Yazar Fadime Uslu “Yüzen Fazlalıklar” isimli son öykü kitabında okuyucularına rüyaları, hayal kırıklıklarını, yeniden başlangıçları anlatıyor. Yabancılaşan insanların duygusal halleri de öykülerde önemli yer tutuyor.
"Gölgede Yaşamak" adlı öykü dosyasıyla 2011 Yunus Nadi Öykü Ödülünü kazanan yazar Fadime Uslu ile Can Yayınları’ndan çıkan kitabını konuştuk.
Öykülerinizde rüyalar önemli bir şekilde yer tutuyor. Özel bir nedeni var mı? Rüyalar sizin için ne anlam ifade ediyor?
Özel bir nedeni yok. Rüyalar bizi bize bazen korkunç, gerçek dışı olaylarla anlatan masallardır.
Bana göre öykünün ilgi alanlarından, başka bir deyişle beslendiği kaynaklardan biri de rüyalar. Hem gerçektir gördüklerimiz, hem gerçek dışı. İlk öykü kitabım Büyük Kızlar Ağlamaz’ın ilk öyküsü de bir rüyayla açılır. Son kitabım Yüzen Fazlalıklar’da da rüya önemli bir yer tutuyor. Çünkü gerçekliği yansıtmada önemli bir işlevi var rüyaların.
Mari isimli bir karakteriniz var. Kimdir bu Mari? Öykülerinize nasıl yerleşti?
Mari, oturma izni ve yasal güvencesi olmayan, umut ederek yola çıkmış bir göçmen işçi. Onu tasarlarken Gürcistan uyruklu olduğunu düşündüm. Öykülerdeki Leyla Abla’nın yazgısı da göçmenlikle kesişiyor.
Bir anlamda kırlangıçlar neyse Mari de o. Yabancılık, aidiyet gibi meseleler de onun etrafında gelişiyor öykülerde.
“Kırlangıç Senfonisi” öykünüzde Herman Merville’nin Moby Dick kitabına yer vermişsiniz. Bu kitap sizi nasıl etkiledi?
Bir okur olarak Moby Dick benim özel kitaplarımdan biri. Hikayesi, kişileri, kurgu yöntemiyle beni çok etkilemesi bir yana onu okuduğum zamanlar da çok özeldi. İlk gençlik dönemimde okumuştum önce.
Kaptan Ahab’ın öç almaya dönüşmüş hırsından çok, romanın sonuna dek görünmeyen, peşinden koşulan beyaz balina etkiledi beni. Doğanın kazandığı bir zaferdi bu. Kitabıhamileyken yeniden okuma ihtiyacı duydum. Kırlangıç Senfonisi’nin de doğum aşamasıydı.
“Rüyalar bazen acımasız oluyor.” Kırlangıç Senfonisi öykünüzde geçiyor bu cümle. Rüyalarda bilinçaltımız tam anlamıyla açığa çıkıyor da acımasızlık bu yüzden mi?
Sorunuzu öyküsel atmosferde değerlendirmek isterim; buradaki acımasızlık kendisiyle yüzleşememeyle ilgili.
“Bazılarında hiç yok, yani ne azap duyabiliyorlar ne bağışlamadan haberdarlar. Sadece su geçirmez koca egolarıyla ilgileniyorlar.” Sabit ve Değişken isimli öykünüzden alıntı bu cümle, sizin öykülerinizin derdini açıklıyor olabilir mi? Karakterlerinizi çok detaylı inceliyorsunuz.
Alıntıladığınız cümle yazdığım öykülerdeki derdimi bir biçimde açıklayabilir ama tamamen değil elbette. Bundan sonra yazacaklarım için bunun yeterli olacağını da söyleyemem.
Karakterlerimin yaşamaya başladığı yer benim zihnim, yüreğim olmasına rağmen onların varlığını yakın çevremde hissediyorum. Bu, çocuk kitaplarımdaki karakterler için de böyle. Onları çok iyi tanıyor, kaygılarını, sevinçlerini biliyor, meselelerini ben de yaşıyorum.
Detaylı anlatmamın nedeni bu. Geçenlerde bir yakınım Gürcistan’dan oranın çileğiyle yapılmış bir kavanoz çilek reçeli getirdi. Mari’nin memleketinden. Farklı duygulanımlarla neredeyse yarısını yedim reçelin. Karakterle bağ kurup yazmak böyle bir şey; incelemekle kalmıyor çok yakınızdan biri yapıyorsunuz onu.
Kırlangıçlar da bu kitaptaki öykülerde önemli yer tutuyor. Kırlangıçlar neden giriyor sizin öykülerinize?
Bu kitaptaki öyküler ağırlıklı olarak öykü kişisi Leyla Abla ile ilgili. Burada göçmen ruh - göçmen kuş paralelliğini kurmaya çalıştım. Daha önce de belirttiğim gibi, Gürcistan uyruklu bakıcı Mari’nin de kırlangıçlarla kesişen bir yanı var.
Kırılgan, küçücük ama son derece direngen bu kuşlar saf sevgide, inat etmekte, onurlu duruşta karşılığını buldu öykülerde.
Hayal kırıklıklarını, yeniden başlangıçları anlatıyorsunuz öykülerde. Sizin hayal kırıklıklarınız, yeniden başlangıçlarınız yaşamınızda sıkça oluyor mu? Yoksa sıradan bir yaşamınız olduğu için mi bu konulara çok vurgu yapıyorsunuz?
Ne güzel yakalamışsınız. Hayal kırıklığını, yeniden başlangıçları yaşadım, yaşamaya devam ediyorum. Hepimiz bir biçimde yaşamıyor muyuz bunu saklı hayatlarımızda…
Fadime Uslu hakkında |
1978’de Adana’da doğan Fadime Uslu, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü’nden sonra Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde sınıf öğretmenliği eğitimini tamamladı. Editörlük ve yayın yönetmenliği yaptı; ilk öyküleri Sözcükler dergisinde yer aldı. 2010’da Büyük Kızlar Ağlamaz adlı öykü kitabı, ertesi yıl Sokağın Kuyruğu adlı çocuk kitabı yayımlandı. Gölgede Yaşamak adlı öykü dosyasıyla 2011 Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü kazandı. Çat Kapı Dayım (2012) adlı çocuk romanıyla da dikkati çeken yazarın çocuk romanı Kaçak Kahramanlar (2014) da Günışığı Kitaplığı tarafından yayımlandı. Gazete ve dergilerde, kitaplar üzerine yazan Uslu, öğretmenlik görevini sürdürdüğü Ankara’da yaşıyor. |
(FÇİ/AS)