriges Riksbank Ödülü ise 10 Ekim Pazartesi günü açıklanacak.
Tartışma Yaratan Ödüller
Fransız yazar ve filozof Jean Paul Sartre ve Vietnamlı devrimci politikacı Le Duc Tho aldıkları ödülleri geri çevirerek Nobel ödül tarihine en büyük damgayı vurmuş isimler. Sartre layık görüldüğü 1964 Nobel Edebiyat Ödülü'nü reddederken Norveç'teki Nobel Komitesi'ne, "Bir yazar, bu en saygıdeğer şekilde yapılmış da olsa, kendisinin müesseseleştirilmesini reddetmelidir" açıklamalarına yer verdiği bir mektup yolluyor.
Le Duc Tho ise Vietnam Savaşı'nın barışla sonuçlandırılması amacıyla dönemin Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı Henry Kissenger ile sürdürdüğü Paris Görüşmeleri ile (Henry Kissenger ile birlikte) 1973 Nobel Barış Ödülüne layık görülmüş. Le Duc Tho, "Vietnam'da gerçek bir barışa ulaşılamadığı" gerekçesiyle ödülü almayı reddetti.
Time dergisinin haberine göre en çok tartışma yaratan Nobel ödülü, 2009'da ABD Başkanı Barak Obama'ya verilen Nobel Barış ödülü. Obama'nın bu ödülü alması, özellikle Cumhuriyetçi Amerikalılar tarafından "Obama'nın ödülü hak etmeği" gerekçesiyle oldukça eleştirildi.
Bu eleştirilerin o dönemde yerinde olup olmadığı tartışmalı. Zira Obama 2009'da ABD'nin savaşçı yüzünü barışçıl hale getirmeyi amaçladığını belirten açıklamalarda bulunuyordu.
Bugüne bakıldığında ise Guantanamo Körfezi'ndeki gözaltı merkezinin hala kapatılmamış olması ve ABD'nin Irak ve Afganistan'daki askerlerini hala çekmemiş olması Obama'nın aldığı ödülün sorumluluklarını taşıyamadığının birer göstergesi.
Listede yer alan isimler arasında Cordell Hull, Yaser Arafat, Carl von Ossietzky, ve yukarıda bahsedilen Henry Kissenger da var. Cordell Hull Nobel barış ödülünü, 1945'te Birleşmiş Milletler'in (BM) kurulmasındaki öncülüğü dolayısıyla aldı.
Hull'un ödül almasının eleştirilmesinin altında ise bambaşka bir hikaye yatıyor. Hull, ödülü almadan altı yıl önce ABD'nin Dışişleri Bakanlığını sürdürdüğü sıralarda, Hamburg'daki Nazi soykırımından kaçan Yahudilerin bulunduğu bir geminin Avrupa'ya geri gönderilmesi için dönemin ABD Başkanı Franklin Roosevelt'e baskı yapmakla suçlanıyor. Roosevelt'in bu baskılar dolayısıyla ABD'ye girişine izin vermediği gemidekiler, Almanya'ya geri döndüklerinde soykırımda hayatlarını kaybetmişti.
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) lideri Yaser Arafat da 1994 yılında dönemin İsrail Dışişleri Bakanı Şimon Perez ve İsrail Başbakanı İzak Rabin ile birlikte Nobel barış ödülüne layık görüldü. Arafat, Perez ve Rabin ile gerçekleştirdiği ve İsrail-Filistin sorununda barışa ulaşılabileceği umudunu doğuran Oslo görüşmeleri sayesinde bu ödülü aldı. Arafat'ın "özgürlük savaşçısı" olduğunu kabul etmeyen bazı kişiler, ödül almasına tepki göstermişti.
Carl von Ossietzky ise Hitler'in Nazi rejimine karşı çıkan pasifist bir Alman gazeteci. Nobel komitesi 1935 yılında barış ödülünün verilebileceği kıstaslarda bir kişi bulamadığı için, o yıl kimseye Nobel barış ödülü verilmiyor. Komite bundan bir sonraki yıl, 1935 Nobel barış ödülünü von Ossietzky'ye veriyor ancak bu durum Hitler'in hiç hoşuna gitmiyor. Hitler Komite'ye ödülün von Ossietzky'ye verilmemesi için yoğun baskı uygulamakla kalmıyor; 1937'de de tüm Almanların Nobel ödülü almasını yasaklayan bir kanun çıkarıyor.
Nobel Ödülü ve Türkiye
Yazar Orhan Pamuk, bir Nobel ödülü almış olan tek Türkiyeli. Ermeni Katliamı'nı eleştiren sözleri dolayısıyla "Türkülüğe hakaretten" yargılanmış olan Pamuk, 2006'da Nobel edebiyat ödülüne layık görüldü. Pamuk'un bu ödülü kazanması da Türkiye'de çokça tartışılmıştı.
İyi Niyet Kötü Kısmet
Alfred Nobel'in buluşları, milyarlarca insanın ölümüne sebep olmuş olsa da; vasiyeti, bilim, sanat ve barış alanlarında emek verenlerin ödüllendirilmesine ve bu alanlardaki çalışmaların desteklenmesine öncü oldu.
Rahibe Teresa'dan Albert Einstein'a kadar birçok farklı milliyetten yüzlerce kişiye verilmiş olan ödüller, her ne kadar barışın yaygınlaşmasını, sanatın ve bilimin geliştirilmesini amaçlıyor da olsa; bu alanlardaki ilerlemeleri sonuç itibariyle para odaklı çalışmalara da dönüştürüyor. Bu da aslında, para ve ödül sistemlerinin bir arada yürütülmesinin ortak bir sonucu. (IK/AS)
[1] Fant, K. (2006),, Alfred Nobel, A Biography, pp. 111-112
[2] Fant, K. (2006),, Alfred Nobel, A Biography, p. 265