* Videonun 35. saniyesinde, arkadaşlarının yanına gelen çevik kuvvet polisi “Silahı çektim sıktım üç tane” diyor, amiri ya da bir başka polis de “Tamam, sus” diyor.
Ethem Sarısülük’ü öldüren polis Ahmet Şahbaz’ın, YouTube’da 6 Temmuz’da yayımlanan bir videodaki “Silahı çektim sıktım üç tane” diyen polis olduğu öne sürüldü.
Avukat Kazım Bayraktar bianet’e yaptığı açıklamada, videonun orijinaline ulaştığını ve izlediklerinden bu polisin Ahmet Şahbaz olduğuna kanaat getirdiğini söyledi.
Duruşmaya perukla gelmişti
Videoda, Ankara Güvenpark’taki Kumrular Caddesi girişinde polis saldırısı yer alıyor. Saldırı sırasında başında kaskı olmayan bir çevik kuvvet polisi diğer polislerin yanına gelerek “Çektim sıktım üç tane” diyor. Amiri olduğu tahmin edilen bir başka polis de onu susturmaya çalışıyor. Polisler daha sonra olay yerinden ayrılıyor. Bu arada bazı sivil polisler de görüntü alınmasını engellemeye çalışıyor.
Ethem Sarısülük 1 Haziran’da Kızılay Meydanı’nda polis Ahmet Şahbaz tarafından başından vurularak öldürülmüştü. Olayla ilgili açılan davanın sadece ilk duruşmasına katılan polis Şahbaz makyaj ve perukla kılık değiştirmişti. Duruşmadaki arbede sırasında peruğu çıkarılmıştı.
Bilirkişi değerlendirecek
Ethem Sarısülük’ün kardeşi Mustafa Sarısülük’ün Twitter üzerinden yaptığı çağrı karşılık buldu ve ailenin avukatı videonun orijinal ve daha uzun haline ulaştı. Videoyu izleyen Avukat Kazım Bayraktar şunları söyledi:
“Polisin iki karede görüntüsü var. Biri kamera önünden geçiyor, orada daha açık halde görülüyor. İkinci görüntüde de kafasının üst kısmı görünüyor, bu sırada silahı çekip ateş ettiğini anlatıyor.”
“Kişisel kanaatim o polisin Ahmet Şahbaz olduğu şeklinde. ‘Silahı çektim sıktım üç tane’ diyor. Bu beyan dosyadaki diğer kanıtlarla da uyuşuyor: Olay yerinde üç el ateş açıldı, ateş eden kişi Ahmet Şahbaz ve olay yerinde ateş eden başka kimse yok. Videoyu görüntü uzmanı bilirkişiler inceleyecek.”
“Zafer kazanmış havasında”
Avukat Bayraktar, videodaki polisin cümleleri sarf ediş biçimine bakıldığında, meşru müdafaa edasından ziyade, zafer kazanmış bir havayla konuştuğunu ifade etti.
“Duruşmada havaya ateş ettim dedi ama arkadaşlarına övünerek söylüyor. Amiri ya da diğer bir polis de suçun farkında, ‘sus oğlum’ diyor. Zaten Ahmet Şahbaz’ın insan öldürme kastıyla hareket ettiğine dair yeterince kesin kanıt vardı. Bu görüntüyle de kesinleşmiş oldu.”
Kazım Bayraktar mahkemenin ya da savcının tayin ettiği bilirkişilere güvenmediklerini de ekledi:
“Biz kendimiz tarafsız bilirkişiye götüreceğiz. Mahkemenin ya da savcının tayin ettiği bilirkişiler bu hukuksuzluğu yapanların ideolojisine uygun oluyor, onlara güvenmiyoruz.”
“Heyet, iktidarla halk arasında kalmıştı”
Avukat Bayraktar, son duruşmada heyetin “ani bir kararla çekilmesini” de şöyle yorumladı:
“Kamuoyu ilgisi çok yüksek, halkın adil yargılama talebi mahkeme üzerinde baskı yarattı. Bu heyet sanığı çok açıktan kolladı, adil yargılama ilkelerini açıktan ihlal ettiler. Halkta da buna karşı tepki oluştu ve duruşmalar olaylı geçti. Davanın bir tarafında halk var diğer tarafında iktidar, emniyet, polis, mahkeme. Mahkeme adil yargılamayı gerçekleştiremez hale gelmişti, halkta haksızlıkların yarattığı infial ile siyasi iktidarın polisi koruma refleksinin arasında kaldı. Bu baskının karşısında mahkemenin yapması gereken adil yargılamaydı ama yapamadı kaçmayı tercih etti, yani çekildi. Bu da ani ortaya çıktı.”
HSYK adalete değil şekle takıldı
Kazım Bayraktar, heyetin, tutuklama kararı vermeyen mahkemenin ve savcıların adil yargılama konusundaki birçok davranışını şikayet etmelerine rağmen, Hakimler ve Savcılar Yükse Kurulu’nun (HSYK) sadece basına yansıyan “uyuma” konusunda soruşturma açmasını da eleştirdi:
“Asıl vahim olan adil yargılama konusunda HSYK harekete geçmedi.” (AS)