"Aslında, dünya çevremdedir, karşımda değil."
Maurice Merleau-Ponty
Karşılaşma anı kutsaldır çünkü bilmeyiş ya da bekleyiş bu anı eşsiz kılar. O an bir olay vuku bulur, bir şey olur; büyülenirim ya da hayal kırıklığına uğrarım.
Neyle karşılaşırım? Beklediğim ya da beklemediğim bir şeyle. Ama karşılaşılacak şey bilinse dahi o an hep ansızın ya da birden biredir.
Karşılaşma bir karşına almayla sonuçlanmak zorunda değildir. Ancak insan hemen her karşılaşmada -bilerek ya da bilmeyerek- bunu yapar; karşılaştığını yanına değil karşısına alır.
Doğayla karşılaşma
Binalar ve yollarla kuşatılmış kentlerde belki de en çok hayallerimizi süsleyen şey doğadır. Doğayla karşılaşmak isteriz. Uzun mesailerle geçen günlerin içinde, tıpkı Italo Calvino'nun Marcovaldo'su[1] misali, kentte dahi doğayla karşılaşmayı bekleriz. Korna seslerinde bülbülün şakıyışını, trafik ışıklarında güneşin parıldayışını görenin bir tek Marcovaldo olmadığını anlayıveririz.
Fakat doğayı arzulayan modern insanın doğayla karşılaşması ise bir trajedidir. Çünkü bu karşılaşma sınırlıdır ve bir karşına alma ile şekillenir. Doğa insanın değil ama insan doğanın karşısındadır. Bundandır ki insan kente sıkışmış bir halde, karşısına aldığı doğaya hasret bir yaşam sürmektedir.
Doğadan anladığımız bir manzaradır. İnsandan uzak, 'el değmemiş' olan doğa ise 'vahşi'dir ve ancak insanın hizmetine girecek bir sömürge alanıdır.
İki karşılaşma
Göksu Gül ve Ebrahim Mohammadian’ın doğa üzerine incelemelerinden oluşan “İki Dünya Karşılaştığında” sergisi karşımıza aldığımız bu doğaya, doğanın "içinden" bakıyor ve sanatçılar dışlanan doğayı daha derinlemesine bir incelemeye tabi tutuyor.
Sergide iki karşılaşma söz konusu: İranlı Mohammadian ile Türkiyeli Gül'ün kesişen yazgıları ve onların doğayla karşılaşmaları.
İki sanatçının çoğunlukla mikro detaylar üzerine işlerinin bulunduğu sergi, modern aklın dışladığı doğayı daha farklı bir açıdan merceğe alıyor. Sanatçılar, doğadaki görünmeyen canlılar ile olası yaşamlar arasındaki iletişimi de tartışmaya açıyor.
Mohemmadian'ın küçük detaylarla iğne kullanarak ortaya koyduğu çalışmaları ile Gül'ün akrilikle resmettiği desenler kontrasta mahal vermezken; iki sanatçının işleri, detaylı bir "doğa" kompozisyonunu tamamlıyor.
Gül ve Mohammadian’ın doğa, doğanın yok oluşu, doğadaki başka canlılar üzerine sorgulamalarını kapsayan bu ortak sergi, 28 Haziran’a kadar BLOK art space’de gezilebilir.
Ayrıca sergi süresince Gül ve Mohammadian’ın sanat pratiklerini değerlendirecekleri ve Ebrahim Mohammadian’ın eserlerindeki doğa-üstü canlı türleri hakkında tartışmaların yapılacağı iki farklı konuşma da var. (BA/HK)
* Sergi ve sergi etkinliklerine ilişkin ayrıntılı bilgi buradan edinilebilir.
[1] Calvino, Italo, Marcovaldo ya da Kentte Mevsimler, Çev. Rekin Teksoy, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul: 2014