On yedi yaşındaki Oğuzhan Çalışkan, Kocaeli Gebze'de bulunan STFA Endüstri Meslek Lisesi öğrencisiydi. Gebze, çok sayıda fabrikanın yer aldığı, endüstriyel bir ilçe; çoğunluğunda işçi ailelerinin oturduğu mahallelerde akşamları havayı ağırlaştıran keskin bir is kokusu var. STFA Endüstri Meslek Lisesi binası bir sanayi sitesi içinde kurulmuş.
Oğuzhan'ın annesi Dilek Çalışkan, bize oğlunun düz bir liseye devam edip üniversitede beden eğitimi öğretmenliği okumak istediğini anlatıyor. Ancak son yıllarda düz liselerin hızla Anadolu lisesi ya da meslek liselerine dönüştürülmesi Oğuzhan gibi öğrencilerin evlerine yakın olan meslek liselerine yönelmelerine sebep oluyor.
Oğuzhan, 2014 yaz döneminde okuduğu endüstri meslek lisesi tarafından Filli Boya'da bir aylık zorunlu staja gönderildi.
Stajyer öğrenci yönetmeliklerine göre asla tehlikeli ve ağır iş yaptırılmaması gereken ve hatta çoğunlukla yalnızca gözlem yapması gereken Oğuzhan'ın ilk günden itibaren bedava işçi gibi kullanıldığı ortaya çıkıyor. “Kazadan birkaç gün önce eve geldi, elleri tamamen yara ve morluk içindeydi. Tüm gün en az 500 kablo çektiğini söyledi” diye anlatıyor Dilek Çalışkan.
Oğuzhan'a 15 Temmuz 2014 günü çalışırken elektrik çarptı. 23 gün komada kaldıktan sonra hastanede hayatını kaybetti.
Filli Boya İnsan Kaynakları Direktörü Tuğba Çörtelekoğlu, Oğuzhan'ın ölümüyle ilgili çoğu sorumuza cevap vermeyi reddetti ancak olayın "elim bir kaza" olduğunu belirtti ve elektrik çarptığında Oğuzhan'ın "elektrikle ilgili bir iş yapmadığını" iddia etti.
“Çok atletik bir çocuktu Oğuzhan, her sabah 6'da koşmaya gider sonra gelir bize kahvaltı hazırlardı. Siyah kuşak karateciydi. 30 tane madalyası var yaptığı sporlardan. Komada kaldığı süre boyunca da hiç incelmedi, hep güçlü göründü” diyor annesi.
Filli Boya, Oğuzhan'ın komada olduğu 23 gün boyunca açıklama yapmaktan kaçındı. Dilek Çalışkan'ın anlattığına göre 23. günde hastane bahçesine Filli Boya'nın müdür yardımcısı Ali Sinan Üstünel geldi ve annenin yüzüne “Vicdanımız rahat, bizim bir suçumuz yok” diye bağırdı.
Oğuzhan, AKP'nin 2012 yılında hayata geçirdiği 4+4+4 adı verilen eğitim kanunundan sonra hayatını kaybeden en az beş meslek lisesi öğrencisinden biri.
Çocuk hakları örgütleri ve muhalefet milletvekilleri, 4+4+4 sisteminin ortaokul bitirme yaşını geriye çekmesinin ve hükümetin çalışma yaşını 14'e kadar, ağır iş kollarında ise 16’ya kadar indirmesinin çocuk işçiliği teşvik ettiği üzerine hemfikir. Uzmanlar ayrıca yeni yasanın öğrencileri, eğitimlerinin parçası olarak tehlikeli işlerde çalıştırılacakları teknik ve meslek liselerine yönlendirdiğini de belirtiyor.
Hayatını kaybeden öğrencilerin hikayesi, İngiltere’de bulunan Araştırmacı Gazetecilik Merkezi(CIJ) tarafından toplanan veriler üzerinden hazırlanan ve geçtiğimiz üç sene içerisinde Türkiye'de en az 150 çocuk işçinin çalışırken hayatını kaybettiğini gösteren araştırma kapsamında dikkat çekiyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), 5-17 yaş arası çocukların yaptığı ve fiziksel, zihinsel, eğitsel, sosyal, duygusal, ve kültürel gelişime zarar veren ve onları çocukluklarından mahrum bırakan işleri “çocuk işçilik” olarak tanımlıyor.
Ağır işler, kararan hayatlar
2013 yılında, iki meslek lisesi öğrencisi öldü. 17 yaşındaki Faruk Dumlupınar, zorunlu stajını Denizli’de bir asansör firmasında elektrik işleri yaparak geçirdi. Okul başladığında, firma Faruk'u sigortasız olarak çalıştırmaya devam etti.
Faruk, 12 Eylül tarihinde 30 yıllık bir asansörü tamir ederken hayatını kaybetti. Asansör kabini ile tavan arasında kalarak hem ezilmiş hem de yüksek elektrik akımına maruz kalmıştı.
11 gün sonra, 17 yaşındaki Ali Karkaş'a Manisa’da oto tamir atölyesinde yapmakta olduğu zorunlu stajına giderken araba çarptı. Saatler süren ameliyatların ardından Ali aynı gün hayatını kaybetti.
Nisan 2014'te İnegöl’de, 16 yaşındaki meslek lisesi öğrencisi İbrahim Can Duran eğitiminin bir bölümü olarak doğrama atölyesinde çalışırken malzeme yüklü tırdan devrilen iki ton demirin altında kaldı. İbrahim’in ölümünden sonra taziyeye giden İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Baştürk, aileye “İnşallah bu yavrumuz size ahirette 'annemi babamı yanımda istiyorum' diye dua edecektir, sabırlı olun” dedi.
Oğuzhan'ın ölümünden birkaç hafta sonra, 2 Eylül 2014'te 15 yaşındaki Enes Alkan, çıraklık yaptığı oto tamir atölyesinde tamir ettiği arabadan sızan yakıtın alev alması sonucunda yandı ve komada kaldığı hastanede bir süre sonra hayatını kaybetti. Kurtköy Meslek Lisesi öğrencisiydi.
Çocuk hakları örgütleri ve sendikaların endişesi, öğrencilerin fabrikalar ve işyerleri içinde tam zamanlı okuyup çalışmaya yöneltilmek istendiği yönünde. Büyük şirketlerin, öğrencileri aynı yerde hem çalıştırıp hem de okutmak istediklerini sürekli tekrarladıkları söyleniyor.
Ekonomiyi büyütme baskısı
2002'de iktidara geldiğinden beri AKP’nin, Türkiye'yi dünyanın en büyük 17. ekonomisi haline getirdiği ileri sürülüyor. Ancak uzmanların da belirttiği gibi Türkiye'nin ekonomik mucizesi çoğunlukla insan gücü kullanan inşaat ve benzeri üretime dayalı.
Son yıllarda ise Türkiye'nin büyümesinin yavaşladığı hissedilirken çoğu uzman yaklaşan bir ekonomik krizden bahsetmeye başladı. Büyümenin devam edebilmesi için insan gücü kullanımı şu sıralar daha da önem kazanıyor.
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Ağustos 2013'te Trabzon'daki konuşmasında “Türkiye’nin konumu itibariyle biz icat yapamıyoruz, buluş yapamıyoruz. Tarım ülkesiyiz. Ne yapacağız biz? Ara teknik eleman ülkesiyiz biz” demiş ve “kalem efendisi” yerine teknik eleman yetiştirmenin önemini vurgulamıştı.
Hükümet bu eleman ihtiyacını erken farketti. 2010 yılında özel okullara ya da Anadolu liselerine giremeyen öğrencileri meslek liselerine yönlendirmenin yolunu açan eğitim planını açıkladı.
AKP halk arasında 4+4+4 diye tabir edilen sistemi yeniden gündeme getirdiğinde Meclis birbirine girmiş, sendikalar ve işçi hakları örgütleri yasayı bir hata olarak değerlendirmişti. 4+4+4'e karşı çıkanlardan biri olan CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, bize yeni sistemin Türkiye'nin çocuk işçiliğini azaltmada attığı adımları tam tersine çevirdiğini söyledi ve “Çocuk işçiliği önümüzdeki 5-10 yıl içinde artacaktır. Bundan kesinlikle eminim” dedi.
Yeni eğitim yasasından bahseden Gündem Çocuk Derneği'nden Mehmet Onur Yılmaz, bize yeni sistemin çocuk işçiliği teşvik etmekle kalmayıp aynı zamanda maddi imkanları kısıtlı olan ailelerden gelen çocukların toplumsal hareketliliğini de sınırlayacağını belirtti ve şöyle devam etti:
“Çocuklar çok küçük yaştan itibaren imkanlarını fazlaca kısıtlayan bir eğitim ve kariyer yoluna itiliyorlar. Eğitimlerinin en başında bir mesleği seçme zorunda bırakılıyorlar ve hayatları boyunca toplumda asla daha yukarılara çıkmalarına ve daha çok para kazanmalarına olanak olmuyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde yaptığı Samsun mitinginde imam hatip meslek lisesini bitiren oğlundan söz etmiş ve “Benim de oğlum Harvard'da mastır yaptı. Şimdi ben imam hatip neslinden, meslek lisesi mezunlarından bunu bekliyorum” demişti. Ancak ara eleman olarak yetiştirilen, öğrenciyken bedava işçi gibi ve bazen de hayatı riske atılarak çalıştırılan bir meslek liseli için Harvard'ta yüksek lisans yapmak oldukça uzak bir hayal gibi görünüyor.
Beş öğrencinin ölümü sorulduğunda UNICEF'in Türkiye sorumlusu Lieke van de Wiel, okulların fabrikalaşmasının çocuk işçiliği teşvik ettiği iddiasını reddetti ve ekledi:
“Bu ölümler büyük ihtimalle 4+4+4 olmasaydı da yaşanırdı, dolayısıyla yeni yasanın bu ölümlere sebep olduğunu söyleyemem.”
2015 yazı
Binlerce meslek lisesi öğrencisi önümüzdeki aylarda zorunlu stajlarına hazırlanırken, Çalışkan ailesi Oğuzhan'ın ölümünden sorumlu olanların belirleneceği ilk duruşmanın tarihini bekliyor.
Anne Dilek Çalışkan oğlunun nasıl öldüğünü tam olarak bilmediğini söylüyor ve Oğuzhan'la aynı odada çalışan iki kişinin Oğuzhan'a elektrik çarptığı sırada başka yerlere baktıklarını söylediklerini anlatıyor.
Danıştığımız hukuk uzmanlarına göre mahkeme büyük ihtimalle sancılı bir süreç olacak. Filli Boya şirketinin sahiplerinin suçlanması çok küçük bir ihtimal, sorumluluk Oğuzhan'ın başındaki mühendise yüklenecek gibi gözüküyor.
Herhangi biri suçlu bulunsa bile iki yıldan fazla bir hapis cezası öngörülmüyor. Adana'da başı plastik pres makinasına sıkışan 13 yaşındaki Ahmet Yıldız'ın davasından da görüldüğü gibi, sorumlular ceza alsa da mahkeme iyi hal indirimleri kullanarak hapis cezasını kolayca para cezasına çeviriyor.
“İnsanlar bana bu kader diyor; Allah'ın istediği buydu diyorlar. Bu kader değil. Allah oğlumun böyle ölmesini istemezdi. Filli Boya oğlumu ateşe attı. Buna asla kader demem” diyor Dilek Çalışkan.
Resmi rakamlara göre, Türkiye'de neredeyse bir milyon çocuk “ekonomik işlerde” çalışıyor. Bahçeşehir Üniversitesi BETAM tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye'deki çocukların üçte biri Avrupa Birliği standartlarına göre ciddi yoksulluk içinde büyüyor.
“Yoksulluk, eğitim azlığı ve istihdam politikaları çocukların sömürülmesini daha da kolaylaştırıyor” diye açıklıyor CHP milletvekili Özel. “Bu yüzden Türkiye'de çocuk işçilik bu ciddi seviyelerde. Türkiye'nin çocuk işçi politikalarını aciliyetle gözden geçirmesi gerekiyor.”
Milli Eğitim Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Başbakanlık yetkilileri konuyla ilgili sorularımızı yanıtsız bıraktı. (ZŞ/CS/YY)
* Son üç yılın çocuk işçi ölümlerini gösteren haritaya buradan ulaşabilirsiniz.
* Türkiye'deki çocuk işçi ölümleriyle ilgili bu haberin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.