Geçen hafta Apple'ın iPhone için geliştirdiği applerden bir seçki yapmıştık. Bu hafta da Android işletim sistemine sahip akıllı telefonlar için geliştirilen uygulamalara göz atıyoruz.
Kuşkusuz iPhone uygulamalarını Android'le kıyaslamak mümkün değil. iPhone, daha ay ay kadar önce 100 bin uygulama sınırını aşmıştı. Android 27 Nisan 2010 itibariyle 50 bin sınırını da aştı. Ancak Android'in koşar adım aradaki farkı kapatacağına inanıyorum. Şimdi dilerseniz bu haftanın mönüsüne göz atalım:
Türkçe - İngilizce Sözlük (English Turkish Dictionary): Barış Efe imzalı bu uygulamadan yararlanabilmeniz için internete erişiminizin olması şart. Aramalarınızı 3banana Notes uygulaması aracılığıyla cihazınıza kaydedebiliyorsunuz. Android Market'te Türkçe - İngilizce Sözlüğün yanı sıra yine Barış Efe imzalı İngilizce - Çince, İngilizce - Fransızca, İngilizce - Japonca, İngilizce - Almanca ve İngilizce - İtalyanca sözlükler de gözüme çarptı. Kim demiş bizden yazılımcı çıkmaz diye?
Akakce: Popüler fiyat karşılaştırma sitelerinden akakce.com'un mobil uygulaması Android'e de uyarlandı. Mobil barkod okuma servisiyle ürün paketinde bulunan barkodu cep telefonu kamerası aracılığıyla okutuyor ve akakce.com üzerinde fiyat kıyaslaması yapabiliyorsunuz.
Twidroid: Android Market'te neredeyse bir düzine dolayında Twitter uygulaması arasında kullanışlı oluşuyla öne çıkıyor. Retweet, Direct Messages ve Profil yönetimi gibi klasik özelliklerin yanı sıra listelere göz atabiliyor, internet adreslerini kısaltabiliyor, fotoğraf ve video yollayabiliyorsunuz.
Astro File Manager: Android kullanıcılarının belki de Market'ten ilk indirecekleri uygulama olmalı. İsviçre çakısını andıran bu uygulamayla yeni klasörler oluşturabiliyor, sıkıştırılmış paketleri açabiliyor, dosyaların yerini değiştirebiliyorsunuz. Astro ile veri depolama kapasitenize göz atabilir, çalışmayan ya da çöken uygulamalarınızı Process Manager'i kullanarak devre dışı bırakabilirsiniz.
PdaNet: Akıllı telefonumu herhangi bir masa üstü ya da diz üstü bilgisayarın emrinde modeme dönüşterebilir miyim? Aralarında HTC Hero'nun da bulunduğu bazı cihazlar bu özelliği standart olarak barındırıyor. PdaNet, işte bu özelliğe sahip olmayan cihazların açığını kapatıyor. Bilgisayarınız, bluetooth, USB kablo ya da WiFi aracılığıyla "akıllı"nın internet erişimini paylaşıyor. Uygulamanın ücretsiz versiyonunun sinir bozucu bir özelliği, secure/güvenli bağlantılara izin vermemesi. "İstemem ben engel mengel" derseniz, kolay, www.junefabrics.com adresinden 30 dolarlık ücretli sürümü edinebilirsiniz.
WaveSecure: Android yüklü akıllı telefona bir tomar para saydıktan sonra üzerine titremekte haklısınız. Yüzde yüz güvenlik elbette mümkün değil, ama WaveSecure yine de bu alanda önemli özelliklerle geliyor. WaveSecure, cihazınızda yüklü uygulama ve üretici firmanın web sitesi olmak üzere iki kısımdan oluşuyor. Uygulama e-posta, kısa mesaj, video ve fotoğraf gibi özel verilerinizi yedekliyor. Telefonun SİM kartı değişince otomatik kilit fonksiyonu devreye giriyor. Bununla da kalmıyor, GPS aracılığıyla çalınan cihazın tam konumunu saptayıp size kısa mesajla bildiriyor. "Telefonun yeni sahibi"nin yeni SİM kartıyla kimlerle konuştuğunu, attığı mesajları da size bildiriyor.
Keeper: Bu uygulama bir nevi telefonunuzun çelik kasası. Uygulamayı kurduktan sonra sizden bir şifre belirlemeniz isteniyor. Keeper yalnızca belgeleri değil, klasörleri de şifreleyip koruma altına alabiliyor. Dikkat! Şifreyi dört kez yanlış girmeniz halinde „kasadaki" bütün veriler siliniyor. Bir de ücretli versiyonu var, ki onun da en büyük marifeti bilgisayarınızla senkronize çalışma imkanı sunması.
AndFTP : Bu uygulama yalnızca webmasterlar için değil, cihazını kablolarla bilgisayara bağlamaktan bıkıp usananlar için de hayli pratik... Bunun için öncelikle yapmanız gereken masaüstü ya da dizüstü bilgisayarınızda bir FTP programı kurmak. FTP sunucusunu aktif hale getirdikten sonra yeni sunucunuzdan edindiğiniz IP adresini akıllı telefonunuzdaki AndFTP uygulamasına aktarıyorsunuz. Bu aşamadan sonra bilgisayarınız ve telefonunuz arasındaki veri alışverişi WiFi kablosuz internet ya da 3G üzerinden gerçekleşiyor.
Meebo IM: "ICQ'su var, Messenger'i var, hangi biriyle uğraşacağım, hepsi bir arada olsun" diyorsanız buyurun size Meebo. Meebo, anlık mesajlaşma uygulamalarına bir nevi çatı işlevi görüyor. Yazışmalarınıza, anlık iletilerinize daha sonra dönüp tekrar göz atmak istiyorsanız www.meebo.com adresinde bir hesap açmanız şart. Desteklediği servisler: Facebook, Google Talk, ICQ, Jabber, Meebo, MSN, MySpace ve Yahoo.
Dolphin: Android işletim sistemiyle birlikte gelen standart tarayıcı pek sevimsiz. İlk fırsatta çıkacağınız yeni tarayıcı arayışında ilk durağınız Dolphin olmalı. Firefox Mobile tarzı Dolphin, Google sık kullanılanlar ile senkronizasyona imkan tanıyor. Web sayfalarını ekrana otomatik sığdırıyor, ekranın en az iki noktasından dokunarak ve parmak aralıklarınızı arttırarak yakınlaştırma ve aralığı daraltarak uzaklaştırma, teknik ifadesiyle "pinch zoom" yapabiliyorsunuz. Belli parmak hareketleriyle sayfayı yeniliyor, yeni sekmeler açabiliyor, sık kullanılanlara ekleyebiliyorsunuz. Dolphin, cihazınızda Twitter ya da Facebook clientleri (istemci) varsa bunlarla bütünleşik çalışıyor, "Beğendim" dediğiniz sayfayı birkaç dokunuşta paylaşıyor.
Her hafta olduğu gibi interaktif kullanıcılara seslenerek bitiriyoruz: Vaz geçemediğiniz, listede neden yok diye düşündüğünüz appler varsa, her zaman olduğu gibi bildirin, biz de aktaralım.
* * *
bianet 10'ncu yılını kutluyor. 2000'lerin ilk yarısında, gurbet yollarına düşmeden önce kadroları arasında yer aldığım bianet, kuşkusuz online habercilikte sayısız ilke imza attı. En önemlisi de kurumsallaşırken amatör heyecanından hiçbir şey yitirmedi. Nice 10 yıllara! (NH/BB)